AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

Araştırmacı Yazar Mehmet Poyraz — "Karabağ meselesi Türkiye'de çok iyi anlaşılmadı"

  • + A
  • - A
  • 19-12-2020, 19:30


    Azərbaycandan AzadMedia.az-a özəl olaraq — Araştırmacı Yazar Mehmet Poyraz, “Türkiye’de Karabağ meselesinin çok iyi anlaşılmadığını düşünüyorum. Bugün bile Karabağ ve Dağlık Karabağ isimleri birbiriyle karıştırılmaktadır” dedi.

    tvDEN’de yayınlanan, Gazeteci Mehmet Aydın'ın hazırlayıp sunduğu Z Raporu'nun canlı yayın konuğu Araştırmacı Yazar Mehmet Poyraz oldu. Karabağ zaferinde İHA’lar ile SİHA’ların katkısının tartışılmaz olduğunu belirten Poyraz, bunu dünyanın çok iyi anladığını ifade etti.

    “KAFKASYA’NIN KUDÜS’Ü KARABAĞ’DA NELER ANLATILIYOR?”

    Kafkasya’nın Kudüs’ü Karabağ kitabının içeriğine de değinen Poyraz, “Konuyla ilgili çok değerli Akademisyenlerin kitapları vardı. Geçmiş yıllarda belli periyotlarla yayınlanan kitaplar bunlar, tabi bu çalışmalara saygı duyuyoruz. Bu çalışmaların yüzde yüzü akademik çalışmalardır. Karabağ meselesini bizim coğrafyamızda yani Türkiye ve Azerbaycan’da özellikle de Azerbaycan’da biliniyor. Türkiye’de Karabağ meselesinin çok iyi anlaşılmadığını düşünüyorum. Bugün bile Karabağ ve Dağlık Karabağ isimleri birbiriyle karıştırılmaktadır. Bunu birçok medya kuruluşu yapmakta bunu bilerek yaptıklarını düşünmüyoruz. Karabağ neresi, Dağlık Karabağ neresi kitapta bunları anlatmaya çalıştık. Karabağ coğrafyanın adı, Dağlık Karabağ ise yapay bir şekilde oluşturulmuş özerk bir alan. Tabi bunu Ruslar bilerek yaptı. Ermenilere ve Türklere karşı bu bölgeyi bir sinir harbi tahakküm meselesi, yeri geldiği zaman denge meselesi haline getirmek için. Ermeniler ve Azerbaycanlı Türklerin üzerlerinde tahakküm kurmak için bu Dağlık Karabağ muhtar vilayetini kurmuşlardı. Yeri gediği zamanda Moskova bunu kullandı. Canı istediği zamanda bunu bir siyasi malzeme yapıyordu. Bölgeyi bununla gaza getirip sinir yapmaya çalışıyordu. Kitapta M.Ö. 6. yy.’dan başlayarak kadim milletleri anlatmaya çalıştık. Kitapta buranın gerçek sahibinin Türkler olduğunu anlatma gayretini gösterdik. Ermenilerin 192 yıl önce yapılan Türkmençay anlaşmasıyla bölgeye getirildiğini anlattık. Yine Rusların eliyle bölgede yaşayan Albanlar eritilmiştir. Albanlar Türk’tür, aynı zamanda da Hristiyan’dır. Bunlar eritilerek Ermenilere nüfus yaratıldı orada. Bugün bile Albanlardan geriye kalan eserlere Ermeniler, ‘bizim’ diye sahip çıkmaktadır“ açıklamasında bulundu.

    “TÜRKİYE BÖLGEYE ÖZGÜVEN VERDİ”

    Poyraz, “Karabağ zaferinden sonra Güney Azerbaycan’daki soydaşlarımız Müslümanlar, seslerini daha çok yükseltmeye başladılar. Önceden seslerini yükseltemiyorlardı, şimdi ise Tebriz, Aras ve Zengezur bölgesinde yaşayan Azerbaycanlılar seslerini yükseltmeye başladılar. Şimdi geldiğimiz noktada Tebriz’dekiler seslerini rahatça yükseltebiliyorlar. Rejime karşı protesto gösterileri yapabiliyorlar. Karabağ meselesinden önce bunları yapmak imkânsızdı. Karabağ meselesini çözmek adına 28 yıl önce Avrupalıların kurduğu bir örgüt vardı, AGİT Minsk Grubu, sırf süreci boğmak adına kör düğüm haline getirmek için Karabağ meselesini iyice kilitlemek ve sorunu çözmemek adına bu örgüt kuruldu. Türkiye ve Azerbaycan AGİT Minsk grubuna, hadi gelin toplantı yapalım Karabağ meselesini çözmek için, ama bunlara hiç yanaşmıyorlardı. Bir araya geliyorlar, sonra tekrar ayrılıyorlardı. Karabağ zaferinden sonra, AGİT Minsk grubu içerisinde Fransız delegelerinin de bulunduğu heyet Bakü’ye geldi. Karabağ meselesini şöyle yapalım böyle yapalım dediler. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ise onlara, ‘sizi buraya ben mi çağırdım, hadi gidin’ dedi. Daha önce böyle net bir söylemi ne Türkiye ne de Azerbaycan yapmıyordu. Bu bir dik duruştur, özgüven meselesidir. Artık Türkiye bölgeye bir özgüven verdi. Bölgede yaşayan Müslümanlara da Türklere de bir özgüven verdi. Türk devletleri birden gelemez yavaş yavaş birbirlerini dengeleyerek gelmeli. Azerbaycan geldi Pakistan’da geldi, yakında diğer Türk devletleri de gelecek. Tanrı dağından başlayıp bir koridor oluşturacağız bunu oluşturduk mu sorun bitmiş demektir bölgede” diye konuştu.

    “ABD’NİN YAPTIRIM KARARI SAVAŞ TEKNOLOJİSİYLE İLGİLİ”

    “Biz artık eski Türkiye değiliz” diyen Poyraz, son olarak şunları kaydetti:


    “Hem koronavirüs sürecinde hem de bir savaş verdiğimiz dönemde şu anda yedi cephede savaşıyoruz neredeyse. Akdeniz’de, Arap coğrafyasında, Türk coğrafyasında şu anda her yanımız cephe içerisinde. Tüm bunların üstüne bir korona salgını ortaya çıktı. Ben Türkiye’nin zor bir durumda olduğunu düşünmüyorum şu anda. İyi bir noktadayız hem dış güçlerle savaşıyoruz hem de virüsle savaşıyoruz. Biz yavaş yavaş kendimize geliyoruz, kendimize gelirken de üzülerek belirtmek istiyorum, en büyük zararı içte görüyoruz. Joe Biden olsun, Trump olsun, yaptırım meselesi olsun benim onlara takıldığım bir nokta yok. Bir ABD yaptırımı dediler, açtık baktık adamların yaptırımı savaş teknolojisiyle alakalı. Bizim bırakmayı düşündüğümüz teknoloji yaptırımıyla ilgili. Biz bu saatten sonra ne F16’nın modernizasyonuyla uğraşacağız nede F35’lerin alımıyla uğraşacağız. Bizim aslanlar gibi silahlarımız var artık. İHA ve SİHA’larımız var. Karabağ zaferinde İHA’ların katkısı tartışılmaz. Bunu en iyi dünya biliyor. Biz gittikçe daha çok güçleneceğiz inşallah.”


    (AYHAN BOĞATARAN - aydindenge.com.tr)


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR


    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR