AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

Ünlü Şair, Yazar, Ressam Recep Garip - "Yazar Olma Yolu" - Özəl

  • + A
  • - A
  • 8-04-2021, 23:03


    Azadmedia.az"a özel olarak ünlü şair, yazar Recep Garip ten "Yazar Olma Yolu"..

    RECEP GARİP

    www.recepgarip.com

    Yazarlıkla-yazmakla ilgili sorulardan, bir hevesle fışkıran bahar tomurcukları gibi açıp kaybolan lüzumsuzluklardan, direnme bilmez gökkuşağından usandığımı hissediyorum artık. Kalem sahibi olmanın bedeli-sorumluluğu ağır. Çileli, tahammül, çaba, istikrar ve ısrar gerektiriyor. Millet, bu işi boyacı küpü zannederek "armut piş ağzıma düş" istiyor. 

    Söylemenin bir faydası olmuyor nedense.


    Oturup kendine emek verdikçe elde ediliyor kıymet, yazı, yazarlık. Değer oturduğumuz yerden kazanılmıyor. Bu işin satışı yok, pazarı yok, ucuz değil ki emek. Ne kadar emek verirsen o kadar kıymet elde edebiliyorsun. Küçük küçük yazarak ulaşılıyor kaleme. Kişi kalemini fark etmişse zaman içinde verilen emekle yolu açılıyor. İnatla yazıp okumak icap ediyor. Bıkıp usanmaksızın okumadıkça gerçek sanatkar-yazar olma şansınız oldukça zayıftır.

    Maden -varsa eğer- işleye işleye adam ediliyor. Demirde dövüle dövüle istenilen alet yapılabiliyor. Bu torna tesfiye işi değildir. Bir taraftan verip diğer taraftan istediğini elde edesin.

    Yazarlık alanı, çakıl taşlarıyla, sazlıklarla, türlü haşaratlarla, engellerle, kaprislerle, gurur ve kibrin berbat halleriyle dolu. Vaz geçmeden, her türlü yara bereyi göze almalı ki, yaralar iyileşip tarafsızlığa ulaşsın kişi ve kalem kendi özgün ve özgürlüğüne ulaşabilsin. 

    Yaralar, ideal sahiplerini daha güçlü kılar, unutma.

     Yazı, düşüncenin somut hali, madde hali, varoluşun, düşüncenin, sessiz sözlerin, dahası duyguların ya da anlatılmamışların ifade edilmesidir. Yüzlerce yazmak isteyene söz söylüyorsunuz büyük bir hevesle, imrenerek lâkin kof çıkıyor. Neden dersiniz? Çünkü sabır, okuma, direnme, emek verme, araştırma, daha güzelini nasıl çıkartabilirim deme yok. Yaptım oldu, ben bu işi biliyorum, zaten doğuştan yazar, şairim vs. hususların zehirlemesiyle bir yok oluş kapısını ardına kadar açtıklarının farkında değiller. 

    En büyük engel, bireyin kendine ihanetidir. 
    Demem odur ki, kestirmeden çıkış yolu arayıp bir kaç dikkat çeken aşırılmış-çalınıp çırpılmış ve çarpıtılmış cümleler piyasada çok fazla. Bunları apararak-çalarak yazar olamazsınız. Bir kaç şiirle, denemeyle, hikayeyle kendinize pay veremezsiniz, vermemelisiniz. Yıllarca emek vereceksiniz, birikecek, demlenecek vasatın üstünde bir kalem sahibi olduğunuzda ustaların-üstatların iltifatıyla belki o vakit kendinize yazar, şair deme hakkını elde etmiş olabilesiniz. Bu nokta, emeğin kutsallığına işaret eder. Başarı emektedir.

    Bu işin kestirmesi, kısa yolu yok. Emek, vazgeçmeksizin çaba gerektiriyor. Ömrünüzü vakfederseniz belki o zaman yazar, şair ya da sanatkar olabilirsiniz. Bunu göze alabilenler şair ve yazar olabilirler.

    Denge nedir? Denge, hafızanın enlem ve boylamının istikametine karar vermesidir. Yaşadığımız hayatın, geçirdiğimiz olayların ve meselelerin her birisinden aşırılıkların olduğunu görüyoruz. Dengede duramadığımızdan bu aşırılıklar bireylere, ailelere ve toplumlara sıkıntı verir. Dolayısıyla denge bozulmuş olur. Örneğin normal yağan bir yağmur kısa sürede hızını artırdığı zaman, sel felaketleri oluşmasına, caddelerin, sokakların taşmasına neden olur. Binaların alt katları sele maruz kalır ki bir anda yakalamış olan bu yağmur sağanağı sonrasında, şehrin dengesinin alt üst olduğunu, bozulduğunu görebiliriz. Yerel yönetimlerin acziyeti de böylece ortaya kendiliğinden çıkabilir. Demek ki hayat, denge arasında gidip geliyor. Aşırılıklar topluma ve bireylere sıkıntı veriyor. Dengeyi bozduğunuzda yalnızca kendinize zarar vermiyorsunuz aynı zamanda yanınızdakilere, kendi ailenize, kendi toplumunuza, çalıştığınız kurumlara ve devletinize de zarar vermiş oluyorsunuz. Darbelerin açtığı belalar görünmez tahribatlarla toplumun hafızasını, aklını, güvenini, tesanütünü bozuyor. Darbeler, bütün bir ülkeyi her alanda tırpanlayıp darp ediyor. Muhtıralar, kalkışmalar, sanatı da, edebiyatı da, şiiri de eziyor. 

    Demem odur ki; yazarlık, dengeyi muhafaza etmektir. Toplumun dengede durmasına katkılarda bulunmaktır. Yazar, adaleti sağlayan adamdır. Kalemin sorumluluğu, toplumu dengede tutmak, istikamet göstermek ve hakkı söylemektir.

    Yazmanın özellikle bir direnme unsuru içerdiği muhakkaktır. Her türden olaylar yaşansa da yazar, temkinli olmayı, önde durmayı, meselelerin farklı yönlerinin olabileceğine dair teşhis ve tedavi yöntemlerini çıkarmaya ve topluma yol göstermeye mecburdur. Toplum sendelese de sanatkar, tefekkür ehli, kalem erbabı asla sendelemez, korkmaz ve ürkmez. Böylelikle toplumun yeniden huzurunun sağlanmasında pay sahibi olur. Bu ve benzeri hâller onun gururlanmasını, kibirlenmesini değil bilakis tevazu sahibi olarak dengede durmasıyla bir denge otoritesine dönüşür. Bu durum, kalemin yazdıklarına yemin edilen bir husustur. Bunu idrak edişle yükümlülük artar.

    Özetle genç yeteneklerin-yazar adaylarının dikkat etmesi elzem olan bir kaç hususu hatırlatmakta yarar görmekteyim;

    1.    İyi ve dikkatli bir okuyucu olmalısınız. Belirlediğiniz alanla ilgili not tutarak okumanın faydası çoktur. Bilgilerinizi tazeleyecek, yeni kavrayışlara götürecek eserleri bulup okumalısınız. 

    2.    Yazmak dolmakla ilgilidir. Okudukça dolarsınız, genişlersiniz ve notlar tutarsınız. Birikimler size yazmanın kapılarını açar. Küçük güncelere-notlara, kaleminizin en çok muhtaç olduğunu unutmamalısınız..

    3.    Ne yazarsanız yazın, resmî ve gayrı resmi ya da mesajlaşırken bile yazım ve dilbilgisi kurallarına dikkat etmelisiniz. Yazar adayı dil kurallarını bilmeli ve uygulamalıdır. 

    4.    Yazar olmanın bir okulu yoktur. Edebiyat alanlarında okuyanların mutlaka yazar olmalarını beklemek doğru değildir. Yazarlık kurslarından alınan sertifikalar yazar olmaya yeterli olmaz. Faydadan da ari değildir. Belki gayreti artırır, teşvik edici olur, gizli melekelerin ortaya çıkmasına vesile olur.

    5.    Yazmak-yazar olabilmek için; aslında bütün sanat dallarıyla alakalı olarak yoğun, dikkatli ve seçkin eserleri büyük bir gayretle okumalıdır. Yeteneklerinizi geliştirdikçe, çalışmalar yaptıkça, melekeler alana kesbedildikçe kalem işlemeye başlar. Bilmişlik tavırları ve  yetenekli olma yeterli değildir. Mutlak surette yoğunlaşmak sürekli okumak, notlar üzerinde tartışmak ve güncelere devam etmek şarttır.

    6.    İyi bir gözlem sahibi olma mecburiyetiyle tasvir yeteneğinizi geliştirmelisiniz. 

    7.    Belirlediğiniz konular üzerinde sürekli karalamalar-notlar tutun. Yazma eylemi vazgeçilmez bir aşkınız olmalıdır. Yazıya başlamadan yazmanız gereken konu üzerinde bilgilerinizi, notlarınızı gözden geçirdikten sonra yazıya başlayın.  Zorlamadan yazabildiğiniz kadar yazın. 

    8.    Yazarlık, bir anda elde edilemez. Çarşıdan, marketlerden, pazarlardan, aktar dükkânlarından alınabilecek bir husus değildir. Emek, sabır, okuma, gayret ister. Usta kalemlerle birlikte olmak sizi geliştirir. Daha çok dinleyici olup sorulması gereken soruları sormalısınız. Bir yazar olmak istiyorsanız, çevrenizdeki olayları, hayatın getirdiklerini, dünya meselelerini çok iyi incelemeniz gerekir.

    9.    Yazar olmanın yolu, ömrünüzü yazarlığa adamlısınız. Okuyarak, yazarak, dinleyerek, konuşarak _kitap tahlilleri yaparak- ve izleyerek yeteneklerinizi geliştirebileceksiniz. Yazmaya karar verdiğiniz zaman; kaleminizin, inandıklarınızın, toplumun, devletinizin ve insanlığın namusu olduğunu unutmayınız. Zaman her şeyin en iyi ilacıdır. Sanat, ilim, tefekkür, yazı, ısrarla devam edenlerin başarısıyla taçlanır. Fırçaya hükmeden yürektir. Yüreğin sesi resme-şiire dokununca etkisi tartışılmaz. 

    Kalem demini gönülden alır. Vesselam.

    13 Mart 2021 - İstanbul 


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR


    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR