Ukrayna’da yaşanmakta olan insanlık dramının perde gerisindeki gerçek dinamiklerini görebilmek için, mihenk taşı diyebileceğimiz bazı olayları ve sonrasındaki gelişmeleri hatırlamamız gerekiyor.

ABD Başkanı Katolik Biden’ın ilk yurtdışı ziyaretini Almanya’nın başkenti Berlin’e yapması beklenirken Londra’ya gitmesi, ilk bakışta eski Başkan Trump’ın Kraliçe’ye yaptığı protokol hatasını tamir etme çabası olarak değerlendirilmişti. Fakat, olayların akışı, bu ziyaretin bir özür dileme ziyareti olmadığını ortaya koyuvermişti. Biden’in Kraliçe’yle buluşması, 2021 Haziran’ında gerçekleştirdiği üç önemli buluşmadan biri olması açısından dikkat çekiciydi. Yeni bir küresel oyunun sahneye konmakta olduğunun habercisiydi.

Biden 2021’in Haziran ayında Kraliçe ile Winsdor Kalesi’nde görüşmüş, G-7 zirvesine ve Brüksel’de NATO zirvesine katılmıştı.

Londra’yı ziyaretinde Kraliçe Biden’a, ısrarla, bundan sonra kimlerle buluşacağını sormuştu. Kraliçe İngiliz istihbaratından gelen bilgileri doğrulatma çabasındaydı. Biden’ın, “Putin ve Xi Cinping ile görüşeceğim” yanıtı Kraliçe’yi oldukça heyecanlandırmıştı. Brexit referandumuyla AB’den kopan/koparılan bir ülkenin kraliçesi olarak, bu buluşmaların ne gibi sonuçlar üretebileceğini tahmin edebiliyordu.

Biden da Trump’ın izinden yürüyordu. Trump, Londra’yı ziyaretinde şerefine verilen akşam yemeğinde Kraliçe’yi kapıda 15 dakika ayakta bekletmişti. Biden da, Cornwall’daki G-7 liderleri şerefine verilen akşam yemeğine Kraliyet Ailesi’nden sonra katılmıştı. Bunlar üst düzey mesajlardı, ABD Kraliçe’ye, “Küresel lider de, NATO’nun patronu da benim” mesajı veriyordu.


GÜNEYİMİZDEKİ KRİZ YENİDEN KUZEYİMİZE TAŞINDI

Biden’in G-7 zirvesine katılması, Kraliçe ile Winsdor Kalesi’nde görüşmesi, Xİ Cinping ile Alaska’da, Putin ile Brüksel’de görüşmesinin ardından, 2013’te Suriye coğrafyasından Karadeniz’in kuzeyine sıçrayan ve Ukrayna’da Rus yanlısı Yanukoviç’in Moskova’ya kaçmasıyla, Putin’in Kırım’ı ilhakıyla sonuçlanan krizin yeniden alevlenmesine tanık olduk.

Ukrayna krizi, Nostradamus Biden’ın “Putin Ukrayna’yı işgal edecek” kehaneti doğrultusunda, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeye başlamasıyla savaşa dönüştü, Ukrayna’da bütün yerleşim birimleri yakıldı, yıkıldı. Binlerce masum insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan evini, yurdunu bırakarak komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı.

Ukrayna’daki insanlık dramını kurgulayanların hedefleri, Avrupa’yı ekonomik ve siyasi açıdan zayıflatmak, Almanya’nın Çin ile kurmaya çalıştığı Pekin-Berlin Demir İpekyolu’nu çökertmek ya da kontrol altına almaktı.

Ukrayna coğrafyasındaki olaylar, Brüksel’de Biden-Putin görüşmeleri çerçevesinde gelişiyordu. Macron’un “Beyin ölümü gerçekleşti” dediği NATO yeniden güçleniyor, AB ve eski Varşova Paktı üyesi ülkeleri kanatları altına alıyor, Avrupa Ordusu (PESCO) girişimi baskılanıyor, yeni bir güvenlik mimarisi şekilleniyordu.

ABD, NATO ÜYESİ DOĞU AVRUPA ÜLKELERİNE SİLAH YIĞIYOR

Bu arada ABD, Ukrayna coğrafyasında bayrak gösterip savaşı, yaşanmakta olan insanlık dramını durduracağı yerde, NATO üyesi doğu Avrupa ülkelerine asker yığıyordu. Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla korku ve kaygıları büyütülen Doğu Avrupa ülkeleri NATO şemsiyesi altında biraraya gelirken, Rusya’yı da yanına alarak Çin ile elele verip Yeni İpekyolu üzerinden yeni bir askeri ve ekonomik güç oluşturma peşinde olan Almanya’nın planları da altüst oluyordu.

Bunca Ukraynalı, Almanya ve Fransa’nın NATO’ya alternatif bir Avrupa Ordusu (PESCO) kurma ısrarı nedeniyle hayatlarını kaybettiler. ABD, Brexit operasyonuyla İngiltere’yi birlikten koparmasına rağmen, PESCO’yu kurmakta direnen AB’yi bu ısrarından Rusya sopasını kullanarak vazgeçirmeyi denedi. Binlerce masum insan hayatını kaybetti; milyonlarca insan da evini yurdunu terkederek komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı.


MİLLEY: “BARIŞA VE GÜVENLİĞE KARŞI EN BÜYÜK TEHDİTLE KARŞI KARŞIYAYIZ

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley,"42 yıllık kariyerim boyunca Avrupa'da ve belki de dünyada barışa ve güvenliğe karşı en büyük tehditle karşı karşıyayız” diyordu. Buna rağmen, Ukrayna savaşı, yapılan bütün hafif silah yardımlarına bağlı olarak devam ediyordu. Ukrayna’ya, Rusya için caydırıcı olacak güçte değil, ancak sokak çatışmalarını sürdürebilecek yetenekte “hafif silahlar” vermek, savaşı uzamasını sağlamaktan başka bir işe yaramayacağı herkesi bildiği bir sır.

Demek ki ABD, Ukrayna sahasında bayrak gösterip Ukrayna’nın harabeye dönmesini önleyecek yerde, binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine kayıtsız kalmayı tercih ettiğine göre, bu insanlık dramı üzerinden Avrupa’ya bazı hatırlatmalarda bulunmayı ve Rus sopasıyla bazı dersler vermeyi hedefliyordu.


2008’DE UKRAYNA’NIN NATO ÜYESİ YAPILMASINA KARŞI ÇIKAN AB ÜYELERİ BUGÜN BİNLERCE MASUM İNSANIN ÖLÜMÜNE NEDEN OLDULAR

2008’deki Bükreş zirvesinde ABD’nin Ukrayna’yı NATO üyesi yapma girişimine Almanya ile Fransa, Rus doğalgazına bağımlılıkları nedeniyle şiddetle karşı çıkmışlardı. II. Dünya Savaşı sonrasındaki barış sürecinde serpilip güçlenen Almanya ile Fransa, eski düşmanlıklarını unutarak elele vermişlerdi; NATO’ya alternatif bir Avrupa Ordusu kurmayı, Rusya’yı da yanlarına alarak Yeni İpekyolu üzerinden Çin’e uzanmayı ve ABD’yi küresel denklemin dışına savurmayı hedefleyen Avrupa merkezli bir güç oluşturmayı düşlüyorlardı.

Hatırlanacağı gibi, 2008’deki Bükreş zirvesinde, ABD’nin Ukrayna’yı NATO üyesi yapma girişimine Almanya ile Fransa, Rus doğalgazına bağımlılıkları nedeniyle şiddetle karşı çıkmışlardı. II. Dünya Savaşı sonrasındaki barış sürecinde serpilip güçlenen Almanya ile Fransa, eski düşmanlıklarını unutarak elele vermişler, NATO’ya alternatif bir Avrupa Ordusu kurmaya, Yeni İpekyolu üzerinden Çin’e uzanarak da ABD’yi küresel denklemin dışına savurmayı hedefleyen bir ekonomik güç oluşturmaya kalkışmışlardı.

ABD’nin böyle bir oluşumun hayata geçirilmesine izin vermesi mümkün değildi. Ukrayna’da yaşananların özü, özeti bu; ABD Rus sopasıyla AB’yi terbiye ederken, olan Ukrayna’ya ve Ukraynalılara oluyordu.

ABD Genelkurmay Başkanı Milley, “ABD Ukrayna’ya asker gönderme taahhüdünde bulunmadan Putin’i durdurmak mümkün değildir” diyor. Peki ABD, yanına NATO üyesi ülkelerin temsil güçlerini de alarak Ukrayna’da bayrak gösteremez miydi? Esad’ın davetine icabet ederek Suriye sahasına giren Rusya’nın yaptığını Ukrayna’da yapamaz mıydı?

Yapabilirdi, ama yapmadı; yapmıyor. Çünkü Ukrayna’da savaşı sürmesini, 2008’de Ukrayna’nın NATO üyesi yapılmasını engelleyen, Avrupa Ordusu kurmaya kalkışan, Yeni İpekyolu üzerinden yeni bir küresel ekonomik güç oluşturmaya çalışan Almanya ve Fransa’nın bu düşlerinden vazgeçmelerini hedefliyor.

Almanya ve Fransa, Ukrayna’da yaşanan drama rağmen, ABD’ye direnmeye, Avrupa Birliği’ni (AB) ordusu da olan bir küresel güç olarak ayakta tutmaya çalışıyorlar. AB, daha doğrusu Almanya ile Fransa, 21 Mart’ta yayınlanan Avrupa Birliği Stratejik Pusulası’nda, açıkça söylemese de, Avrupa Ordusu (PESCO) konusunda kararlı olduklarını belirtiyorlar.

Bu aşamadan sonra ABD’nin PESCO’ya izin vermesi düşünülebilir mi? AB, PESCO’nunve Pekin-Berlin hattının hayata geçirilmesi konularında direndikçe de, savaş uzayacak/uzatılacak ve Ukrayna’da masum insanlar ölmeye devam edecektir.

“SENİN İÇİN ÖLDÜLER AVRUPA-2022”

İngiltere ve Fransa’nın, Rusların batıya doğru ilerlemeleri önlemek, Karadeniz’e sarkmalarını engellemek amacıyla, bizi de yanlarına alarak başlattıkları Kırım Savaşı (1853-56) sırasında, Batum’a yardım götüren Osmanlı donanması Sinop açıklarında Ruslar tarafından batırılmış, 2700 denizcimiz şehit olmuştu. Kırım Savaşı bizim, İngiltere ve Fransa’nın desteğini kaybetmemek amacıyla, gönülsüzce katıldığımız bir savaştı. Sinop’ta 2700 denizcimiz, Avrupa’nın güvenliğini sağlama uğruna hayatlarını kaybetmişlerdi. Sultan Abdülmecid, Avrupalı dostlara, Osmanlı’nın toprak bütünlüğünü koruyacaklarına, Avrupa Devletler Konseyi’ne alacaklarına ilişkin verdikleri sözleri hatırlatmak amacıyla bir madalyalı isyan kampanyası başlatmıştı.

Haki tişörtü ve kirli sakalıyla Ukrayna direnişinin sembolü olan Cumhurbaşkanı Zelenski’ye Sultan Abdülmecid’in madalyalı isyan formülünü hatırlatmak isteriz. Kırım Savaşı sonrasında Osmanlı toprak bütünlüğünü savunacaklarına ilişkin verdikleri sözleri unutan, Osmanlı’yı Avrupa Devletler Konseyi’ne almakta nazlanan Avrupalılara isyan eden Sultan Abdülmecid, bir yüzünde kendi portresi olan, diğer yüzünde ise “SENİN İÇİN ÖLDÜLER AVRUPA- SİNOP 1853” yazan bir madalya bastırmış ve bunları ilgili bütün Batılı devlet adamlarına göndermişti. Sultan Abdülmecid, “SENİN İÇİN ÖLDÜLER AVRUPA-SİNOP 1853” madalyaları sayesinde, o dönemin Avrupa birliği sayılan Avrupa Devletler Konseyi’ne katılmayı başarabilmişti.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’ye, ülkesinde yaşanmakta olan insanlık dramını durdurmaya yönelik bir madalyonlu kampanya başlatmasını öneriyoruz. Bir yüzünde haki tişörtlü Zelenski portresi, arka yüzünde kirli bir kurgu nedeniyle hayatlarını kaybeden masum Ukraynalıları temsil eden figürün çevresinde “SENİN İÇİN ÖLDÜLER AVRUPA- UKRAYNA 2022” yazan bir madalyonlu kampanya, Zelenski’nin çeşitli ülkelerin parlamentolarına bağlanarak yaptığı görüntülü konuşmalardan çok daha etkili olacaktır.

Çeşitli ülkelerdeki milyonlarca savaş karşıtı, Ukrayna’daki insanlık dramının biran önce durdurulmasına destek olmak amacıyla, “SENİN İÇİN ÖLDÜLER AVRUPA-UKRAYNA 2022” madalyonlarını boyunlarında memnuniyetle taşıyacakları için, bu madalyonlar, çıkarları uğruna binlerce masum Ukraynalının ölümüne neden olanların tepelerinde Demokles’in Kılıcı gibi sallanacaktır.

Bu madalyonların tasarımı ve kalıpları Ukrayna darphanesinde yapılabilir ve bir kısmı Ukrayna’da basılabilir. Ayrıca, Ukrayna hükümetinin iznine bağlı olarak, çeşitli ülkelerin darphanelerinde basılacak bu madalyonların satışından elde edilecek gelirler Ukrayna’nın yaralarının sarılmasında, yeniden hayata döndürülmesinde katkı olarak kullanılabilir. Ukrayna’nın direniş sembolüne dönüşen Sayın Zelenski’nin, küresel çapta ilgi görecek, ses getirecek ve ülkesinde yaşanmakta olan insanlık dramını sonlandırabilecek bu önerimizi ciddiye alacağını umuyoruz.


Ülkər Piriyeva