DÜNYAYI KİM YÖNETECEK?
Putin, komşusu ve müttefiki Belarus Cumhurbaşkanı Aleksander Lukaşenko’nun isteğine uyarak, 1 Temmuz’a kadar, Belarus’a taktik nükleer silah konuşlandıracaklarını ve bu silahları 10 bombardıman uçağının da kalkışa hazır savaş nöbeti tutmaya başlayacağını açıkladı.
NATO, Rus tanklarını vurması için Ukrayna’ya zayıflatılmış uranyum kullanan roketler de veriyor. Putin’in, Belarus’a taktik nükleer silah konuşlandırma kararı, ‘Batılı ülkelerin Ukrayna’ya daha fazla silah yardımı yapmalarını önlemek amacıyla alınmış bir karar’ olarak değerlendiriliyor. Fakat, Nixon döneminde ABD Dışişleri Bakanı olan Henry Kissinger, Putin’in bu kararını, “Yeni Soğuk Savaş” olarak değerlendiriyor.
Kissinger, “İkinci Soğuk Savaş kapıyı çalıyor. Bu yeni Soğuk Savaş birincisinden çok daha tehlikeli, yıkıcı ve yıpratıcı olacak. Çünkü ilkinde, baş aktör olarak, yalnızca ABD ve Rusya vardı. Şimdi ise, sahnede Çin de var. Asıl kapışma ABD ile Çin arasında yaşanacak. İki ülkenin silah potansiyelinin yanı sıra, dünya ekonomisine yapabilecekleri etki dikkate alındığında bu sonuç çıkıyor” diyor.
Çin Lideri Şi Cinping, Kissinger’ı doğrularcasına, “Geleceği Rusya ile birlikte kuracağız” diyor.
“Yüzyılın değişimini Çin ile Rusya birlikte gerçekleştirecek. Çin, tarihin doğru ve haklı tarafında yer alacak.” Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in bu sözleri, yalnızca bir temenni değil, çok ciddi bir değişimin habercisi olarak değerlendirilmelidir.
Uluslarası Ceza Mahkemesi’nin Putin’i “savaş suçlusu” ilan etmesinin hemen ardından Moskova’ya üç günlük bir ziyaret geçekleştiren Şi Cinping’in, Kremlin Sarayı surları içinde yer alan ve 1491 yılında Rus Çarı Büyük İvan tarafından yaptırılan 495 metrekarelik Granovita Salonu’nda, Rus devleti kurucusu Knyaz Vladimir tablosu önünde Rusya Lideri Putin ile kadeh tokuştururken söylediği bu sözler, yalnızca ABD’ye değil, tüm dünyaya verilmiş bir “değişim” haberidir.
Çin ile Rusya’nın Hindistan’ı da yanlarına alarak, “Kuşak ve Yol” projelerini hayata geçirmeleri, ABD’nin küresel ekonominin kaptan köşkünü terketmesiyle sonuçlanacak bir gelişmedir.
Bu gelişme, ABD’de bankaların peşpeşe batıyor olmasıyla birlikte değerlendirilmesi gereken bir gelişmedir.
Bu gelişme, Rusya’nın Belarus’a nükleer silah stoklama kararıyla birlikte değerlendirildiğinde, ABD’yi de, Batılı ülkeleri de yakından ilgilendiren ve küresel barışı ciddi olarak tehdit eden bir meydan okumadır.
Küresel barışı giderek tehdit eden boyuta ulaşan bu gelişmelerin başlangıç noktası, Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgal etmeye başlaması değil, 2014’te, Obama’nın başkan olduğu dönemde, ABD’nin Soros eliyle Ukrayna’yı kaosa sürüklemesi sonucunda, Rus yanlısı devlet başkanı Yanukoviç’in Moskova’ya kaçmak zorunda bırakılmasıdır.
ABD’nin, Rusya’nın arka bahçesi olarak gördüğü Ukrayna’yı karıştırmasının nedeni de, Astana Süreci ortakları olan Türkiye, Rusya ve İran’ın, Amerika’nın Irak ve Suriye’nin kuzey bölgelerini birleştirerek kurmaya çalıştığı terör devletine karşı çıkmış olmalarıydı. Rusya da, ABD’nin bu atağına Kırım’ı ilhak ederek karşılık vermiş ve günümüzde Ukrayna’nın harabeye dönmesine, küresel barışın tehlikeye girmesine neden olan gelişmelerin fitili ateşlenmiş oldu.
Son günlerde Rusya ile Çin’in beklenmedik şekilde birbirlerine yakınlamasına neden olan olaylar zinciri de, Ukrayna’ya sürpriz bir gezi gerçekleştiren ABD Başkanı Biden’ın yanına Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’yi alarak, Altın Kubbeli Aziz Mihail Manastırı önünde yaptığı konuşmada, Putin’i eleştirmesiydi.
Biden’ın Putin’i hedef alan sözleri ‘bardağı taşıran son damla’ etkisi yaptı.
Putin de, ABD’nin Ukrayna krizini kullanarak Rusya’yı stratejik yenilgiye uğratmaya çalıştığını iddia ediyor, “Bir yıl önce biz değil, onlar Ukrayna vasıtasıyla üzerimize gelerek bize askeri harekât başlatmaktan başka seçenek bırakmadı” diyordu.
“WANG Yİ: “MOSKOVA’NIN YANINDAYIZ”
Putin’in ABD ile olan “Yeni START” nükleer anlaşmasını askıya aldıklarını açıklamasının hemen ardından Moskova’ya sürpriz bir ziyaret gerçekleştiren Çin Başbakanı Wang Yi, “Rusya’nın yanındayız” mesajı veriyordu. Bu ziyaret, küresel dengelerde büyük bir değişimin başladığını haber veriyordu.
O güne kadar, ABD’nin Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesini, ““iki küresel aktör, 65 ülke ile üç kıtayı birbirine bağlayacak bu dev projenin önünü kesmek ya da kontrolleri altına alabilmek için ortak hareket ediyorlar; Ukrayna sahasında Çin’in önüne bir Çin Seddi oluşturuyorlar. Rusya’ya uygulanmakta olan yaptırımlar bir algı operasyonu”şeklide değerlendirenler,Rusya-Çin yakınlaşmasıyla küresel dengelerin değişmekte olduğundan söz etmeye başladılar.
Çin’in, AB ülkeleriyle elele vererek, üç kıtayı ve 65 ülkeyi birbirine bağlamayı hedefleyen “Kuşak ve Yol”u, ekonomi ağırlıklı bir projeydi. Dolayısıyla, AB-Çin yakınlaşması, sonuçta, ABD açısından ekonomik sorunlar üretebilecek bir projeydi. Fakat, Rusya-Çin yakınlaşması, hem ekonomik hem de askeri ve siyasi sorunlar üretebilecek bir gelişme olmasından dolayı, küresel barışın geleceğine ilişkin ciddi kaygılar yaşanmasına neden oluyor. Çünkü Çin, Rusya ve Hindistan’ı yanına çektiğinde, ABD’nin beka sorununa dönüşen “Kuşak ve Yol”u hayata geçirmekte eskisi gibi zorlanmayacaktır. Bu gelişme, küresel barış açısından çok tehlikeli sonuçlar üretebilecektir.
Rusya-Çin yakınlaşmasında; Çin’in, ABD’nin Tayvan konusunu kaşımaktan vazgeçirme, Rusya’nın da, ABD’nin Rusya’yı yeniden parçalama hevesini törpüleme gibi hedefleri olduğu unutulmamalıdır.
Şİ CİNPİNG: “ÇİN, HAKLININ YANINDADIR.”
Çin devlet Başkanı Cinping’in, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Putin’i, “Ukraynalı çocukların Rusya’ya kaçırıldığı iddiaları nedeniyle” “aranan kişi” ilan etmesinin hemen ardından Moskova’ya üç günlük bir ziyaret gerçekleştirmesi, “Putin’e Çin desteği” olarak niteliyorlar, ama Çin Lideri yalnızca arabuluculuk yapmaya çalıştığını savunuyor. Buna karşılık Çin Devlet Başkanı Cinping’in, Putin ile birlikte, Rusya’nın kurucusu Knyaz Vladimir tablosu önünde kadeh tokuşturarak yaptığı konuşmada, “Yüzyılın değişimini Çin ile Rusya birlikte gerçekleştirecek” demesi, “Ukrayna sorununda Çin Moskova’nın yanında yer adı” şeklinde değerlendiriliyor.
ÇİN ARABULUCU OLMAKTAN NEDEN VAZGEÇTİ?
Biden ile Putin arasında söz düellosunun yaşanması öncesinde Çin’in, “Kuşak ve Yol” projesinin daha fazla geciktirilmeden hayata geçirilmesi amacıyla, Moskova ile Kiev arasında arabulucu olmaya çalışması bekleniyordu. Fakat, Biden’ın sürekli olarak Putin’i suçlaması, yaptırımların kapsamını genişletmesi, en önemli gelir kaynağı olan petrolünü dolaylı yoldan pazarlayan Hindistan şirketi “borsada manüpilasyon yapmakla suçlaması, son olarak da Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Putin’i savaş suçlusu ilan etmesi, ABD ve bazı Batılı ülkeler ile Rusya ilişkilerinin gerilmesine, Pekin-Moskova ilişkilerinde bahar havası yaşanmasına neden oldu. Bu gelişmeler, arabulucu olmaya çalışan Çin’e, doğrudan sahaya inme fırsatı sağlamış oldu.
BELARUS’A TAKTİK NÜKLEER SİLAH
NATO’nun genişleme atılımlarına, Ukrayna’ya giderek artan ve çeşitlenen silah yardımlarına Rusya Lideri Putin, Belarus’a taktik nükleer silah konuşlandırma kararıyla karşılık verdi. Putin 2014’te de, ABD’nin Ukrayna’da yönetim değişikliğine neden olan operasyonlarına Kırım’ı ilhak ederek karşılık vermişti. Putin’in Belarus’a nükleer silah konuşlandırma hamlesi büyük tedirginlik yaşanmasına neden oldu.
Putin, komşusu ve müttefiki Belarus Cumhurbaşkanı Aleksander Lukaşenko’nun isteğine uyarak, 1 Temmuz’a kadar, Belarus’a taktik nükleer silah konuşlandıracaklarını ve bu silahları 10 bombardıman uçağının da kalkışa hazır savaş nöbeti tutmaya başlayacağını açıkladı. Rusya’nın 2 binden fazla taşınabilir nükleer silaha sahip olduğu biliniyor.
NATO, Rus tanklarını vurması için Ukrayna’ya zayıflatılmış uranyum kullanan roketler de veriyor. Putin’in, Belarus’a taktik nükleer silah konuşlandırma kararı, ‘Batılı ülkelerin Ukrayna’ya daha fazla silah yardımı yapmalarını önlemek amacıyla alınmış bir karar’ olarak değerlendiriliyor. Fakat, Nixon döneminde ABD Dışişleri Bakanı olan Henry Kissinger, Putin’in bu kararını, “Yeni Soğuk Savaş” olarak değerlendiriyor.
İspanyol El Munda gazetesine konuşan Kissinger, “İkinci Soğuk Savaş kapıyı çalıyor. Bu yeni Soğuk Savaş birincisinden çok daha tehlikeli, yıkıcı ve yıpratıcı olacak. Çünkü ilkinde baş aktör olarak yalnızca ABD ve Rusya vardı. Şimdi ise, sahnede Çin de var. Asıl kapışma ABD ile Çin arasında yaşanacak. İki ülkenin silah potansiyelinin yanı sıra, dünya ekonomisine yapabilecekleri etki dikkate alındığında bu sonuç çıkıyor” diyor.
Yaşı ilerlemiş olsa da, kurt politikacının bu uyarılarını duymazdan gelmek mümkün mü? Çin Lideri Şi Cinping, Kissinger’ı doğrularcasına, “Geleceği Rusya ile birlikte kuracağız” diyor.
ABD’DE CUMHURİYETÇİLERİN KAZANMASI NEDEN İSTENİYOR?
Rusya’nın küçük çapta da olsa, nükleer silah kullanma girişimi yapması küresel barış konusunda kaygıların artmasına neden oluyor. Bu nedenle, bütün dünya, ABD’de yapılacak seçimleri, Ukrayna savaşını bitirmek isteyen Cumhuriyetçilerin kazanması için dua ediyor. Biden ise, Ukrayna’da zafer kazanabilirse, seçimleri de kazanabileceğini düşünüyor ve Ukrayna’ya yaptıkları silah yardımını giderek artırıyor. Konuyla ilgili yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, Ukrayna’da önü kesilen “Kuşak ve Yol” projesinin, Rusya-Çin yakınlaşmasıyla, hayata geçirilme şansı giderek artıyor. Derin Amerika bu gelişmeden büyük kaygı duymakta. Yaşlı kurt Kissinger’in, “Yeni Soğuk Savaş” uyarısını ABD’nin giderek derinleşen bu kaygıları çerçevesinde okumak gerekiyor.
“Dünyayı kim yönetecek?” sorusunun yanıtı da; “Yeni Soğuk Savaş”ı kim kazanırsa o yönetecek oluyor.