70 yıl Rus komünist sisteminin işgali altında kalan Azerbaycan Türk yurdu ve onun mümtaz vatanperverleri, bu süre içinde yoğun ve kesintisiz asimilasyona maruz kaldılar. Bu en azından üç nesil demektir. Komünist görünümlü ama aslında daima Rus milliyetçiliğini ve baskın kültürünü empoze eden bu sitem ile Azerbaycan Türküne, milli kimlikleri unutturulmaya ve AZERİ diye bir millet uydurulmaya çalışıldı. Halbuki Oğuz boyundan gelen Azerbaycan Türkü, aslında sosyal yapısı, edebiyatı, şiiri ve kullandığı Türkçesi ile bizden daha sade TÜRK kaldıkları aşikardır.
Nihayet SSCB çökünce, milli kimliğine dönen Azerbaycan Türk’ü; damarlarında ve öz benliğinde var olan ruh geri döndü. Şehit Şair Ahmet Cevad’in “Çırpınırdın Karadeniz, Bakın Türkün Bayrağına, Ah Ölmeden Bir Görseydim, Düşebilsen Toprağına” derken, Anavatan Türkiye’ye özlemi ve tek devlet arzusundan başka nedir?….
Büyük Şair ve alim Bahtiyar Vahapzade’nin; “Bir ananın iki oğlu, Bir amalın iki qolu. O da ulu, bu da ulu, Azərbaycan - Türkiyə . Dinimiz bir, dilimiz bir, Ayımız bir, ilimiz bir, Eşqimiz bir, yolumuz bir, Azərbaycan - Türkiyə” Azerbaycan coğrafyasında Türklüğü canlı tutan binlerce kalemşörden sadece ikisi yazdım.
Hayatlarını bu milli dava uğruna feda eden binlerin mücadelesini, Rahmetli Ebulfez Elçibey’in “Siz büyük bir milletin evlatlarısınız… Azerbaycan adı bize sonradan verilmiş, hepimiz Türküz ve Türkçülüğümüzle her zaman gurur duymalıyız.” Bu sözlerinde bulabilirsiniz.
Çök şükür, bazen bir musibet bin nasihatan iyidir. Anadolu ve Kıbrıs Türkleri ile Azerbaycan Türkleri Karabağ Zaferinde sonra gördüler ki, “Türkün dostu yine TÜRKTÜR” Birlik olursak bizi yıkamayacaklarını hep beraber gördük. Sadece iyi liderlere ihtiyacımız varmış.
Azerbaycan’da Türk ülküsünün son hızla yükseldiğini görmek bizi derinden guruldandırmakta ve gelecek umutlarımızı perçinlemektedir.
Türk ordusunun yüzyıllara dayanan geleneklerinin Azerbaycan ordusu tarafından benimsenerek, aynı rütielleri uygulaması, ordu hiyerarşinin ve eğitimin tek çatıda toplanması ve her iki devlet ordularınca uygulanması hepimizi gururlandırmakla beraber, iki ordunu adeta aynı genelkurmaya bağlı birlikler gibi olduğu demektir. Daha somut söylersek, Azerbaycanlı bir komutan Türk ordusunu yönetebilir, Türkiyeli bir komutan da Azerbaycan ordusunu yönetebilir. Söylem ve eylem birliği kazandırılan bu 30 yıllık gayret meyvelerini vermiştir. Dün Türkiye MSB, Kara Harp Okulu mezunu Karabağ’da Şehit olan üç Azerbaycanlı Subay için taziye paylaşımı yaptı. Bu yüce mevkiiye erişen Azerbaycanlı Subay kardeşlerimle aynı okuldan mezun olmanın onuru ve bir o kadar da üzüntüsünü de yeri gelmişken paylaşmak isterim. “Kara Harp Okulu 1997 yılı mezunu Piyade Kurmay Albay Babek SEMİDLİ 23.11 2020 tarihinde, 2004 yılı mezunu Topçu Binbaşı Ferid ALEKBEROV 08.11.2020 tarihinde, 2014 yılı mezunu Piyade Yüzbaşı Samir MİKAYILLI 09.11.2020 tarihinde Karabağ’ın işgalden kurtuluşu operasyonu esnasında şehit olmuşlardır.” Ruhuz ŞAD OLSUN….
Bu gün Bakü’de Zafer Günü töreninden bir Azerbaycan Türkü subayın fotoğrafını paylaşarak, kelimelerin yetmediği diyeceklerimi bu resim anlatıyor.
Saygılarımla…..
Dr.E.Alb. Yaşar ERTÜRK
Zaporijya-Ukrayna