AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

Dosent Dr. Güray ALPAR - “Kamikadze pilotsuz uçan aparatların Avropanı vurması nəticəsində Ukrayna ilə bağlı sanksiyalar və yaxud uğursuzluqlar” - ÖZƏL

  • + A
  • - A
  • 14-12-2022, 13:23

    Dosent Dr. Güray ALPAR - “Kamikadze pilotsuz uçan aparatların Avropanı vurması nəticəsində Ukrayna ilə bağlı sanksiyalar və yaxud uğursuzluqlar” - ÖZƏL

    Dosent Dr. Güray ALPAR
    General-mayor


    Sıx məlumatlarla "zamanın sürətli axması", həddindən artıq görüntülərə məruz qalaraq "dünyanın kiçilməsi" qavrayışını yaşayarkən, hər şeyə rəğmən itirilmək mühitində kimlik və başqalıq bağının yoxa çıxmasına şahid oluruq və bəlkə də dünyanın ilk dəfə dairəvi olduğunu dərk edirik.

    Digər tərəfdən, minlərlə illik yığılma; Sürətli tərcümələrlə onun dərinliyini dərk etmədən “sivilizasiya” adı altında sistem yaradanlar artıq o həddə çatır ki, güc zəhərlənməsi ilə özlərini məhv etməyə başlayırlar.



    Batı modelinin, parçalamış ve birbirinden ayırmış olduğu olguları, bütün kutuplaşmaların ötesine geçip, yeniden birleştirme yetisini gösterip göstermeyeceği (Touraine, 2007: 290) pek bilinmiyor ama sözde modern çağın sonuna yaklaşırken, durumların anormal sonuçlarını her geçen gün biraz daha fazla hissediyoruz (Guenon, 2015:30).

    Anormal olarak nitelendirilebilecek hususlardan birisi de uygulanmaya çalışılan sözde “yaptırımlar” konusunun, gerçekte “kimi ve nasıl” etkilediğidir. Ama bunun öncesinde sorulması gereken asıl soru da “kimin işine” yaradığıdır. Ancak, her iki soruya da sağlıklı bir cevap vermek, ne yazık ki, yaratılan kaybolmuşluk ve algı operasyonları altında mümkün olmuyor ve başta Avrupa olmak üzere bir kısım dünya, azgın bir su üzerinde akıntıya kapılmış durumda, çaresizce kendisini bekleyen hazin sona doğru kontrolsüzce gidiyor.

    Avrupa deyince sınırlarını da belirlemek gerekiyor. Doğu sınırının Ukrayna’nın da ötesine, Rusya içlerine, hatta Ural Dağlarına kadar uzandığı biliniyor (National Geographic Atlas of the World, 1999: 68-69). Ukrayna, bir Avrupa ülkesi olarak, (4) AB ülkesi ile karadan (Polonya, Slovakya, Macaristan ve Romanya) ve (2) AB ülkesiyle de denizden komşu (Romanya ve Bulgaristan). AB’nin de aday ülke statüsünde. Bu yıl 23 Haziran tarihinde AB ülkeleri liderler zirvesinde Ukrayna’ya, Moldova ile birlikte aday ülke statüsü verilirken, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bu ülkeleri “Avrupa ailesinin bir parçası” olarak gördüklerini beyan etmişti. Eğer öyle ise, AB ailesinin bir parçası olan ve Avrupa’da yer alan Ukrayna’nın, halen İran’dan gelen “Kamikaze Dronların” saldırısı altında olduğu iddia ediliyor!



    Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından uygulanmaya başlayan yaptırımların, bu ülkeden çok, Avrupa’yı daha fazla etkilediği biliniyor. Sıkıntılar giderek artıyor ve Avrupa’nın zaten devam eden gerileme sürecini daha da hızlandırıyor. Diğer yandan, İran’a da uzun bir süredir yaptırımlar uygulanıyor ya da uygulanıyor gibi gözüküyor ve bu yaptırımlardan İran halkı, özellikle siviller ve çocuklar, olumsuz şekilde etkileniyor. Ancak garip olan bu dönemde İran yönetiminin; Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde, kendisine yakın hükümetler kurmak için öncesinden çok daha aktif olduğunun görülmesi. Bu ise sözde yaptırımların caydırıcılığı ve uygulanış biçimi hakkındaki şüpheleri artırıyor.

    Diğer taraftan İran’ın, bir şekilde ihtiyaç halinde bulunan Rusya’ya, kamikaze dronları sattığı biliniyor. İran yönetimi başlarda bunu inkâr etti. Bu yıl Ekim ayında İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Kanani, Batılı ülkelerin İran’ın Rusya’ya insansız hava aracı gönderdiği iddiası ve bu konuda İngiltere, Fransa ve Almanya tarafından BM’ye başvuruda bulunularak tarafsız bir inceleme yapılmasını talep etmelerine tepki göstererek bu tür “provokatif yaklaşımlardan” kaçınılması çağrısında bulunmuştu. Ancak gösterilen delillerden sonra İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Rusya’ya drone sattıklarını itiraf etti ancak bunun 24 Şubat’ta savaşın başlamasından önce olduğunu savundu. Bu garip durum karşısında ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü “Temmuz’dan beri uyarıda bulunuyor ve bu konuda İranlı operatörlerin Rus askerlerini eğittiğini söylüyoruz. Drone’ların bu yaz gönderildiğine dair deliller var.” derken, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy “Sonunda itiraf ettiler ama bunu yaparken bile yalan söylediler” dedi. Zelenskiy ayrıca, “Çok az sattık diyorlar ama her gün en az 10 İran insansız hava aracını düşürüyoruz” yorumunu da yaptı.



    Beyaz Saray’a göre İran, ağustos ayından bu yana Rusya’ya yüzlerde İHA gönderdi ve ortak bir üretim bandı kurmak istiyor. Bu haliyle de şu anda Ukrayna’da savaşa doğrudan müdahil. Eylül ayı başından beri Ukrayna’da bu dronlar geniş bir yelpazedeki hedeflere karşı açıkça kullanılıyor. Bu hedefler; Ukrayna Özel Kuvvetleri, Zırhlı ve topçu birlikleri ile hava savunma ve özellikle de enerji alt yapı tesisleri.

    1889 yılından beri yayın yapan, ABD merkezli uluslararası günlük “The Wall Street Journal” (WSJ) gazetesinin yorumuna göre İran; Ukrayna savaşını kullanarak, daha önce küçük çapta; Etiyopya, Sudan ve Tacikistan gibi coğrafyalarda gösterebildiği gücünü, daha geniş coğrafyalara taşımak ve dron üretimi ve ihracatını artırmak niyetinde ve bunun için gizli bir finansal sistem oluşturmuş durumda. (Nissenbaum ve Faucon, WSJ, Tahran Ortadoğu'nun Ötesindeki Gücünü Projelendiriyor, ABD ve Avrupa'yı Test Ediyor: 28 Ekim 2022).

    Yine aynı yayın organının kasım ayında Ian Talley tarafından kaleme alınan yazısı ise daha da ilginç hususları gündeme taşıyor. Bilindiği üzere Ukrayna’da düşürülen ve İran’a ait işaretleri üzerinde taşıyan insansız hava araçları, Ukrayna istihbarat uzmanları tarafından incelenmiş ve belgelendirilmişti. Avrupa’nın ortasında Ukrayna’da düşürülen İran insansız hava araçlarından toplanan delillere göre, bu araçlardaki parçalardan çoğunun ABD ve diğer müttefik ülkelerdeki şirketler tarafından üretildiği ve bir şekilde İran’a satıldığı ortaya çıktı.



    Wall Street tarafından da incelenen belgelere göre, İran modern tarihinin en kapsamlı yaptırımlarına maruz kalmasına rağmen, kendisini güçlü yeni silahlarla donatmayı başarmıştı ve bunu Avrupa’da kullanıyordu (Ian Talley, WSJ, Ukrayna Analizi: İran’ın İnsansız Hava Araçlarının Arkasındaki Batı Tedarik Zinciri: 16 Kasım 2022). Aynı yayın kuruluşunun başka bir analizine göre, İran hava aracındaki bileşenlerin yarısından fazlası ABD merkezli firmalar tarafından üretilmiş, diğer parçalar ise Almanya ve İsrail gibi ülkelerdeki şirketler tarafından.

    Buraya kadar olanlar bize zaten, “İrangate” olayını itiraf etmek zorunda kalan Başkan Reagan’ın, Oval Ofisteki, 2 Aralık 1986 tarihli ünlü televizyon konuşmasını hatırlatıyor (https://www.youtube.com/watch?v=D4vYBwc05ko).

    Bu konuşmasında Reagan, ABD’nin ulusal çıkarları gereği terörist olarak nitelediği İran’a neden bazı silah parçalarını gönderdiklerini izah ediyor ve ABD kamuoyunu ikna etmeye çalışıyordu. ABD sözde terörizmle mücadele adına bunları yapmıştı. “İrangate” skandalı esas itibarıyla ABD yönetim kademesindeki bazı kişilerin, İsrail aracılığı ile İran’a silah satmasını ve gelirlerini yasa dışı bir şekilde Nikaragua’daki dönemin solcu yönetimini devirmeye çalışan gerillaları desteklemek için kullanılmasını kapsıyordu.

    Ortaya çıkan böylesi bir durumu araştıran ve parçaların İran’a nasıl ulaştığını bulmaya çalışan Wall Street Journal yayın kuruluşundan Ian Talley, ilginç olaylarla karşılaşıyor. “İsrailli bir sözcü bulguları araştırdıklarını söylerken, Alman büyükelçiliği yorum yapmıyor, üst düzey bir ABD Ticaret Bakanlığı yetkilisi ise yorum yapmayı reddederek, Ukrayna’da silahların yayılmasını önlemek önceliğimizdir” diyor (WSJ, 26 Kasım 2022). Görmek, akıl, kalp ve gözün devreye girmesi ile gerçekleşir ve anlayıp kavramakla sonuçlanır. Bakışta ise bir geçicilik söz konusudur. Neticede görmek de bir kabiliyettir ve görmek istemeyen ne yapsanız görmez.

    Diğer taraftan bu hafta sonu, Ukrayna’nın Odessa kentinin de hedef alındığı saldırılarda, sivil hedeflerle birlikte enerji alt yapısı da hedeflendi. Zelenskiy çaresiz bir halde, “Gece boyu İran yapımı dronlarla, başta Odessa olmak üzere birçok yerleşim yerine saldırılar düzenlendi. Odessa bölgesinde 1.5 milyondan fazla kişi elektriksiz kaldı. Bu bölgede durum çok ağır” açıklaması yaparken, aynı saatlerde elektrik sorunu olmayan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrel’den de BM ile koordineli olarak, ihtiyacı olan ülkelere tahıl başta olmak üzere gıda sağlayabilmek için aylardır bütün gayretini ortaya koyan ve AB üyesi olmayan Türkiye ile ilgili “Türkiye’nin, AB’nin Rusya’ya yönelik kısıtlayıcı önlemlerine katılmama politikası endişe kaynağı” şeklinde bir alakasız bir açıklama geldi. İdrak, anlama yeteneği ile kavrama anlamına gelir. Kavrama ise durum ve olaylarla ilgili psikolojik bir süreç olup, bilenle anlaşılan arasında bir bağıntıdır.

    Borrell’in olaylardan uzak olduğu ve Ukrayna gerçeğini anlamadığı anlaşılıyor. Ölüm, başkalarına yakın ancak bize uzak gibidir. Bir gün öleceğimizi bilsek bile kendimizden hep ayrı tutarız onu. Ancak ölüm anı gelip çattığında, göğün gürlemesini yanında hisseder insan (Deniz, 2005:7). Ve o an korkuyla fark eder, hep dağların ardına düşen yıldırımların bu kez oralara düşmediğini. Tok, açın halinden anlamaz derler. İnsan karnı tokken ve nereye düşeceği belli olmayan kamikaze dronların saldırısından uzak güvenlik sorunu olmadan farklı söylemlerde bulunabilir. Eğer, Borrell bu açıklamaları o gece Odessa’dan yapsaydı, her halde ondan farklı sözler duyardık. Her durumda ve özellikle böylesi kritik bir ortamda, üst düzey yetkililerin durumdan ve gerçeklerden kopuk bir şekilde olayları değerlendirme yeteneklerini kaybetmeleri gerçek bir talihsizlik.

    Kısaca; sözde yaptırımlar alakasız açıklamalarla uygulanmaya devam ediyor, son derece kritik olan ABD, İsrail ve Alman firmalarına ait parçalar silah yapımı için İran’a kolayca ulaşıyor, enerji tesisleri yok edilen Ukraynalılar soğukta dron saldırıları altında yaşamaya devam ediyor, kamikaze dronlar ise Avrupa’yı ortasından vurmaya devam ediyor.

    Bizler mi? Yoğun bilgilenme ile “zaman hızlanması”, aşırı görüntülere maruz kalarak da “dünyanın küçülmesi” algısını yaşarken, her şeye rağmen kaybolmuşluk ortamında, bir kimlik ve ötekilik bağının da ortadan kalktığına şahit oluyor ve sözde modern çağın sonuna yaklaşırken, menfaatler üzerine uzlaşı durumlarının her geçen gün karmaşıklaşan anormal sonuçlarını hayretler içinde anlamaya çalışıyoruz.


    Kaynakça:

    Deniz, Ahmet. (2005). Ölüm Son Değil, Alperen Yayınları: Ankara.

    Guenon, Rene. (2005). Modern Dünyanın Bunalımı, Çev. Mahmut Kanık, Hece Yayınları: Ankara.

    https://www.youtube.com/watch?v=D4vYBwc05ko.

    Ian Talley, WSJ, Ukrayna Analizi, İran’ın İnsansız Hava Araçlarının Arkasındaki Batı Tedarik Zincirini Tanımladı: 16 Kasım 2022).

    National Geographic Atlas of the World. (1999). Washington DC. 7th Edition, Europe.

    Nissenbaum ve Faucon, WSJ, Tahran'ın Ortadoğu'nun Ötesindeki Gücünü Projelendiriyor, ABD, Avrupa'yı Test Ediyor: 28 Ekim 2022.

    Touraine, Alain. (2007). Bugünün Paradigmasını Anlamak İçin Yeni Bir Paradigma, Çev. Olcay Kunal, Yapı Kredi Yayınları: İstanbul.


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR


    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR