İngiliz birlikleri tarafından işgal edilen “Mektebi-i Tıbbiye-i Şahane”yi, kurtarmak isteyen Tıbbiye öğrencileri, okulun kuruluş yıldönümü olan”14 Mart”’ta topluca kutlama yapmaya karar verirler.
Asıl maksatları işgal kuvvetlerine karşı ayaklanmak olan Tıbbiyeliler, 3. sınıf öğrencisi olan Hikmet Beyin önderliğinde büyük bir gösteri yaparlar.
Bunu gören işgal kuvvetleri, olaya müdahale ederlerse de, Tıbbiyelilerin okulun iki kulesi arasına büyük bir Türk Bayrağı asmalarını engelleyemezler.
Bu olay ile Tıbbiyeliler 14 Mart 1919'da işgale ve emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesini başlatmış oldular.
Bu nedenle “14 Mart” Türkiye'de “Tıp Bayramı” olmaktan başka aynı zamanda; Tıbbiyelilerin işgalci emperyalist güçlere karşı çıkışının da yıldönümü dür.
Tıbbiye öğrencileri 4 Eylül'de Sivas'ta toplanacak kongreye katılmak üzere aralarından iki temsilci seçerler.
Bunlardan biri de işgalci İngiliz askerlerine karşı gelerek okulun kuleleri arasına Türk bayrağı asan Tıbbiyeli Hikmet Bey'dir.
Öğrenciler Sivas Kongresine katılacak arkadaşlarının masraflarını karşılamak için aralarında para toplamışlar, ancak toplanan para bir öğrencinin gidiş-geliş masrafını karşılayacak kadar olması nedeniyle, Tıbbiyeden seçilen iki öğrenci yerine sadece biri, yani 18 yaşındaki Tıbbiyeli Hikmet Beyi Sivas Kongresine gönderebilmişlerdir.
Çok zor koşullarda Sivas Kongresine katılan 18 yaşındaki Tıbbiyeli Hikmet kongrenin en genç delegesiydi.
Sivas Kongresi başladığında Mustafa Kemal Paşa buradaki olumsuz havadan çok rahatsız olmuştur.
Çünkü en yakınındakiler dahil birçok delege, bağımsızlık mücadelesinin başarılı olacağına inanmıyor, kurtuluş için ABD veya İngiliz mandası (himayesi) istiyorlardı.
Kongredeki bu olumsuz havayı dağıtan ve delegeleri kendine getiren, 18 yaşındaki Tıbbiyeli Hikmet Bey oldu.
Hikmet Bey heyecanla ayağa kalkarak;
“Beyler;
Delegesi bulunduğum Tıbbiye, beni buraya bağımsızlık yolundaki çalışmalara katılmak üzere gönderdi.
Mandayı kabul edemeyiz. Eğer manda fikrini kabul edecek olanlar varsa bunları şiddetle reddeder ve kınarız.
Eğer manda fikrini kabul ederseniz sizleri de hain ilan ederiz ”
Ardından Mustafa Kemal ‘e dönerek aynı heyecanla;
“Paşam siz de manda fikrini kabul ederseniz sizi de reddederiz. Mustafa Kemal Paşa'yı vatan kurtarıcısı olarak değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve lanetleriz.” demiştir.
Mustafa Kemal Paşa Tıbbiyeli gencin onurlu duruşunu çok beğenir ve o meşhur cevabını verir;
“Evlat içiniz rahat olsun. Biz azınlıkta kalsak da mandayı kabul etmeyeceğiz. Manda da yok, himaye de. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklal ya ölüm..”
Daha sonra Mustafa Kemal Paşa delegelere dönerek, “Beyler gördünüz mü, muhtaç olunan kudret gençliğin asil kanında zaten mevcut ” deyip, Tıbbiyeli Hikmet ‘i alnından öper.
Kongrede söylenen bu sözler, daha sonra Atatürk'ün Nutkunun sonundaki Gençliğe Hitabe de “… Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” cümlesiyle tüm gençliğe yol gösterici olmuştur.
14 mart Tip bayramı kutlu olsun