''BANA KURULAN KOMPLOYU SAYIN İLHAM ALİYEV'İN BOZACAĞINA İNANIYORUM''Azadmedia.az 'ın Türkiye temsilcisi Abdullah Yiğit 'in verdiği haber 'e göre, Azerbaycan'ın Milli Lideri Haydar Aliyev döneminde Başsavcı olarak görev yapan ve daha sonra Azerbaycan'ın Romanya Büyükelçiliği ve ardından Sırbistan, Bosna-Hersek ve Karadağ Büyüeklçisi olarak görev yapan Prof. Dr. Eldar Hasanov, 1 yıl önce bilinmeyen bir sebeple Bakü'de tutuklanmıştı. Çeşitli sağlık sorunları yaşayan ve hapishanede durumu ağırlaşan Eldar Hasanov bir süre önce ameliyata alınmış, daha sonra tekrar cezaevine gönderilmiş ve sağlık durumu daha da kötüleşmişti. Büyükelçi Eldar Hasanov, geçtiğimiz günlerde Azerbaycan Savcılığı'na ifade verdi.
İfadesinde, kendisine yöneltilen suçlamaların asılsız iddialardan ve iftiralardan ibaret olduğunu belirten Hasanov, ''Bu suçlamalar yasadışı, temelsiz, kasıtlı ve sipariş iftiralardır. Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'in adaletine güveniyorum. Bana karşı kurulan intikam amaçlı bu komplonun bozulacağına inanıyorum.'' dedi.
27 yıldan bu yana Azerbaycan'ın Umum Milli Lideri Haydar Aliyev'in ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in siyasetine sadık olduğunu, bulunduğu her ortamda ve görevde Azerbaycan'ın milli menfaatlerini en yüksek seviyede koruduğunu anlatan Eldar Hasanov, '' Yaşadığım ağır sağlık sorunlarına rağmen, tedavim engelleniyor, büyük bir hukuksuzla ve önyargıyla hukuk cinayeti işleniyor. Şahsıma manevi ve fiziki eziyet uygulanıyor. Azerbaycan Başsavcısının, ülkenin en eski Başsavcısına karşı bu kadar kasıtlı tavrını görmek çok üzücü. Maruz kaldığım bu uygulamalar, hukuk tarihine kara bir leke olarak yazılacak'' şeklinde konuştu.
PROF.DR. ELDAR HASANOV, İFADESİNDE ŞUNLARI SÖYLEDİ:
“Tutukluluğumun ertesi günü 13 Ağustos 2020’de Bakü’deki Sabail Bölge Mahkemesi’nde şunları söylemiştim: “Yaşananların kamuoyu tarafından bilinmesi için: hakkımdaki ceza davasıyla ilgili tüm konuların ülke içinde hukuken, tarafsız ve adil şekilde soruşturulmasını temenni ediyorum, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in adaletine inanıyorum''
Tutuklanmamın ve bana yöneltilen suçlamaların yasadışı, temelsiz, kasıtlı ve siparişli olmasını protesto etmek için bugüne kadar ifade vermedim.
Savcılığın basına verdiyi kasıtlı ve yanlış bilgiler hakkında ilk kez tutuklanmamın asıl nedeninin kesinlikle o bilgide iddia edilenler olmadığını belirtmek istiyorum. Tutuklanmamın asıl nedeni, güya benim siyasi iddiamın ve amaçlarımın olması, güya siyasi muhalefetle temas içinde olmam, güya benim hükumeti eleştirilen mektuplar yazdığım gibi tamamen yanlış ve uydurma bilgilerden ibarettir. Bu nedenle kamuyounu ve ülke yönetimini bilgilendirmek maksadıyla bu açıklamayı yapıyorum. 2 Şubat 2020’de Brüksel şehrinde Avrupa’da Azerbaycan’ı temsil eden büyükelçilerin kapalı toplantısı da dahil olmak üzere Dışişleri Bakanlığı’nın kapalı toplantılarında ve mektuplarımda devletimizin politikasını zarar veren ilgisiz ilişkiyi eleştirdim. Ama sorumlu memur olarak onları hiçbir yerde yayınlamadım. Konuşmalarımın ve mektuplarımın transkriptlerinin hepsi ilgili devlet kurumlarında
saklanmaktadır. Son 2 yıldır doğru olmayan bilgilerin kasıtlı olarak hazırlanmasını ve iletilmesini, çeşitli mecralarda dolaşımının organizatörlerini tanıyorum ve biliyorum. Gerektiğinde yurt dışından dahi olsa yalan ve uydurma bilgilerle benim hakkımda yanlış bilgi göndermeyi başaran, beni tutuklayan, kendilerini ülkenin liderliğine yakın gören ve bunu kendi çıkarları için suistimal eden her iki kişinin de isimlerini ve gerekçelerini açıklayacağım.
Bu arada, tutukluluğumun ilk gününden itibaren, bu kişilerden birinin davanın nesnel soruşturmasını her şekilde doğrudan engellemesini önlemek için resmi olarak ilgili devlet kurumuna başvurdum. Ancak, itirazlarımın nihai adrese ulaşacağından bile emin değilim. Soruşturmanın çeşitli aşamalarında, benim bazı isimlerin açıklanmasını, şahıslar aleyhine tanıklık yapmamı ve karşılığında ertesi gün beni serbest bırakılmasına çok sayıda teklifi ve girişimleri reddettim. İhanetin benim karakterimde veya ait olduğum soyda olmadığını ve gelecekte de mümkün olmayacağını açıkça belirttim.
27 yıldır Ulu Önder Haydar Aliyev’in ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in siyasetinin sadık olduğumu bir daha beyan ediyorum. Bu, beni tanıyanlar, akrabalarım ve bu yıllarda, hatta en zor yıllarda iş faaliyetim ve çalışmalarımla da doğrulanmaktadır. En ufak şüphesi olanlar, son 27 yıllık faaliyetlerimi vicdan ve adalet çerçevesinde analiz ederek inceleyebilirler.
Basına verilen bilgilere gelince, suçlamaların herhangi bir inandırıcı delile, hukuki ve usule esaslarının olmadığını, akıl yürütme ve ihtimallere dayanarak intikam alma amaçlı olduğunu açık ve nettir .
İfade vermeyi reddetmemin esas nedenlerinden biri, suçlamaların uydurma ve kışkırtıcı olması (beni ifade vermeye zorlamak ve bu ifadeleri kötüye kullanma amacı taşıması) ve hatta devletimizin imajını ve bazı durumlarda devletlerarası ilişkilerinin zedelenmemesine dikkat etmem olmuştur.
Haydar Aliyev Vakfı ile ilgili hiçbir niyetim, yetkim ve müdahale etme fırsatım olmadığı halde beni, bazı insani projeleri suistimal etmekle suçluyorlar. Görev yaptığı süre zarfında işini her zaman büyük bir ciddiyet, profesyonellik, dürüstlük ve yüksek bir sorumluluk duygusuyla yapan ve artık hayatta olmayan mimar Eldar Hüseyinov'un adının da yolsuzluk suçlamasıyla zikredilmesi akıl almaz bir hukuksuzluk ve adaletsizliğin yanında çirkin bir provokasyondur.
Bu nedenle en azından mahkemede kendimi savunmak, doğruyu söylemek için tanıklık etmek zorunda kalacağım ve bana yapılan bunca haksızlığa rağmen yine de devletimin çıkarlarını her şeyden üstün tutmağı düşünüyorum.
Benim düşmanca amaçlarla tutuklama emrimi verenler bunu kasten yapıyorlar çünkü içlerindeki intikam her şeyden üstündür .
Öte yandan, son yıllarda sağlığımın ciddi şekilde bozulması, tutukluluğum sırasında Savcılığın önyargılı tutumu nedeniyle özel tıbbi muayene, ameliyat ve tıbbi tedavi eksikliği, gördüğüm zalimce muamele, yaşadığım ağır hastalık ve maruz kaldığım diğer hukuksuzlukların yanı sıra, bana manevi ve psikolojik olarak eziyet edilmektedir. Aslında beni fiziki olarak yok etme emrini veren ve uygulayanların her şeyden önce Yüce Allah’tan korkması gerekir.
Başsavcılığın, ülkenin eski Başsavcısına karşı bu kadar sistematik, önyargılı ve kasıtlı tavrını görmek çok üzücü.
Bu hukuksuz uygulamalar, hukuk tarihinde kara bir leke olarak kalacak.
Bütün adaletsizliklere, haksızlıklara, ölümlere ve ağır hastalıklara maruz kalmış bir insan olarak, 30 yıla yakın işgal altında kalan tarihi topraklarımızın, kahraman Ordumuz ve Muzaffer Başkomutanımızın cesareti ve özverisi sonucunda azad edilmesiyle ancak teselli buluyorum.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e hakkımda yalan ve yanlış bilgiler verildiğine inanıyorum. Güven ve güvene dayalı, tecrübe edilmiş ve test edilmiş müspet ilişkilere rağmen, Sayın İlham Aliyev, kin ve intikam amaçlı bu uydurma bilgilere neden inandı? Şahsıma karşı husumet içerisinde olan bazı insanlar benden intikam almak ve zulmetmek amacıyla yanlış bilgi ve iftiralarla yüksek makamları yanıltmaya çalışmaktadırlar.
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının, Azerbaycan Devleti’nin ve aziz milletimizin huzurunda benim vicdanım temizdir. Tarih, zaman ve ilahi adalet bunu gösterecektir. Allah büyüktür”
HABER:ABDULLAH YİĞİT