Güney Azerbaycan'da Türkçe isim mücadelesi, Huntay adlı çocuğun 6 yıl sonra kimlik almasıyla zaferle sonuçlandı.
İran'da 6 yıldır kimliksiz yaşayan Güney Azerbaycan Türkü Huntay adlı çocuk, nihayet Doğu Azerbaycan vilayetinin Culfa kentindeki Nüfus İdaresi'nden kimliğini aldı. Babası Taymaz Mehralibeyli, oğlunun kimliğini Instagram'da paylaşarak, "İran İslam Cumhuriyeti Nüfus Teşkilatı sonunda direnişimize boyun eğdi ve Huntay'ın kimliğini vermek zorunda kaldı" dedi.
Mehralibeyli, yıllardır nüfus idaresinin Huntay ismine karşı çıkmasının, ancak ailesinin bu dirençle gösterdiği mücadelenin, sivil bir hak arayışının önemli bir örneği olduğunu belirtti.
İran'da Türk aileler, çocuklarına Türkçe isim koymak istediklerinde uzun süren bir hukuki mücadeleye girmek zorunda kalıyorlar. Bu süreç aylar, hatta yıllar sürebiliyor. Çoğu zaman istedikleri sonuca ulaşamayan aileler, mecburen farklı isimler seçmek zorunda kalıyor. Ancak, Mehralibeyli ailesi gibi direnenler, çocuklarının adlarını nüfus idaresine kabul ettirmek için büyük bir kararlılık gösteriyorlar. Bu mücadelenin sonucunda, Huntay adının kabul edilmesi, diğer aileler için de bir umut ışığı oldu.
Taymaz Mehralibeyli, Amerika’nın Sesi’ne üç yıl önce verdiği bir röportajda, nüfus idaresinin Huntay ismine karşı çıkmasının sebebinin, bu ismin İran kökenli olmadığını belirtmişti. Türkçe isimlerin "İran kimliği taşımadığı" iddiasıyla reddedildiğini, oysa Yunan ve diğer yabancı kültürlerden birçok ismin İran'da çocuk isimleri listesine alındığını vurgulamıştı. Taymaz Bey, bu durumu "çirkin bir ayrımcılık" olarak nitelendirmişti.
İran'da bir ailenin seçtiği isim nüfus müdürlüğü tarafından reddedilirse, bürokratik ve yasal süreçlerden geçerek bu isimle kimlik alabilirlerse, bu durum diğer aileler için de bir yol açar. Böylelikle, yasal mücadele sonucunda, nüfus idaresinin listesinde olmayan bir isimle kimlik alındığında, diğer aileler de çocuklarına bu ismi rahatlıkla verebilir ve kimlik alma sürecinde zorluk yaşamazlar.
Ancak kimliği olmayan çocuklar, özellikle sağlık ve eğitim gibi hayati konularda ciddi sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar. Kimliksiz çocuklar, hasta olduklarında tedavi görmekte zorluk yaşıyor ve bu süreçte hayatları ciddi şekilde tehlikeye giriyor. Bu nedenle, birçok aile, çocuklarının hayatını riske atmamak için bu mücadeleyi veremiyor ya da farklı organlar tarafından tehdit ediliyorlar. Ayrıca, kimliksiz çocuklar, eğitim konusunda da büyük sıkıntılar yaşıyor ve okula kaydedilmiyorlar.
Bu durum, İran'daki Türklerin yıllardır maruz kaldığı asimilasyon ve kültürel soykırım politikalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Türkçe isimlerin reddedilmesi, kültürel kimliğin bastırılmasına yönelik açık bir örnek olarak insan haklarına aykırıdır. Uluslararası insan hakları belgelerine göre, her ailenin çocuğuna istediği ismi verme hakkı bulunmaktadır. Bu hak, çocuk haklarının ayrılmaz bir parçası olarak tanınmakta ve her çocuğun kimlik alma hakkıyla ilişkilendirilmektedir. Ailelerin bu hakları, onların kültürel ve dilsel haklarını korumanın yanı sıra, çocukların milli kimliklerini özgürce ifade etmelerine de olanak tanır.
Ali Hamzehzadeh