AzadMedia.az haber portalının editörü Ülker Piriyeva'nın kardeş Türkiyeden Prof. Dr. Tayfun Güngör ile özel röportajı.
Prof. Dr. Tayfun Güngör – “Kadınların korkulu rüyası olan rahim ağzı kanseri..”, “Koronavirüs gibi beladan hamile kadınlarımız nasıl korunmalı?”, “Evlilik yaşı geçen kızlara tavsiyeler..”, “Koronavirus Aşısı tehlikeli midir, genel olarak bileşimi nedir?”, “Hamile kadınlarımız aşı yaptırmalıdır mı?”, “Aşının insanlarda olası yan etkileri nelerdir ve bu durumda ne yapmalıdır?” – diye soruları değerlendirdi..
Sayın Prof. Dr. Tayfun Güngör hoş geldiniz!1. Öncelikle, Azerbaycandan Sizi daha yakından tanımak istiyoruz. Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Bu mesleği seçmeye nasıl karar verdiniz?..- 1963 yılında Ankara’da doğdum. 1987 de Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdikten sonra Zekai Tahir Burak Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kadın Hastalıkları ve Doğum ihtisasımı 1991 yılında tamamladım. Aynı hastanede başasistan, şey muavini ve klinik şefi olarak çalıştım. Jinekolojik Onkoloji cerrahisi yan dal sertifikasını ‘eğitimci ‘ olarak aldım. 2010 yılında Doçent, 2015 yılında Profesör oldum. Çalışmalarımı halen özel muayenehanede sürdürüyorum.
2. Biraz da kadınların korkulu rüyası olan rahim ağzı kanseri hakkında bilgi almak istiyoruz..- Rahim ağzı kanserinden dünyada her 2 dakikada bir kadın ölmektedir. Az gelişmiş ülkelerin önemli bir sorunudur. En sık görülen 3. Kanserdir. En sık 35 yaş civarında görülse de 60 yaşlarından ikinci pikini yapar. Rahim ağzı kanserinin nedeni İnsan Papilloma virüsüdür (HPV). HPV olguların %99.9’da bulunmaktadır. Ancak virüse sahip her kadın kanser olmaz. Bunların ancak %10-15’i kanser öncüsü bir lezyon olan HSIL (CIN 2-3), yol açar. Bu vakalarda %1’ i kansere ilerler. En sık kanser yapan virüs tipi HPV 16 ve 18’dir. Sigara, erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak, birden fazla cinsel partner, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve fazla doğum yapmak diğer risk faktörleridir.
3. Rahim ağzı kanserinin belirtileri nelerdir?- Rahim ağzı kanseri başlangıçta hiç bir belirti vermeyebilir. Ancak hastalık oluştuktan sonra adet dışı anormal kanamalar, cinsel ilişki sonnrası kanama, kanlı et suyu tarzında kokulu akıntı ile ortaya çıkar. Menopoz dönemimdeki kanamalar ve adet düzensizlikleri önemlidir. Daha ileri dönemlerde kasık, bel ve bacak ağrısı olabilir. Halsizlik, yorgunluk ve uykusuzluk görülebilir. Son evrelerde ise idrar ve büyük abdestin vajinadan gelmesi görülebilir (istem dışı idrar ve dışkı kaçırma).
4. Yaptığınız mesleğin sizin için dezavantajları nelerdir? - Kanser hastaları özellikle, hastalıklarının farkında iseler derin ruhsal çöküntü, öfke, stres, heyecan ve panik halindedirler. Burada en önemli rol hekime ve aileye düşmektedir. Aile ve yakın çevresi hastaya destek olurken bizlerde empati yoluyla hastaya yaklaşmalıyız. Hastanın güvenini kazanmak son derece anlamlı önemlidir. Hastaya gerçekler çarpıtılmadan ama anlayabileceği tarzda anlatılmalıdır. Olası daha kötü senaryolar anlatılarak rahatlaması sağlanmalıdır.
Doğum yapacak hanımlarda ise gebelik ve doğumun fizyolojik olduğu, tüm canlılarda yaşandığı vurgulanmalıdır.
Gebelikte vücutta oluşan şişlik, renk değişiklikleri gibi bulguların geçici olduğu anlatılmalıdır. Doğum ağrılarının sebebi hakkında bilgi verilmelidir. Eşleri bu aktif sürece katkı sağlamalıdır. Vajinal doğum özendirilmelidir.
5. Doğumdan ve ameliyattan korkan hastanızı nasıl rahatlatırsınız? Hastaya yeterli bilgi vermenin buna etkisi olur mu?- Doğum sanırım dünyanın en güzel olayı. Buna eşlik etmekse bir hekimin en büyük hayalidir. Anne ve babanın mutluluğuna ortak olmak bizleri de mutlu etmektedir.
Özellikle doğumunu yaptırdığım kızların doğumunu yaptırmak beni çok mutlu ediyor.
6. Ülkemizde, kadın hastalıklarında kanser son yıllarda özellikle tesadüf olunan hastalıklar sırasındadır – kadınlarımız bu hastalığa yakalanmamak için nasıl önlem ala bilirler?- Kanser multifaktöriyel (çok nedenli) bir hastalıktır. Bazıları gerçekten önlenebilir. Rahim ağzı kanseri örneğin aşı ile %90 önlenebilmektedir. Ancak genetik nedenli meme, kolon ve yumurtalık kanserlerinde bazen çaresiz kalmaktayız. Ancak bu kanserlerinde az bir kısmı ailesel geçiş göstermektedir. Ailesinde bir ikinci derece yakınlarında bu kanserleri bulunanlara genetik danışmalık verilebilir. Angelina Jolie gibi rol modeller bu konuda önemlidir (her iki memesini aldırdı-mastektomi)
Kadınlarda tüplerin alınması, yumurtalık (over) kanserini önleyebilmektedir. Over kanseri aşısı için Faz II çalışmaları devam etmektedir.
Rahim ağzı kanseri için smear aldırmak ve aşı yaptırmak büyük ölçüde önleyicidir.
40 yaşından sonra mamografi, meme ultrasonu yaptırmak ve kendi kendine meme muayenesini öğretmek önemlidir.
Barsak kanserleri için gaitada gizli kan bakılması ve kolonoskopi 50 yaşından sonra yapılması önem arz eder.
Bunun dışında spor yapmak, dengeli ve düzenli beslenmek, sağlıklı bir uyku düzeni önemlidir. Sosyal çevremiz olumlu (optimist) insanlardan oluşmalıdır.
Stres ve kaygı en önemli faktördür.
Alkol, sigara ve uyuşturucu kullanılmamalıdır.
Ancak hava almayan evlerde sentetik malzemeler içinde yaşamak, hava kirliliği ve gıdalardaki deformasyon kaçınılmaz olarak karşımıza çıkar.
7. Özellikle son bir yıl bütün dünya için hastalık yılı oldu diyebiliriz.. İster fiziki ve isterse de psikolojik olarak.. Yani Koronavirüs gibi beladan hamile kadınlarımız nasıl korunmalıdır – özellikle, bilmeleri gereken nelerdir?- Hamilelerde COVID-19’a daha zor yakalanmaktadır ancak maruziyet durumunda daha ağır geçirmektedir. Özellikle aciliyeti yoksa şu dönemde gebe kalmamak önerilebilir. Hatta bu nedenle salgının başlangıcında tüp bebek uygulamalarına kısıtlama getirildi. Ancak hamilelik oluştu ise ilk 3 ay özellikle dikkatli olunmalıdır. Sosyal izolasyon sağlanmalı, aile bireyleri dışından kimse ile görüşülmemelidir. Daha sonra ise maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyarak hayata devam edilmelidir.
COVID-19 virüsü gebelerde erken doğum ve sezaryen oranlarını artırmaktadır.
8. Evlilik yaşı geçen kızlara tavsiyeleriniz?- Evlilik yaşı geçenlere tavsiyeler; Yaş ile birlikte bütün doku ve organlar yaşlanmaktadır. Yumurtalıklarda belli bir oosit (yumurta) ile doğan kız çocukları her ay bunların bir kısmını kaybederler. Kız bebek doğduğunda yumurta sayısı 15-20 milyon civarındadır. Bu sayı ergenlikte 300-400.000 e düşer.
Yaşla birlikte yumurtaların sayısı ile birlikte kaliteside azalır. Belki de kalitesiz olanlar son yıllara kalmaktadır.
Her ay yumurtlama için 1000 kadar yumurta yarışa girer, 3-30 yumurta olgunlaşır ve ancak bir-ikisi bu yarışı kazanır. Her kadın farklı yumurta sayısı ile dünyaya gelir. Dolayısıyla her kadın için ‘kritik yaş’ farklıdır. Yumurtalığa ait ameliyatlar kemoterapi ve radyoterapi yumurta sayısını azaltır.
‘35’yaşından sonra yumurta sayısı hızla azalır. Ailedeki erken menopoz, sigara kullanımı önemlidir. Yumurta rezervi AMH denen bir hormonla (anti-müllerian hormon) değerlendirilir.
35 yaşından sonra evlenen ve çocuk sahibi olmak isteyenler hızlı davranmalı, 1-2 sene beklememelidirler. Çocuk sahibi olmayı ertelememek gerekir, egzersiz ve stressiz yaşam, sigara içmemek, oksijenizasyon artırılarak yumurta sayısını değilse de yumurta kalitesini artırır.
35 yaş sonrası evlenmemiş hanımlar yumurtalıklarını dondurabilirler. Bu işlem tüp bebek yapar gibi ilaçlarla birden fazla yumurta oluşması sağlanarak, bu yumurtaların toplanıp -80 derecede dondurulması esasına dayanır.
9. Doktor, aşıyı kendiniz kullandınız mı? - Aşıdan sonra sağlığınızda herhangi bir yan etki gördünüz mü?- Aşıyı 20 gün önce yaptırdım. Bende yan etki olmadı. Ancak aşı yerinde ağrı, vücutta halsizlik ve yorgunluk belirtileri olan insanlar duydum. Bir arkadaşımda yüz felci gelişti.
10. Aşıda koronavirüs var mı? - Aşı tehlikeli midir, genel olarak bileşimi nedir?- Bizim ülkemizde kullanılan ve Çin’de üretilen aşı inaktif aşıdır. Virüs içermemektedir. Grip aşısı gibi kullanılabilir. Ancak mRNA içeren aşılar (Pfizer- Biontech) daha dikkatli kullanılmalıdır.
Corona aşısının en büyük dezavantajı Faz III çalışmalarının tüm grupları kapsamaması, güvenlik ve koruyuculuğuna dair verilerin yetersiz olmasıdır. Ancak pandemide başka şansımız yoktur. 5-10 sene beklemek daha hazin sonuçlar doğurabilir. Corona virüs aşısı aslında yeryüzünde var olan 200 den fazla kanser ve bunların alt grupları karşısında bir umut olacaktır.
11. Aşının insanlarda olası yan etkileri nelerdir ve bu durumda ne yapmalı?- Hamileler Faz III çalışmalarında yer almadığından sonuçları belli değildir. Ancak sağlık çalışanları gibi yüksek risk altında bulunanlar kendi istekleri ile ‘ilk 3 ay dışında’ aşılanabilirler.
12. Hamile kadınlarımız aşı yaptırmalıdır mı?- COVID-19 olan ve iyileşen hamilelerde yine belli bir bilgi birikimimiz yok. Ancak COVID-19 geçirenlerde olduğu gibi 3 ay beklenebilir. Antikorların 6 ay mevcudiyetini sürdürdüğünü bildiğimizden aşılama doğum sonrasına ertelenebilir.
13. Aşılama işleminden sonra maske takılmalı mı?- Aşılanmadan sonra mutlaka maske takılmalı, mesafe kurallarına uyulmalıdır.
14. Son olarak, hamile kadınlarımızı ve özellikle de çocukları bundan korumak için tavsiye ettiğiniz yiyecekler var mı?- Yiyeceklerin gerek kanser gerekse COVID-19’u önlemekte direkt etkisi yoktur. Ancak içerdikleri antioksidanlar ile savunma sistemine yardımcı olurlar. Bu antioksidanları preparatlar yerine doğal yolla almak daha faydalıdır.Özellikle metabolizmayı hızlandıran besinlerde bize yardımcı olurlar. Gebelikte yeşil yapraklı sebzeler, yağsız et, yüzey balıkları, yumurta, ceviz, badem, fındık, taze ve kuru meyveler, baklagiller, yulaf ezmesi tüketilebilir. Çiğ yumurta ve az pişmiş et, tavuk ve deniz ürünleri, pastörize edilmemiş süt ve peynirler aşırı kafein, fazla şekerli gıdalar kızartma, cips ve gazlı içecekler tüketilmemelidir.
Röportaj için teşekkür ederim!
Bize vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda nice başarılar dileriz!