AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

Kemal Sallı - Rusya ile Batı arasında Ukrayna krizi nedeniyle gerilim giderek derinleşmekte - “Küresel güvenlik tehdidi” - ÖZƏL

  • + A
  • - A
  • 22-02-2022, 16:53

    Kemal Sallı -   Rusya ile Batı arasında Ukrayna krizi nedeniyle gerilim giderek derinleşmekte - “Küresel güvenlik tehdidi” - ÖZƏL

    Ülkesinin doğusundaki gergin duruma rağmen, 58. Münih Güvenlik Konferansı’na katılan Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, “ülkesinde yaşanacak bir savaşın, Avrupa’nın ve bütün dünyanın tamamının güvenliğini tehlikeye atacağını” söylüyor, “Zaten çok büyük bedeller ödedik. İki dünya savaşı yaşadık. Yeni sistemi oluşturulması ancak bundan sonra mümkün oldu. Burada bir üçüncü dünya savaşına daha ihtiyacımız yok. Artık hiç kimse, ‘Bu benim savaşım değildir’ diyemez ve Kırım’ın ilhakı sırasında Birleşmiş Milletler’in (BM) gösterdiği tavrı sergileyemez” diyor.
    Tarihte, yeni bir dünya düzeni oluşturma girişimlerinin, her zaman yeni bir küresel savaşa neden olduğuna dikkat çeken Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, “Avrupa ve dünya harekete geçmeli, Ukrayna’nın NATO üyeliği için net bir takvim saptamalıdır” çağrısı yapıyor.
    Zelenski’nin bu çağrısına yanıt olacak somut gelişmelerin dışındaki bütün söylemler, caydırıcı gücü olmayan silah yardımı gösterileri, “ABD ile İngiltere, Rusya’yı, Ukrayna sahasında meydana gelecek bir çatışmayla yormak mı istiyorlar, yoksa ‘Yeni bir Yalta Anlaşması mı?’ sorgulamasının derinleşmesine neden olacaktır.

    Rusya ile Batı arasında Ukrayna krizi nedeniyle yaşamakta olan gerilim giderek derinleşerek küresel güvenlik tehdidine dönüşmeye başladı.
    18 Şubat’ta gerçekleştirilen ve Rusya’nın katılmadığı 58. Münih Güvenlik Konferansı’nda (MSK), Almanya’nın eski Washington Büyükelçisi Wolfrang İschinger, Ukrayna krizinin giderek küresel bir tehlikeye dönüşmekte olduğuna dikkat çekerek, “Bu konferans, son 14 yılın en önemli güvenlik konferansı” diyordu.
    Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Başkanı Antonio Gutteres de, olası bir askeri saldırının felaket anlamına geleceğini belirterek, “Soğuk Savaş döneminden daha tehdit edici bir durum” değerlendirmesi yapıyordu.
    Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1991’den bu yana konferansa sürekli katılan Rusya, bu yıl konferansa hiçbir temsilci göndermedi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova,ülkesinin bu yöndeki kararını, “Münih Güvenlik Konferansı, her yıl biraz daha Batı’nın kürsüsüne dönüşüyor. Bu durumda Rusya’nın katılması anlamsız” şeklinde açıklıyordu.
    Tüm dünyanın odaklandığı Münih Güvenlik Konferansı’nın ana gündem maddesi ‘Ukrayna krizi ve olası sonuçları’ydı. Konferansta AB ve NATO üyesi ülkeler güçlü bir dayanışma görüntüsü sergilediler. Bu dayanışma görüntüsünün ne kadar samimi olduğunu ve Rusya’nın atakları konusunda ne derece caydırıcı olacağını yakın bir zamanda göreceğiz.
    “Tüm gelişmeler Rusya’nın Ukrayna’ya tam teşekküllü bir saldırısı planladığını gösteriyor” diyen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Rusya’nın Ukrayna krizine neden olan hamlelerini değerlendirirken, “Kremlin’in hedefi sınırlarında daha az NATO görmekse, daha fazla NATO görecektir. Müttefiklerimizi savunmak için tüm önlemleri alacağız” uyarısı yapıyordu.
    Bu arada Ukrayna’nın Başkenti Kiev’de görevli NATO çalışanları, “Ukrayna’nın Silikon Vadisi” olarak anılan Lviv kentine taşındığını not edelim.
    , “Kremlin’in tehlikeli adımları, Rusya’yı refah geleceğinden mahrum edebilir” diyen AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması halinde, para piyasalarından uzaklaştırılması, yüksek teknolojik ürünler ithalinin kısıtlanması gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir” uyarısı yapıyordu.
    NATO’nun 2008’de Romanya’nın Başkenti Bükreş’te yapılan liderler zirvesinde, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyesi yapılmalarına Fransa ile birlikte engel olan Almanya’nın Başbakanı Olaf Shultz, Avrupa’nın çok ciddi bir savaş tehdidiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, “krizin aşılması için tüm diplomatik yolların deneneceğini” söylüyordu. Shultz, NATO’ya üye herhangi bir üyeye saldırı olduğu takdirde, bu saldırının tüm üyelere yapılmış sayılacağına ilişkin 5. Madde’yi hatırlatıyor, Almanya’nın böyle bir durumda görevini yerine getireceğini söyleyerek günah çıkartmaya çalışıyordu, ama 2008’de Ukrayna’nın NATO’ya üye alınmasını neden engelledikleri konusunda bir şey söylemiyordu.
    UKRAYNA KRİZİNİN BAŞLAMA VURUŞU
    2001’de İkiz Kuleler’in El Kaide tarafından vurulması şoku paralelinde, “Demokrasi götürüyoruz” kamuflajı altında Afganistan ve Irak’ı işgal ederek Ortadoğu’ya çöken ABD, tek kutuplu bir dünya düzeni kuracağına inanıyordu. Fakat Suriye’de, Esad’ın davetlisi olarak karşısına çıkan Rusya’yı denklem dışına savurabilmek için Soros’un yardımıyla Ukrayna’da bir kaos savrulması kurgulayan ABD, Rus yanlısı yönetimi devrilmesini, devlet başkanı Yanukoviç’in Moskova’ya sığınmasını sağlayınca Ukrayna krizinin başlama vuruşu yapılmış oldu.
    2014te Putin, ABD’nin bu atağına, Kırım’ı ilhak ederek, Donbas bölgesinde Donetsk ve Lugansk gibi iki özerk bölge oluşturarak karşılık vermişti.
    1991’de, “Bağımsız bir ülkeyi işgal etti” gerekçesiyle birlik olarak Saddam’ı tepeleyen, ülkesini 36. Paralel boyunca bölen ABD ve Batılı ortakları, Putin’in 2014’te Kırım’ı ilhak etmesi karşısında sessiz kalmışlardı.
    2008’deki NATO liderler zirvesinde, dönemin ABD Başkanı Geoge Bush’un ısrarına rağmen, Almanya ile Fransa, Rusya’yı gücendirmemek kaygısıyla, Ukrayna’ya, NATO’ya katılma sürecinde yerine getirilmesi gereken kuralları içeren Üyelik Eylem Planı’nın (MAP) verilmesini engellemişlerdi. Şimdilerde Almanya Başbakanı Olaf Shultz ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna krizinin çözümü için ayrı ayrı arabuluculuk yapma girişimlerinde bulunyorlar. Tarihin cilvesine bakın, herikisi de Kremlin’de, özel günler için hazırlanmış 5.75 metrelik uzun meşe masasının iki ucuna ilişerek Putin’e seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
    UKRAYNA’NIN GÜNAHI NE?
    Meraklıları için not düşelim, 2008’de Bükreş’te yapılan NATO liderler zirvesi sonuç bildirgesinin 23. Maddesi: “NATO, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya üye olma isteklerini memnuniyetle karşılamaktadır. Bugün bu ülkelerin NATO üyesi olacakları konusunda görüş birliğine varılmıştır. Üyelik Eylem Planı (MAP) verilmesi bir sonraki adımdır.”
    Yine not düşmekte yarar var: Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılması sonrasında, eski Varşova Paktı üyesi ülkelerden Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya1999’da, Bulgaristan, Romanya, Slovenya, Slovakya, Litvanya, Letonya ve Estonya 2004’te, Hırvatistan ve Arnavutluk da 2009’da NATO üyesi yapılmışlardı.
    ZELENSKİ NELER DİYOR?
    Ülkesinin doğusundaki gergin duruma rağmen, 58. Münih Güvenlik Konferansı’na katılan Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, “ülkesinde yaşanacak bir savaşın, Avrupa’nın ve bütün dünyanın tamamının güvenliğini tehlikeye atacağını” söylüyordu.
    Doğu Avrupa’da büyük bir güç boşluğu oluştuğundan söz eden Zelenski, “Avrupa’nın askeri mimarisinin neredeyse yokolduğunu, düzeltmek için çok geç kalındığını, daha fazla gecikildiğinde de çok büyük bir bedel ödenmek durumunda kalınacağını” belirterek şöyle diyordu:
    “Zaten çok büyük bedeller ödedik. İki dünya savaşı yaşadık. Yeni sistemi oluşturulması ancak bundan sonra mümkün oldu. Burada bir üçüncü dünya savaşına daha ihtiyacımız yok. Artık hiç kimse, ‘Bu benim savaşım değildir’ diyemez ve Kırım’ın ilhakı sırasında Birleşmiş Milletler’in (BM) gösterdiği tavrı sergileyemez.”
    “…21 Yüzyıl’dayız. Acaba dünya bana kulak verebilecek mi? Dünya sesimizi duyabilecek mi? Burada, tweet atmakla üstünden gelemeyeceğimiz boyutlarda bir sorundan söz ediyoruz. Tüm dünyanın eyleme geçmesi gerekiyor. Sadece Ukrayna değil, herkes sesimizi duymalı. Biz, ortaklarımızın desteği olsun ya da olmasın, mutlaka bir duruş sergileyeceğiz.”
    “…Bir sonraki adımda NATO ülkeleri, birbirlerini korumak durumunda kalacaklar. Kuzey Atlantik (NATO) Sözleşmesi’nin 5. Maddesi’nin Budapeşte memorandumundan daha etkili olduğunu söylememiz gerekiyor. Nükleer silahlar konusunda güvence aldık, ama şu anda ne güvencemiz var ne de nükleer silahlarımız var. Topraklarımızın İsviçre, Belçika ve Hollanda toprak alanından daha fazlasını kaybetmiş durumdayız. (…) 2014’ten bu yana garantör ülkelere üç kez çağrıda bulunduk ve üç kez başarısızlığa uğradık. Ukrayna olarak, Budapeşte Referandumu Mutabakatı altında, son kez bir daha deneyeceğiz. Bundan da sonuç alamazsak, Budapeşte Mutabakatı’nın da bir işe yaramadığını düşüneceğiz.”
    Cumhurbaşkanı Zelenski’nin bu konuşmasının derinliklerindeki Batı’ya olan sitemi net olarak okumak mümkündür. Avrupa ülkelerini, İngiltere’yi ve ABD’yi hedef alan bu sitemlerinde Zelenski’yi haksız görmek mümkün müdür?

    BATILI DOSTLARIN KAFALARINDA BİR BAŞKA SENARYO MU VAR?
    Batılıların “Rusya Ukrayna’yı işgal edecek” söylemlerine paralel olarak, önce “Tatbikat tamamlandı, çekiliyoruz” açıklaması yapan Rusya’nın Ukrayna sınırlarındaki askeri yığınağını arttırdığı söyleniyor.
    ABD ve NATO üyesi ülkeler, Rusya karşısında Ukrayna’yı yalnız bırakmışlardır. Zelenski’nin Münih’teki konuşmasında da belirttiği gibi, Batılı dostları silah gönderdiler, fakat gönderilen silahların Rusya’nın yüksek teknoloji ürünü silahlarla yapacağı bir saldırıyı durduracak ve Ukrayna’yı işgal etmekten caydıracak güçleri yoktu.
    Bu durumda Batılı dostların kafalarındaki senaryo, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesiyle ilişkili olabilir. Çünkü Rusya’nın Ukrayna’ya girmesiyle bir gerilla savaşının başlaması kaçınılmaz olacaktır. Ukrayna’nın Moskova Ortodoks Kilisesi’nden ayrılarak, İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlanmasından rahatsız olan bazı Ukraynalıların yönetim aleyhine “slogan atma” olasılıkları da gözardı edilmemelidir.
    Batılı dostlarının gizli ajandalarında, “Ukrayna coğrafyasını, Ukrayna halkını ve Ukrayna askerlerini kullanarak Rusya’yı yıpratma” bir senaryo olabilir. Bu yıpratma çabalarının, uygulanacak siyasi ve ekonomik yaptırımlarla birlikte hedefi, Sovyetler Birliği Rusya’sını yeniden canlandırma çabasında olan Putin Rusyası’nı frenlemek olabilir, fakat şu aşamada görülmesi gereken gerçek, Ukrayna’nın yalnız ve zor durumda bırakılmış olmasıdır.
    Rusların yalnızca nükleer başlıklı uzun menzilli füzelerle yaptıkları tatbikatlar değil, Devlet Başkanı Putin’in ve Dışişleri Bakanı Lavrov’un giderek sertleşen tehditleri, Donbas bölgesinde ateşkesin defalarca ihlal edildiğine, Bosna ve Sırbsitan’dan paralı askerlerin bölgeye taşındığına ilişkin söylemler de ortamın gerilmesine piyasaların dalgalanmasına, dolayısıyla ekonomilerin olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır.
    ABD ve İngiltere’nin, istenmeyen bir savaş olasılığının önünü kesecek askeri bir irade ortaya koymamalarının nedeni nedir? Biden’ın, “Rusya’nın Kiev’e girmesini bekliyoruz” demesinin nedeni nedir? 2008’de, Bükreş’te yapılan NATO liderler zirvesinde Ukrayna’yı üye yapmak için Almanya ve Fransa ile kavga eden bir ABD’nin başkanı bugün, “Rusların Kiev’e girmesini bekliyoruz” diyorsa, bizim 24 Ocak 2022 tarihli “Yeni Bir Yalta Anlaşması mı?” başlıklı yazımızda dile getirdiğimiz kaygılar ve kuşkular gündeme gelmez mi?
    Önceki yazılarımızda da yinelediğimiz gibi, Ukrayna krizi, yalnızca Karadeniz komşumuzla ilgili bir sorun değildir. Kuzeyimizdeki coğrafyada yaşanmakta olan kaynaşma hayra yorulacak bir gelişme değildir. Bölge barışını da, küresel barışı da tehlikeye atacak bir çatışmaya gerekçe üretme çabalarına benzeyen gelişmeler, giderek büyüyen kaygıar üretiyor. Baltık ülkeleri, Balkanlar, Doğu Avrupa, Orta Avrupa, Karadeniz, Türkiye, Boğazlar, Doğu Akdeniz ve Kafkaslar..
    Karadeniz’in hemen kuzeyinde, Ukrayna merkezli olarak yaşanmakta olan gelişmeler doğrudan bizimle ilişkilidir.
    Tarihte yeni bir dünya düzeni oluşturma girişimlerinin her zaman yeni bir küresel savaşa neden olduğuna dikkat çeken Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, “Avrupa ve dünya harekete geçmeli, Ukrayna’nın NATO üyeliği için net bir takvim saptamalıdır” diyor. Zelenski’nin bu çağrısına yanıt olacak somut gelişmelerin dışındaki bütün söylemler, caydırıcı gücü olmayan silah yardımı gösterileri, “Yeni bir Yalta Anlaşması mı?” sorgulamasının derinleşmesine neden olacaktır.


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR


    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR