AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

YAZAR HAMİD AHMEDZADEH - "TÜRK TOPLUMUNDA KAHRAMAN KADINLAR" - ÖZƏL

  • + A
  • - A
  • 12-01-2023, 19:24

    YAZAR HAMİD AHMEDZADEH - "TÜRK TOPLUMUNDA KAHRAMAN KADINLAR" - ÖZƏL



    Təbrizli Yazar Hamid Ahmedzadeh
    İstanbul


    KAHRAMAN KADINLAR
    Türk dünyasında kadınlar erkeklerle eşit sayılırlar. Türk mitolojisinde hiçbir lirik veya kahramanlık destanı ve hatta sosyal olaylar yoktur ki o toplumda kadınlar zulüm ve kötülüğün karşısında mücadele etmemiş olsunlar. Kadınlar bir savaş meydanında hazır olduğunda o savaşın sonu gelmiş demektir. Tarih boyu kadınlar her zaman meydanda olarak erkeklerine yardımcı olmuşlardır. Dede korkut destanlarında kahraman kadınlarımız, analarımız az değildir. Deli Dumrul’un hanımı kahramanlık alemini hayrete düşürmüştür. Eski zamanlarda Türk kadınları öyle bir erkeği kendilerine er seçerlerdi ki, o erkek kahramanlık meydanında o kadına galip gelmeliydi. Tanınmış tarih yazarı Heredot bu konuda şöyle yazar; eğer bir kadın savaş meydanında bir erkeğe galip gelemezse o kadın kendi için hayat yoldaşı seçemezdi.
    Türk mitolojisinin kahramanlık destanlarında, sosyal işlerde Köroğlu Nigar ile tanınır. Lirik ve aşk destanlarımızda Kerem Aslı ile tanınır. Kahramanlık destanlarında Tahirin yardımcısı Zühre ve kadınlar ordusudur. Firdevsi de kendi kitabı Şahname de Azerbaycan kadınlarının tek başına memleket idare etmelerine örnekler vermiştir.

    Kızlardan her gece on bin hanım bekçiydiler. Rudubar şehrinde (ki Azerbaycan şehri sayılır), savaş günü Türk kadınları ata binip erkeklere galip gelmişlerdir.

    Bu yazıda Firdevsi Azerbeycan’da kadınlar ordusuna ve kadınlar hakimiyetine işaret etmektedir. Yani nasıl ki bizim milli destanımız Tahir ile Zühre de Tarım ve Rudubar şehrinde bulunmuşlar ve orada kadınlar ordusu Tahirin yardımına gelmişlerdir.
    Azerbeycanın büyük şairi Nizami Gencevi bu konuda çok bilgiler vermektedir.

    Dr. Seyit Hüseyin Sefevinin kitabı İskender ve Edebiyatı İran’da şöyle yazmaktadır;
    İskender çok meşakkattan sonra rum şehrine geldi. Ve oradan gün batana kadar ordu götürdü. O yerlerin adamları güneşin doğma ve batma yerini İskendere anlattılar. Ve iskendere ölümsüzlük suyunun Abı hayat getireceğini öğrettiler. Bu şehrin şahı bir kadın idi. Onun askerkeri yüzlerce kadından ibaretti. Hepsi namuslu doğru düzgün insanlardı. Öyle ki bu kadınların tarifi İskenderde onları görmek için büyük bir merak uyandırdı.
    Dünyaca ünlü gezgin Marco Polo bu konuda şöyle yazmıştır;

    Türklerin hakanı sayılan Kaydohan’ın kızı öyle bir karar vermişti ki, öyle bir erkeğe hayat yoldaşı olmalı idi ki, o kişi kendisini güreş meydanında yensin. Marco polo şöyle devam eder; bu kız bütün savaşlarda ordu başıdır. Ve erkekler gibi savaş meydanlarında düşmanlara meydan okumuştur.
    Türk toplumlarında savaş meydanlarında kadınlar kendi erlerinin, atalarının, kardeşlerinin ve oğullarının arkasında kılıç sallamışlardır.
    İranın tanınmış tarihçisi Mirza Ağahan Kirmanlı, İran Aynayı İskender kitabında şöyle yazar;

    Kuruş Perslerin şahı, araz nehri kıyısında sakaların topraklarına baskın yaptı. Sakaların başkanı Amerges savaş meydanında yenilip Kuruş’a esir oldu. Kuruş Amerges’in hanımı Isparta’ya mektup gönderdi ve dedi ki; senin er’in esir oldu sende bana teslim ol ve canını kurtar. Ama Isparta hanım üç yüz bin erkek ve iki yüz bin kadın asker ile Kuruşun ordusuna saldırdı.



    Ve Kuruşu yenip esir etti. Nihayet iki ordunun esir olmuş padişahı birbiri ile değiş tokuş yapıldı. Kahramanlık tarihinin sembolü olan Tomris ana ve Isparta ana ve Turkan hatun gibi Türk anaları unutulmayacaktır.

    Ülker Piriyeva


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR


    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR