The Economist Dergisi 2023’te yaşanması muhtemel olayları ve yakından izlenecek 10 kritik gelişmeyi sembollerle verdi.
1- Ukrayna’da Savaş 2023 Yılında Devam Edecek
Enerji fiyatları, enflasyon, yüksek faizler, ekonomik büyüme ve gıda kıtlığı Ukrayna’daki çatışmanın önümüzdeki aylarda nasıl sonuçlanacağına bağlı. Ukrayna’nın hızlı ilerlemesi Vladimir Putin’i tehdit edebilirse taktik nükleer silah kullanma olasılığına işaret ediliyor.
2- Jeopolitik Depremler
Rusya, Ukrayna’daki savaşa odaklandığı için başka yerlerdeki çatışma riskini artıyor. Rusya’nın dikkati dağılmışken arka bahçesinde çatışmalar çıkıyor. Çin, Tayvan konusunda harekete geçmek için daha iyi bir zaman olmayacağını düşünebilir.
Himalayalar’da Hindistan-Çin gerilimi artabilir. Ayrıca Economist’in tahminlerine göre, 2023’te Ege’de Türkiye-Yunanistan gerilimi sonrası Türkiye’nin bir müdahalesi söz konusu olabilir.
3-Amerika-Çin Jeopolitik Dansı
Nisan ayında Hindistan’ın nüfusu, yaklaşık 1.43 milyarla Çin’in nüfusunu geçecek. Çin’in nüfusu düşüşte ve ekonomisi ters rüzgarlarla karşı karşıyayken Çin’in dünyanın en büyük ekonomisi olup olmayacağına dair tartışmalar devam ediyor. Daha yavaş bir büyüme, Çin ekonomisinin asla Amerika’yı geçemeyeceği anlamına gelebilir.
4- Yeni Jeopolitik ve Değişen İttifaklar
Jeopolitik gelişmelerin ortasında ittifaklar da sorunlara yanıt üretmeye çalışıyor. Ukrayna’daki savaşla canlanan NATO iki yeni üyeyi ağırlayacak. Ayrıca Suudi Arabistan, Abraham Anlaşmalarına katılabilir.
Önemi artan diğer gruplar arasında Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (Quad- ABD, Avustralya, Hindistan, Japonya) ve AUKUS (Avustralya, İngiltere, ABD) ve I2U2 (Hindistan, İsrail, BAE ve ABD) yer alacak.
5-Enerji Krizi ve İklim
Ülkeler enerji kaynaklarını güvence altına almak için acele ederken kirli fosil yakıtlara geri dönmeye başladı. Ancak savaş, orta vadede hidrokarbonlara daha güvenli bir alternatif olan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandıracak. Rüzgâr ve güneş kadar nükleer ve hidrojen de çok fayda sağlayacak
6- Resesyon Kapıda
Merkez bankaları, yüksek enerji fiyatlarıyla körüklenen enflasyonu bastırmak için faizleri yükselttikçe büyük ekonomiler resesyona girecek. Amerika’nın durgunluğu nispeten hafif, Avrupa’nınki daha acımasız olacak. Güçlü dolar, halihazırda artan gıda fiyatlarının vurduğu yoksul ülkelere zarar verdiğinden acı küresel olarak hissedilecek.
7- Bölünmüş Amerika
ABD’de cumhuriyetçiler ara seçimlerde beklenenden daha kötü performans gösterse de kürtaj ve silahlanma gibi bir dizi çekişmeli Yüksek Mahkeme kararından sonra sosyal ve kültürel ayrımlar genişlemeye devam ediyor. Donald Trump’ın 2024 başkanlık yarışına resmen girmesi bu yangını körükleyecek.
8- İntikam Turizmi
Gezginler karantina sonrası “intikam” turizmine yöneldikçe, turizm harcamaları 2019’daki 1,4 trilyon dolarlık seviyesine neredeyse geri dönecek ancak bunun tek nedeni enflasyonun fiyatları yukarı çekmesi.
1,6 milyar olan uluslararası turist sayısı 2019’da hala salgın öncesi seviye olan 1,8 milyarın altında olacak. Firmalar maliyetleri düşürdükçe iş seyahatleri zayıf kalmaya devam edecek.
9- Metaverse
Sanal dünyalarda çalışma ve eğlenme fikri video oyunlarının ötesine geçecek mi? 2023'te Apple ilk ürünlerini piyasaya sürerken Meta’nın da stratejisini değiştirip değiştirmemeye karar vermesi bize cevap sağlayacak.
10- Yeni yıl, Yeni Kavramlar
2023’te bunun gibi pek çok yeni kelime hayatımıza girecek. Passkeys teknolojisinin yükselmesi bekleniyor. Passkeys parolaların yerini alacak.
Yapılaşma karşıtlığı anlamına gelen ‘Nimby’, konut arzının artırılmasını destekleyenleri tanımlayan ‘Yimby’ gibi pek çok kavramı 2023’te duyacağız. ‘Kriptografi’ ve ‘synfuel’ (sentetik yakıt) gibi kavramlara da yakında aşina olmamız muhtemel.
Küresel falcı The Economist’in on sembolü içinde Ukrayna Savaşı’nın azgınlaştırdığı jeopolitik dalgalar ön sırada yer alıyor.
Ukrayna Savaşı 10’uncu Ayında
Geçen hafta dikkati çeken bir Danimarka istihbarat raporu basına sızdırıldı. Danimarka’nın Baltık Denizi kıyısında olan bır NATO ülkesi olması dolayısıyla bu istihbarat raporuna dikkatle Bakmak gerekiyor.
Danimarka İstihbarat Raporu:
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 10 aydır devam ederken arka planında NATO’nun bulunduğu Danimarka savunma istihbaratının hazırladığı bir rapor durumun daha da kötüye gidebileceğini ortaya koydu.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 24 Şubat’tan beri devam ederken Danimarka Savunma İstihbarat Servisi Forsvarets Efterretningstjeneste bir rapor yayınladı. Hazırlanan raporda Rusya-Ukrayna savaşının gidişatı ve olası senaryolar masaya yatırıldı.
Raporda, Rusya’nın uzun vadeli ve kısa vadeli planları mercek altına alınırken, Rusya’nın öncelikli hedefinin NATO güçlerini Rusya sınırına yakın bölgelerden uzaklaştırmak olduğu belirtildi. İsveç ve Finlandiya’nın Rusya sınırıyla çok geniş bir sınırı paylaştığına dikkat çekilirken bu iki ülkenin NATO’ya girmek için başvuru yapmasının da Putin’in fikrini değiştirmeyeceği belirtildi.
Raporda, “İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyesi olmak için başvuru yapması, Rusya’nın Baltık Denizi bölgesindeki kalıcı askeri varlığını güçlendirmesi anlamına gelecek” denildi. Öte yandan raporda Putin’in gelecek dönemde İsveç ve Finlandiya’ya daha sert tehditler savuracağı da öngörülüyor.
Raporda, “Putin, İsveç ve Finlandiya’daki hedeflerine doğrudan nükleer silah kullanma tehditlerini artıracak” ifadesi yer aldı.
Ne tesadüf, Danimarka istihbarat raporu olası Baltık Savaşı'nı merkeze koyarken Derin Amerika’nın Gölge CIA olarak bilinen Stratejik Analiz merkezi RAND CORPOPARTION manidar bir rapor yayınladı.
Rand Corporation’ın Raporu:
Rusya'nın Ukrayna'yı İstilası Kuzey Kutbu'nu Nasıl Etkileyebilir?
Kuzey Kutbu'nu çevreleyen yedi ülke, Moskova'nın Ukrayna'yı işgaline tepki olarak Rusya'nın şu anda başkanlığını yürüttüğü Arktik Konseyi'nde Rusya ile iş birliğini askıya alacaklarını açıkladı. Konsey, "her zamanki gibi iş" imajını sürdüremeyeceğini söyledi.
Kanada, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri'nin konsey tarihinde benzeri görülmemiş bu hamlesi ve Kuzey Kutbu Konseyi, barışı koruyan diğer uluslararası forumlar tarafından yürürlüğe konan bir dizi yönetim mekanizmasını ve Kuzey Kutbu'nda nesiller boyu iş birliğini çözme tehdidinde bulunuyor. Rusya'nın Kırım'ı yasa dışı ilhakı bile aynı diplomatik tepkiyle sonuçlanmadı.
Yedi Kuzey Kutbu Devleti, ülkeler arasında bilimsel iş birliğini yeniden başlatmak da dahil olmak üzere, Rusya'yı içermeyen Arktik Konseyi faaliyetlerinde iş birliği yapıyor. Ancak Kuzey Kutbu'nda konseyin işine her zamanki gibi dönme olasılığı hâlâ çok uzak görünüyor.
Kuzey Kutbu'nda bir çatışma pek olası olmasa da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in öngörülemeyen davranışı ve Ukrayna'yı işgali temelinde bunun olup olmayacağını tahmin etmek zor. Yanlış hesap yapma riski büyük olabilir- bir çatışma Ukrayna işgalinden Kuzey Kutbu'na sıçrarsa, ABD ordusu bir şekilde dezavantajlı duruma düşer.
Londra merkezli bir politika enstitüsü olan Chatham House'da araştırmacı olan Mathieu Boulègue'e göre, "Moskova, Kuzey Kutbu'nda görece güçlü bir konuma sahip olduğunu hissediyor, bu da açıkça algılanan askeri üstünlüğünden kâr payı elde etmeye çalıştığı anlamına geliyor." Amerika Birleşik Devletleri ve Arktik ortakları, Ukrayna'daki savaşın sona ermesinden sonra mümkün olan en kısa sürede Arktik Konseyi aracılığıyla Rusya ile diplomatik ilişkilere yeniden başlamayı düşünebilir.
Rusya; büyüklük, nüfus ve bölgede konuşlanmış askeri kuvvetler bazında açık ara en büyük Kuzey Kutbu devletidir. Özel Arktik birimleri de dahil olmak üzere binlerce birlik ile rutin olarak Arktik taktik tatbikatları yürütür. Rusya ayrıca keşif istasyonlarına, çift kullanımlı sivil-askeri tesislere ve füzelerle donatılmış üslere ve Alaska'nın 300 mil yakınlığı da dahil olmak üzere geniş kuzey Arktik sınırına dağılmış radara sahip. Ancak Rusya'nın Ukrayna'da devam eden savaşı, Kuzey Kutbu'ndaki bazı yeteneklerini tüketmiş veya en azından bir an için dikkatini Kuzey Kutbu'ndan uzaklaştırmış olabilir.
Rusya ile iş birliğinin askıya alınması, Batı Kuzey Kutbu güçlerini Kuzey Kutbu meselelerini tartışacakları büyük bir resmi mekanizmadan mahrum bırakıyor.
Kuzey Kutbu Konseyi'nin daha geniş faaliyetlerini askıya almak, Kuzey Kutbu'nun II. Dünya Savaşı'ndan bu yana barış içinde yaşayan 4 milyon sakinine potansiyel olarak zarar verebilir. Bölgede, Soğuk Savaş'tan ve ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki çoklu vekalet çatışmalarından kurtulan dikkate değer bir barış hâkim ve Kuzey Kutbu Konseyi bunlarla ilgilenmediği için askeri meseleleri tırmandıracak bir forum da yok.
Kuzey Kutbu'ndaki iş birliğinin çözülmesi, kalıcı ABD varlığının olmaması ve sürekli ortak taktik operasyonlar için sınırlı hazırlık, bölgedeki askeri çatışmayla başa çıkmada zorluklar yaratabilir. En son ulusal savunma stratejisi, Rusya'nın rekabetini kabul etmesine rağmen, Çin'i ABD'nin en büyük rakibi olarak görmeye devam ediyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Kuzßey Kutbu bölgesinde hatırı sayılır varlıkları olmasına rağmen, birçoğu doğası gereği taktiksel olmaktan çok stratejiktir ve anayurt savunması, küresel gözetleme ve güç projeksiyonu için tasarlanmıştır- Kuzey Kutbu'ndaki sürekli operasyonlar için gerekli değildir.
ABD ordusunun birçok bölümü hala Kuzey Kutbu'nda nasıl harekât yapılacağını öğreniyor (veya yeniden öğreniyor). Çabalar; aşırı hava koşulları, kutupsal uyduların eksikliğinden kaynaklanan zayıf iletişim ve atmosferik parazit, donma sıcaklıkları için optimize edilmemiş ekipman ve Arktik ortaklara sorunsuz bir şekilde güvenme yeteneğinin sınırlı olması nedeniyle engelleniyor.
Var olan sınırlı altyapı, tam teşekküllü askeri operasyonları desteklemek için ne birbiriyle bağlantılı ne de donanımlıdır. Kuzey Kutup Dairesi'nin kuzeyindeki birkaç uçak pisti, askeri uçakları kabul edebilir ve onları aşırı unsurlardan korumak için daha da az hangar mevcuttur. Kara, deniz ve hava varlıklarının tümü, ABD Kuzey Kutbu'nda ender bulunan bir kaynak olan yakıt gerektirir.
Kuzey Kutbu, ABD taktik savunmasında görece zayıf bir nokta olmaya devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Kutbu tatbikatları gerçekleştirdi, ancak bölgedeki genişletilmiş operasyonları desteklemek için yeterli askeri gücü eğitecek sıklıkta veya ölçekte değil. Avrupa Kuzey Kutbu'nda nispeten az sayıda kara kuvveti, sert Kuzey Kutbu koşullarında daha iyi hayatta kalmak ve savaşmak için Norveçli muadilleriyle birlikte eğitim alıyor.
Rusya ile diplomasi bir noktada bir seçenek haline gelebilir. Ancak bir çatışmanın yayılması ne kadar olası olursa olsun ABD, Rusya'nın yokluğunda Arktik Konseyi'nde liderlik pozisyonu üstlenerek stratejik çıkarlarını destekleyebilir.
Bunu yapmak için ABD, Alaska'daki Kuzey Kutbu'na hazır taktik varlıklarını artırabilir, Kuzey Kutbu altyapısına daha fazla yatırım yapabilir, Sahil Güvenlik'in ABD'nin Kuzey Kutbu'ndaki durumsal farkındalığını artırma ve yerel topluluklara ulaşma programını ilerletebilir ve Kuzey Kutbu uyduları aracılığıyla yer iletişimini geliştirebilir. ‘ABD, bu adımları atarak Kuzey Kutbu'ndaki savunma ve güvenlik konumunu sürdürmeye ciddi şekilde bağlı olduğunu gösterebilir.’
Raporlar Tamam da Baltık Savaşı Olabilir
Doğu Akdeniz ve Ege’de Derin Amerika Neyin Peşinde?
Ukrayna savaşı başladığından bu yana derin Amerika, Yunanistan’ı garnizon devlete çevirdi. Başta Dedeağaç olmak üzere 12 askeri üs kuruldu, genişletildi.
Yunanistan’ı ve Kıbrıs Rumlarını kucaklayan ve tetikçilik yaptıran derin Amerika (NATO) belli ki Ukrayna savaşı bağlamında Doğu Akdeniz ve Ege jeopolitik dalgalarını azgınlaştırırken Türkiye’yi kuşatıyor. Rahatsız ediyor. Tedirgin Ediyor. Türkiye’nin bağımsız duruşunu hazmedemiyor. Eski günlerde olduğu gibi Türkiye’ye tekrar NATO prangası takmayı hayal ediyor.
Sonuç
1)Derin Amerika (NATO) Ukrayna Savaşı’nı 2023’te de devam ettirmeyi kafaya koyarak, ne yazık ki, Türkiye’yi Ege ve Doğu Akdeniz’den kuşatıyor.
2)İsveç ve Finlandiya’yı NATO'ya aldırmak suretiyle Rusya’yı hem Doğu Avrupa'da ve hem de Baltık Denizi’nden kuşatıyor.
(Baltık Denizi'ndeki Rusya çıkışı St. Petesburg ve Litvanya içindeki toprakları dışındaki Kaliningrad'da çembere alınıyor. Rusya'nın en güçlü donanması Kaliningrad'ta. Stratejik Deniz ve hava üsleridir)
3)AUKUS(Avustralya-İngiltere-Amerika) olarak bilinen bir anlaşma ile Çin’i de Asya Pasifik’ten kuşatmaya başlattılar.
Evet. Amerika-İngiltere-Ukrayna Savaşı üzerinden yeni jeopolitik haritalar hazırlanıyor. Bilerek ve isteyerek jeopolitik depremler tetikleniyor.
Başarabilecekler mi?
Ne demişti büyük Türk şairi, yazar ve düşünürü rahmetli Sezai Karakoç, Ey Sevgili şiirinde: Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır. Göklerden gelen bir karar vardır.