AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

SİYASET BİLİMCİ M. KEMAL SALLI - “İRAN’DA NELER OLUYOR?” - ÖZƏL

  • + A
  • - A
  • 22-05-2024, 08:24

    SİYASET BİLİMCİ M. KEMAL SALLI - “İRAN’DA NELER OLUYOR?” -

    SİYASET BİLİMCİ/GAZETECİ
    M. KEMAL SALLI


    İRAN’DA NELER OLUYOR?
    İran Cumhurbaşkanı Reisi’yi taşıyan helikopterin neden, nasıl düşmüş olabileceği irdelenirken yanıtı aranan soru, “Olay kaza mı, suikast mi?” sorusu değil, “İran 3’e bölünür mü, böyle bir gelişme bölge ülkelerini nasıl etkiler?” sorusudur. İran’ın geleceğine ilişkin gelişmeleri bu açıdan izlememiz gerekir. Çünkü İran’da dengelerin değişmesi bütün bölge ülkelerini etkileyecektir.

    Bölgesel sorunların çözümü söz konusu olduğunda, İran Cumhurbaşkanı Reisi’yi ülkesine götürürken “sert iniş” yapmak zorunda kalan helikopterin bulunması çalışmalarında olduğu gibi, ülkemizin AKINCI’larıyla ön plana çıkmış olmasına dikkat çekmek isteriz.

    Bugünlerde dünyanın, Reisi’yi taşıyan ABD yapımı Bell 212 model helikopterin neden “sert iniş” yapmak zorunda kaldığını, İran’ın üçe bölünüp bölünmeyeceğini olduğu kadar Türkiye’nin AKINCI -TİHA’sını konuşmakta olduğunun farkında mıyız? Bölgesel ve küresel sorunların çözümü “Türkiye’siz olmuyor”.

    Cumhurbaşkanı Reisi’nin hayatını katbetmesinden dolayı, komşumuz İran’a başsağlığı diliyoruz.

    İRAN’DA NELER OLUYOR?

    Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile İran Cumhurbaşkanı brahim Reisi, Pazar günü, iki komşu ülke sınırındaki Kız Kalesi ve Hudaferin barajlarının açılış törenlerinde biraraya gelmişlerdi. Tören sonrasında İbrahim Reisi’yi ve beraberindekileri Tahran’a götürmek üzere yola çıkan ABD yapımı Bell 212 model helikopter, Doğu Azerbaycan eyaletindeki dağlık araziyi geçerken, kötü hava koşulları nedeniyle “sert iniş” yapmak zorunda kalmıştı. Saatler boyunca Reisi ve yanındakileri taşıyan helikopterden herhangi bir sinyal alınamadığı gibi, İran Kızılayı’nın kendi imkanlarıyla yaptığı aramalardan da bir sonuç alınamamıştı.

    İran’ın isteği üzerine, TSK’ya ait AKINCI TİHA, sisler altıdaki kaza bölgesini termal kameralarıyla tarayarak helikopterin yerini saptamış ve İran makamlarına bildirmişti. Günün ışımasıyla birlikte yapılan araştırmalar sonunda, Cumhurbaşkanı Reisi ile birlikte, İran Dışileri Bakanı Abdullahiyan Eyalet’in, Tebriz Valisi Malik Rahmeti’nin, İran Dini Lideri Hamaney’in Tebriz Temsilcisi Muhammed Ali Al-i Haşim’in ve Devrim Muhafız Ordusu mensubu 2 yüksek rütbeli askerin hayatlarını kaybettikleri netleşti..

    Yalnızca İran değil, bütün dünya ülkeleri, Pazar gecesi, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve yanındakilerini taşıyan helikopterin Azerbaycan sınırına yakın dağlık bir bölgeye “sert iniş” yapmak zorunda kaldığına ilişkin habere odaklanmıştı. Olumsuz hava koşulları nedeniyle gece boyu Reisi’yi taşıyan helikoptere ulaşılamaması, hem İran’da hem de bölgede yaşanabilecek gelişmeler konusunda kaygılı bir bekleyiş yaşanmasına neden olmuştu.

    YANITI MERAK EDİLEN SORU, “KAZA MI, SUİKAST Mİ?” SORUSU DEĞİL...

    İran Cumhurbaşkanı Reisi’yi taşıyan helikopterin neden, nasıl düşmüş olabileceği irdelenirken yanıtı aranan soru, “Olay kaza mı, suikast mi?” sorusu değil, “İran 3’e bölünür mü, böyle bir gelişme bölge ülkelerini nasıl etkiler?” sorusudur. İran’ın geleceğine ilişkin gelişmeleri bu açıdan izlememiz gerekir. Çünkü İran’da dengelerin değişmesi bütün bölge ülkelerini etkileyecektir.

    Kaza ya da suikast; araştırma sonucu ne olursa olsun, İran büyük bir prestij kaybına uğramıştır. İran’ın ihalar konusunda çok deneyimli bir ülke olduğu, Rusya’ya bile ihalar sattığı ve bu nedenle de Batılı devletler tarafından tehdit edildiği konuşuluyordu.

    Bırakın üstün yetenekli ihalar üretimini, İsrail’e kafa tutan, Irak ve Suriye üzerinden Ürdün’e uzanan bir Şii Kuşağı oluşturma çabasında olan, hem Ortadoğu’da hem de Kafkasya’da oyun kurucu bir ülke olmak isteyen İran, kendi Cumhurbaşkanını emniyetli bir şekilde taşıyacak bir helikoptere sahip olmamasını nasıl açıklayacaktır?

    İran Cuhurbaşkanı Reisi’yi taşıyan helikopter, bakım ya da pilotaj hatasından düşmüş olsun, bu nedenler İran’ın itibar kaybını önlemeye yetmeyecektir. Çünkü, İran Cumhurbaşkanı’nı ve onunla birlikte baraj açılışı törenine katılanları taşıyan helikopterlerin 1990’larda imal edilmiş oldukları biliniyor. İran’ın, kendisine uygulanan yaptırımlar nedeniyle yedek parça temin edemediği ve helikopterlerini modernize edemediği de bir sır değil.

    İRAN İÇİNDE DENGELERİ DEĞİŞTİRMEYİ HEDEFLEYEN BİR DIŞ MÜDAHALE Mİ?

    İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’yi taşıyan helikopterin “uygun olmayan hava koşulları nedeniyle” düşmesi, hem bölgesel hem de küresel gelişmeler paralelinde irdelememiz gereken çok önemli bir olaydır.

    İran’ın, ABD ve İsrail’le yaşamış olduğu sorunlar, Kudüs Tugayları Komutanı Kasım Süleymani’nin Bağdat Havaalanı yakınlarında bombalı bir saldırıya uğraması, Şam Büyükelçiliğinin bombalanması gibi suikastlere hedef olması, Pazar günü yaşanan olayın “kaza mı, suikast mi” olduğu konusunda kafaların karışmasına neden oldu. Reisi’yi taşıyan helikopterin düşmesi, “İran içinde dengeleri değiştirmeyi hedefleyen bir dış müdahale de olabilir“ şeklinde de değerlendiriliyor.

    ŞİMDİ NE OLACAK?

    İran yasalarına göre, Cumhurbaşkanının sağlık durumunda herhangi bir değişiklik olması durumunda, ülke liderlerinin talimatıyla cumhurbaşkanı yardımcısı bu görevi üstleniyor ve 50 gün içinde seçimler yapılıyor.

    Helikopterin düşmesine “suikast” ya da “kaza” diyebilmek için, elde henüz yeterli delil yok. Helikopterin “teknik bir arızadan mı”, yoksa “bakım ihmalinden mi” düştüğü, helikopterin enkazı üzerinde yapılacak incelemeler ve karakutusunun çözümlenmesi sonrasında açıklığa kavuşacaktır. Bu gibi siyasi hedefleri de olabilen olaylarda, kazanın gerçek nedenleri pek açıklanmaz; “olumsuz hava koşulları nedeniyle” denilerek dosya, zamanı gelince yanıtı verilmek üzere rafa kaldırılır.

    “İBRAHİM REİSİ SÖZND DURDU VE HAYATINI HALKINA FEDA ETTİ”

    İran resmi makamlarından yapılan açıklamayla, helikopter kazasında hayatını kaybettiktiğinin kesinleşmesi üzerine, olayın kaza mı, suikast mi olduğunu anlayabilmek amacıyla, İbrahim Reisi’nin hayatı sorgulanmaya başlandı. Çünkü resmi bildirde, “İbrahim Reisi sözünde durdu ve hayatını halkına feda etti” deniliyordu.

    Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybetmesine benzetilen olayın nedenlerini irdeleyenlerin sağlıklı bir değerlendirme yapmalarına yardımcı olabilmek açısından, İbrahim Reisi’nin hayat hikayesine ve 9 Aralık 2017 günü, dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı, Ali Kemal’in torunu “Bizim Boris”in (Boris Johnson) Tahran ziyaretine dikkat çekmek isteriz. Önce Reisi’nin hayatına bir göz atalım..

    İRAN CUMHURBAŞKANI İBRAHİM REİSİ KİMDİR?

    Hukukçu olan İbrahim Reisi,

    14 Aralık 1960'ta Meşhed'de doğan ve 1979'daki Humeyni devrimin ardından 1981'de Kereç savcısı olarak göreve başlayan hukukçu İbrahim Reisi, kısa sürede Tahran Başsavcı Vekilli olmuştu.

    İbrahim Reisi’nin “Katliam Ayetullahı” olarak anılmasının başlıca nedeni, 1988 yılında, Devrim Lideri Humeyni'nin yönlendirmesiyle, hapisteki bütün rejim muhaliflerinin idam kararını veren 4 kişilik heyette yer almış olmasıdır. Bu komitenin kararıyla 3 binden fazla devrim muhalifinin idam edildiği söyleniyor.

    Humeyni'nin ölümü sonrasında, Ayetullah Hamaney döneminde de devlet makamlarında yükselmesini sürdüren Reisi, 1989-1994 yıllarında Tahran Başsavcısı olarak görev yapmıştı. 1994 yılında Devlet Denetleme Kurumu Başkanlığı’na atanan Reisi, 10 yıl boyunca bu görevde kalmıştı.

    2004 yılında, Yargı Erki Başkanı Birinci Yardımcısı görevine atanan Reisi, 2014 yılında İran Genel Başsavcısı olmuş, 2016 yılında, Hamaney tarafından, Meşhed kentindeki İmam Rıza Türbe ve Külliyesi Vakfı Başkanlığı’na getirilmişti.

    19 Mayıs 2017'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan Reisi, mevcut Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye karşı bir başarı elde edememiş olsa da sonuçta İran’ın 8. Cumhurbaşkanı seçilmeyi başarmıştı.

    Reisi, 2019 Mart’ında, Yargı Erki Başkanı Ayetullah Amuli Sadık Laricani'nin, Hamaney tarafından, Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi Başkanlığı’na atanmasıyla, boşalan Yargı Erki Başkanlığı'na getirildi.

    Yargı Erki Başkanı olarak görev yaptığı sürede, İran’ın en büyük sorunlarından biri haline gelen yolsuzluklara, özellikle de, Laricani'nin görev yaptığı dönemde, üst düzey yargı yetkililerini hedef alan yolsuzluklara ilişkin geniş bir soruşturma başlatan Reisi, bu uygulamaları nedeniyle oldukça fazla düşman kazandığı biliniyor. Bu nedenle, Reisi’nin bindiği helikopter’in “sert iniş” yapmak zorunda kalması, bazı yorumcular tarafından, “İran içindeki dengeleri değiştirmeyi hedefleyen bir dış müdahale” olarak değerlendirilyor.

    3 binden fazla devrim muhalifinin idam edilmesinde ve 2009'daki sosyal çalkantıların bastırılmasındaki uygulamaları nedeniyle Reisi, Kasım 2019'da, ABD tarafından kara listeye alınmış ve İran’a yaptırımlar uygulanmaıştı.

    “BİZİM BORİS”İN TAHRAN ZİYARETİNİ HATIRLIYOR MUSUNUZ?

    Kaza-kırım raporunun açıklanmasını beklerken, “kaza mı, suikast mi?” konusunda beyin jimnastiği yapanlara yardımcı olmak amacıyla, 9 Aralık 2017 günü, o dönemde İngiltere’nin Dışişleri olarak görev yapan Ali Kemal’in torunu “Bizim Boris’in (Boris Johnson), “iki İngiliz gazeteciyi hapisten kurtarmak için” Tahran’ı ziyaret ettiğinde neler yaşandığını hatırlatmak isteriz. Bu olay, Reisi ölümünü, “İran’da iç dengeleri değiştirmeyi hedefleyen dış müdahale” olarak değerlendirenleri destekleyen olaydır.

    İRAN- ABD-İNGİLTERE-TÜRKİYE ve KISSADAN HİSSE

    ABD’nin İran’a olan ilgisinin nedenlerini, İran-İngiliz, İngiliz-Osmanlı/Türkiye ilişkilerinin tarihi boyutunu bilmeden Ortadoğu’da ve dünyada yaşanan gelişimlerin nedenlerini anlamakta zorlanırız.

    Burada uzun bir tarih dersi vermek sıkıcı olur. O nedenle, İran coğrafyasını kontrolü altında tutmaya çalışan iki küresel aktör arasında, yine İran’la bağlantılı olarak, 2017’nin Aralık ayında yaşanmış bir istihbarat savaşını anlatıp, “kıssadan hisse çıkarabilir miyiz?” diyeceğiz. Bu bağlamda, son zamanlarda ABD üniversitelerindeki İsrail aleyhtarı gösterilerin aniden artmasını, 15 Temmuz’un birkaç gün öncesinde Ankara’ya “gezmeye gelen” Putin’in başdanışmanlarından Aleksader Dugin’i ve 1 Mayıs öncesinde “döner kesme dersi almak için” Türkiye’ye gelen Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier’ı da anmadan geçmeyeceğiz. Çünkü hepsi de, mtruşka bebekler gibi, içiçe geçmiş olaylardır.

    Osmanlı’nın ünlü gazetecilerinden Ali Kemal’in torunu olan dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, 9 Aralık 2017 günü, “İngiliz gazeteci Nazanin Zaghari Rotelifte’yi kurtarmak” gerekçesiyle Tahran’a gitmişti. İran’a gidiş gerekçesi Zaghari’yi kurtarmaktı, ama bizim Boris, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile yaptığı iki saati aşkın görüşmede Zahari’nin affedilmesiyle ilişkisi olmayan çok başka bir konuyu görüşmüşlerdi.

    Bizim Boris İran’a, İngiliz İstihbarat Örgütü MI6’in “çok gizli” damgalı bir dosyasını Ruhaniye elden teslim etmek üzere gelmişti. Bizim Boris, Zaghari’nin ABD’ye çalıştığını bliyordu, o nedenle de, Ruhani ile görüşmesinde, affedilmesi konusunda ricacı olmamıştı.

    “ÇOK GİZLİ” DOSYADA NELER VARDI?

    MI6’in raporuna göre Zaghari, Namazi Ailesi’nin de desteği ile, İran’dabir kalkışma organize etmeye çalışıyordu. Kuzey Virginia doğumlu, “Karanlıklar Prensi Ayetullah Mike” olarak anılan Michael D’Andrea da kendisine yardım ediyordu. Öğrenilen plana göre, 5 Ocak’ta, Cuma namazı sonrasında, üniversite öğrencileri sokaklara dökülecekti. Herbİrİnİn içinde 1000 dolar bulunan zarflar dağılan üniversite öğrencilerine, bu kalkışma perasyonunda hangi noktalarda bulunacakları, birbirlerini nasıl tanıyacakları ve hangi sloganları atacakları dahi öğretilmişti.

    İran’da, pekçok kentte, üniversitelerin bazı bölümleri, Cuma namazları kılmak için, mescit olarak kullanılıyordu. Dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, 5 Ocak’ta uygulamaya konulacak kalkışma planını bütün ayrıntılarıyla İran Cumhurbaşkanı Ruhani’ye anlatıkktan sonra ülkesine dönmüştü.

    1 Ocak 2018 günü başlayan protesto gösterieleri dolayısıyla bir açıklama yapan İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şamhani, yaşananlardan, sosyal medyayı kullanan yabancı ülkeleri sorumlu tutmuş ve "İran'daki durumla ilgili kullanılan sosyal medya etiketleri ABD, Britanya ve Suudi Arabistan'dan geliyor. Sosyal medya üzerinden İran halkına karşı savaş açıtılar" demişti.

    İngiltere İran’ı çok sevdiği için değil, eski arka bahçesinin ABD’nin kontrolüne girmesini istemediği için, hazırlığın cidiiyet boyutunu anlatabilmek amacıyla, dönemin Dışişlri Bakanı Johnson’ı Tahran’a göndermişti. Dün olduğu gibi bugün de, yanyana durmalarına rağmen, ABD ile İngiltere her zaman birbirlerine rakip politikalar izlemişlerdir. Reisi’nin bir helikopter kazasında hayatını kaybetmiş olmasını, bu çok önemli olay çerçevesinde değerlendirmek gerekir.

    Rei̇si̇'ni̇n Heli̇kopteri̇ni̇n Düştüğü Bölge

    “TÜRKİYE’SİZ OLMUYOR” DEMİŞTİK

    Bölgemizin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bağlamında yeniden şekillendirilmesi operasyonlarının, ABD ile Çin arasında “Kuşak ve Yol” merkezli çatışmaların, AB birliğini parçalama çalışmalarının devam ettiği bir süreçte, bölgesel sorunların çözümü söz konusu olduğunda ya da İran Cumhurbaşkanı Reisi’yi ülkesine götürürken “sert iniş” yapmak zorunda kalan helikopterin bulunması çalışmalarında ülkemizin AKINCI’larıyla ön plana çıkmış olmasına dikkat çekmek isteriz.

    Bugünlerde dünyanın, Reisi’yi taşıyan ABD yapımı Bell 212 model helikopterin neden “sert iniş” yapmak zorunda kaldığını, İran’ın üçe bölünüp bölünmeyeceğini olduğu kadar Türkiye’nin AKINCI -TİHA’sını konuşmakta olduğunun farkında mıyız? Bölgesel ve küresel sorunların çözümü “Türkiye’siz olmuyor”.

    Bugünlerde dünyanın, Reisi’yi taşıyan ABD yapımı Bell 212 model helikopterin neden “sert iniş” yapmak zorunda kaldığından, İran’ın üçe bölünme ihtimalinden çok, Türkiye’nin AKINCI TİHA’sını konuşmakta olduğunun farkında mıyız?

    “İstikbal göklerdedir” diyen Gazi Mustafa Kemal’i bir kez daha rahmet ve şükranla anıyoruz.

    Cumhurbaşkanı Reisi’nin hayatını katbetmesinden dolayı, komşumuz İran’a başsağlığı diliyoruz.






    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR


    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR