AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

SİYASET BİLİMCİ KEMAL SALLI - “TRUMP’A GÖZDAĞI” - ÖZƏL

  • + A
  • - A
  • 13-04-2023, 18:14

    SİYASET BİLİMCİ KEMAL SALLI - “TRUMP’A GÖZDAĞI” -


    Görevde bulunduğu sürede yaptığı gaflarla tanıdığımız Trump, ‘kendisine yöneltilen suçlamalar nedeniyle hakim karşısına çıkan ve “tutuklanan” ilk ABD Başkanı’ olarak tarihe geçti.

    Hukuk uzmanlarına göre, New York Başsavcısı’nın Trump’a yönelttiği suçlamalar en fazla 4 yıl hapis cezası gerektiriyor, o da, büyük bir olasılıkla para cezasına dönüştürülecek.

    “Tutuklama”, ABD hukuk sisteminde, savcılık iddianamesi kabul edilip dava açıldığında uygulanan bir prosedür. Suçlanana “tutuklu işlemi yapılıp, serbest bırakılıyor. Trump ABD hukukunun inceliklerini elbette biliyor. Trump’ın kaygılanmasının nedeni, kısa süre de olsa parmaklıklar arkasına gönderilme olasılığı. Can dostu, sırdaşı ve düzenlediği lolitalı partilerle ünlü “işadamı” Jefreyy Epstein’ın hapishanede kendini karyola demirlerine asarak “intihar etmiş olmasını” hatırladıkça, Trump, kendisine yöneltilen suçlamaların olası sonuçlarından haklı olarak ürküyor.

    M. KEMAL SALLI

    Dünya “Trump tutklandı” haberiyle dalgalanıverdi. “Demokrasinin yılmaz savunucusu” ABD gibi ülkede başkanlık yapmış bir kişinin tutuklanması bütün dünyayı ilgilendiren bir haberdi Herkes nedenini merak etmişti. “Trump tutuklandı” haberi bütün dünyada olduğu gibi, bizde de dikkatlerin ABD’ye yönelmesine neden oldu.

    Geçen seçimlerde başkanlığı kaybetti, ama ülke yönetimine bir dönem Demokratları bir dönem Cumhuriyetçileri getirmeyi bir gelenek haline getirmiş olan Amerikalı seçmen davranışı dikkate alındığında, 2024’te yapılacak başkanlık seçimlerinde Trump’ı yeniden ABD Başkanı olarak görme olasılığımız oldukça yüksek. Türkiye-ABD ilişkilerinde sancılı bir dönemin yaşandığı bir süreçte, geleceğin başkan adayı Trump’ın dava süreci bizi de yakından ilgilendiriyor.

    Trump neyle suçlanmıştı ki, “tutuklanmıştı”? Evinde “gizli belgeler” bulunduğu için mi, eski porno yıldızlarından Stormy Daniels’a “sus payı” verdiği için mi? Yoksa, kamuoyunun bilemediği çok başka nedenler mi vardı? ​​​​​​​

    New York Başsavcısı Alvin Bragg Trump’a 34 suçlama yöneltti, ama Trump’ın bu suçlamalardan hapis cezası alması beklenmiyor. Trump’ın 2006 yılında, eşi doğum yaptığı günlerde birlikte olduğu eski porno yıldızı Stormy Daniels’a avukatı aracılığı ile 130 bin dolar ödemiş olması, ABD yasalarına göre suç sayılmıyor. Suçlamanın nedeni, Trump’ın avukatı aracılığı ile yaptığı bu “sus payı” ödemesini şirket kayıtlarında “gider” olarak göstermesi. (Bu arada not düşelim; bu ilişkiden haberdar olan eşi Melania’nın Trump’ı hiç affetmediği, resmi törenlerde bile elini tutmasına izin vermediği biliniyor.)

    ​​​​​​
    ABD TARİHİNDE “TUTUKLANAN İLK BAŞKAN”

    Görevde bulunduğu sürede yaptığı gaflarla tanıdığımız Trump, ‘kendisine yöneltilen suçlamalar nedeniyle hakim karşısına çıkan ve “tutuklanan” ilk ABD Başkanı’ olarak tarihe geçti.

    ​​​​​
    Hukuk uzmanlarına göre, New York Başsavcısı’nın Trump’a yönelttiği suçlamalar en fazla 4 yıl hapis cezası gerektiriyor, o da, büyük bir olasılıkla para cezasına dönüştürülecek. “Tutuklama”, ABD hukuk sisteminde, savcılık iddianamesi kabul edilip dava açıldığında uygulanan bir prosedür. Suçlanana “tutuklu işlemi yapılıp, serbest bırakılıyor. Trump ABD hukukunun inceliklerini elbette biliyor. Trump’ın kaygılanmasının nedeni, kısa süre de olsa parmaklıklar arkasına gönderilme olasılığı. Can dostu, sırdaşı ve düzenlediği lolitalı partilerle ünlü “işadamı” Jefreyy Epstein’ın hapishanede intihar etmiş olmasını hatırladıkça, Trump dava sürecinin olası sonuçlarından haklı olarak ürküyor.

    Trump, kendisine yöneltilen suçlamalarla başlatılan dava süreciyle seçimlere müdahale edildiğini savunarak, mağduriyet oluşturmaya çalıştı ve başardı. Mahkeme sürecine Demokratların dolaylı da olsa bir müdahalesi var mı, bilemeyiz, ama bu dava süreci Trump’ın işine yaradı. Trump’a yönelik suçlamaların en önemli sonucu, Cumhuriyetçi seçmenler nazarında Trump’ın popülaritesinin artması oldu. Trump, kamuoyu yoklamalarında oy oranını yüzde 57’lere çıkardığı gibi, 5 milyon dolar da bağış topladı.

    TRUMP VE EPSTEIN

    Trump’ın uzun yıllar arkadaşlık ettiği Jeffrey Epstein, çok önemli işadamlarına ve siyasetçilere özel uçağı “Lolita Ekspres”te ve lüks malikanesinde lolitalı partiler düzenlemekle ün yapmış bir kişiydi. Epstein, özenle düzenlediği bu çok özel lolitalı partileri baştan sona kayda alıyor, daha sonra da, elindeki kasetleri bir şantaj aracı olarak kullanarak, “hizmet” sunduğu ünlü konuklardan yüklü miktarlarda paralar koparıyor ya da istediği kişilerin istedikleri makamlara atanmalarını kolayca sağlayabiliyordu.

    Bill Clinton, ABD Başkanı olduğu dönemde, Epstein’in bir arkadaşını vali yapma isteğine şiddetle karşı çıkmıştı, fakat öne konulan fotoğrafları görünce, süt dökmüş kediye dönmüş ve “değerli dostunun” isteğini yerine getirmişti.

    ​​​
    Epstein’ın özenle oluşturduğu son derece değerli kaset arşivin sevgilisi Ghislaine Maxwell’in elinde olduğu söyleniyor. 1991 yılında, İspanya açıklarında seyreden Lady Ghislane adlı yatından esrarengiz bir şekilde “düşerek” kaybolan İngiliz medya patronu Robert Maxwell’in kızı olan Ghislaine Maxwell, Epstein’ın intihar etmesi sonrasında bir süre Paris’te, devlet koruması altında yaşamıştı. Ghislaine Maxwell’in eski ABD Başkanı Bill Clington’dan Prens Andrew’e uzanan siyaset aktörlerinin ve pekçok ünlü işadamının çok mahrem görüntülerini içeren bu arşivi CIA’le paylaşıp paylaşmadığı henüz bilinmiyor.

    EPSTEIN, CIA GÖREVLSİ OLARAK ÇEKTİĞİ KASETLERİ KENDİ ÇIKARLARI İÇİN KULLANMAYA KALKIŞINCA…

    CIA’in kendisine verdiği görevi kendi başarısıymış gibi görmeye başlayan Epstein, gizlice çektiği çok mahrem görüntüleri kendi çıkarları doğrultusunda da kullanmaya kalkışmış olmanın bedelini hayatıyla ödemişti.

    Trump, yakın arkadaşı Epstein vasıtasyla pekçok ünlü kişi ve devlet adamıyla tanışmış, bu dönemde servetine servet katmıştı.

    Kariyerinde büyük emekleri olan yakın dostu, sırdaşı Epstein’ın, kendisinin ABD Başkanı olduğu bir dönemde, tutuklu bulunduğu Manhattan’daki Metropolitan Correctional Center hapishanesindeki hücresinde, kendini karyola demirine asarak “intihar etmesi” Trump’ı çok sarsmıştı. “Trump, kendisine yöneltilen suçlamalar nedeniyle hapis cezası almaz” dense de, en yakın arkadaşının, kendisinin başkan olduğu dönemde tutuklu bulunduğu hapishanede hayatını kaybetmiş olmasını hatırlamaması mümkün müdür? Zayıf da olsa, hapsedilme olasılığı Trump’a verilmiş bir gözdağı değil midir?

    CIA, EPSTEIN İLE İLGİLİ HABERLERE SANSÜR MÜ KOYDU?

    CIA’in, Epstein ile ilgili haberlerin manşetlere taşınmaması koşunda yayın organlarına “ricada bulunduğu” biliniyor. Bu nedenle, ABD medyasında Epstein ile ilgili haberlere pek yer verilmiyor. Bu örtülü sansür, “Epstein’in hazinesi”ni ele geçirme operasyon henüz tamamlanmadı” şeklinde yorumlanıyordu. CİA’in peşine düştüğü kasetlerin Epstein’in sevgilisi, kara kutusu Lady Ghislane’inelinde olduğu sanılıyor. 1991 yılında, İspanya açıklarında seyreden Lady Ghislane adlı yatından esrarengiz bir şekilde “düşerek” kaybolan İngiliz medya patronu Robert Maxwell’in kızı olan Ghislaine Maxwell, bir süre sığındığı Fransa’nın başkenti Paris’te, devlet koruması altında yaşamıştı.

    “Epstein’ın hazinesi”ne ilişkin dünyanın genelinde heyecanlı, heyecanlı olduğu kadar da kaygılı ve korkulu bekleyiş hala sürüyor. Epsein’in 9 bin görüntü kasetinden oluşan terekesinin ortaya çıkmasıyla küresel çapta çok güçlü sarsıntı yaşanacağı biliniyor.

    TRUMP’IN YARGILANMA SÜRECİ EPSTEIN’IN “İNTİHAR ETMESİYLE” BAŞLAMIŞTI

    Trump’ın mahkeme önüne çıkarılmasıyla sonuçlanan süreç, aslında, Epstein’in konulduğu hapishanede “intihar etmesiyle” başlamıştı.

    CIA görevlisi Epstein’ın birçok iş ve devlet adamıyla özel ilişkileri olduğu biliniyordu. Gücünü de bu ilişkiler sayesinde elde etmişti. Epstein’ın düzenlediği çok özel davetler sayesinde, küresel çapta etkili işadamları ve siyasetçiler belli bir amaca yönelik olarak görüntüleniyor, kasetleniyor ve bu kayıtlar, yeri geldiğinde bir şantaj aracı olarak kullanılıyordu. Fakat Epstein, CIA adına çektiği bu çok özel görüntüleri kendi kişisel çıkarları içi kullanmaya başlayınca, cezalandırılıvermişti.

    Epstein’ın düzenlediği lolitalı davetlerde çektiği çok özel görüntüler, küresel çapta etkili olacak yeni bir ekonomi düzeninin hayata geçirilmesi operasyonunda da kullanılacaktı. Bu konudaki hazırlıklar, Batılı bir finans grubunun Çin’i küresel ekonominin kaptanı olmasını sağlayacak süreci başlatmasıyla küresel çapta dalgalanmalar oluşturdu. Tetiklenen mücadele, küresel barışı tehdit edecek şekilde giderek büyüdü, büyüyor.

    2024 yılında yapılacak seçimlerde yeniden ABD Başkanı seçilmeyi planlayan Trump’ın, çeşitli suçlarla suçlanarak hakim karşısına çıkarılıp “tutuklanması” da, bu süreçten bağımsız düşünülemez.

    İngiltere’nin, Brexit oylaması operasyonu sonucunda AB’den koparılmasıyla başlayan mücadele, Türkiye’de 15 Temmuz olayının yaşanmasına, Fransa’da “sarı yeleklilerin” Paris sokaklarına Cehennem’e çevirmesine, küresel çapta bir pandemi sürecinin yaşanmasına, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesine ve uygulanan yaptırımlardan bunalan Rusya’nın “uşak ve Yol” projesini hayata geçirmekte zorlanan Çin’e yakınlaşmasına neden oldu.

    Çin’in küresel ekonominin kaptanı olmasını destekleyenlerle, buna şiddetle karşı çıkan ABD ve yörüngesindeki ülkeler arasında yaşanmakta olan amansız mücadele, küresel çapta köklü bir değişimin yaşanması ve yeni bir ekonomi düzeninin kurulmasıyla son bulacak.

    Trump ile Biden, daha doğrusu Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasında yaşanıyormuş gibi görünen mücadele, aslında küresel aktörler arasında küresel çapta yaşanmakta olan mücadelenin ABD coğrafyasına yansıyan bölümüdür.

    ​​​​​​
    TRUMP: “KÜRESELLEŞME SÜRECİNE SON VERECEĞİM” DEMİŞTİ

    Trump, ABD’de küreselleşme sürecine son vereceğini, ülkesini yeniden Büyük Amerika yapacağını savunarak başkan seçilmişti. Demokratlar ise Trump’ı verdiği sözü tutmamakla, Çin’i ABD’nin önüne çıkaracak politikalar izlemekle suçluyorlar. Bu suçlamada Rothschildler, J.P Morgan, BlacRock, Forbes ve bazı büyük bankalar da Demokratların yanında yer alıyorlar.

    70’li yıllarda üretimi Doğu’ya kaydırıp “paradan para kazanma”ya yönelen ABD’nin Çin’i büyüttüğü biliniyor, ama FBI, NSA, ve CIA’in bir kanadı Trump’ı, Çin’i Amerika’nın önüne geçirmeye alışmakla suçluyorlar. Eski CIA Başkanı Joe Brennan Trump için “vatan haini” demişti.

    Bugünlerde Trump’a, yalnızca, Twetter’ı satın alan Elan Musk destek veriyor. Hatırlanacağı gibi twetter, ABD Kongresi’nin basılması sürecinde, işgalcileri “vatansever” ilan etmesi nedeniyle, Trump’ın hesabını bir süreliğine kapatmıştı. Asıl sahiplerinin küresel sermaye oduğu bilinen Facebook, Instagram, Youtube, Snapchat de Trump’ın hesaplarını süresiz kapatmışlardı.

    TRUMP’IN DAVA SÜRECİ BİR GÖZDAĞI MI?

    Trump’ın, kendisine yöneltilen suçlamalardan hapis cezası almayacağı söylense de, kısa bir süre parmaklıklar arkasında kalma olasılığının bile, hapishanede “intihar eden” yakın dostu Epstein’i hatırlattığından, prosedür gereği de olsa, tutulanıp salıverilmesin Trump’ı çok sarstığı konuşuluyor.

    Can dostu, sırdaşı Epstein’ın, inanılmaz suçlamalarla konulduğu cezaevinde, beli hizasını aşmayan karyolasının demirlerine asılarak “intihar etmesi” sonrasında Trump geniş kapsamlı bir “cadı avı” başlatmıştı. Yakın dostunu, sırdaşını koruyamayan Trump, duyduğu suçluluk duygusunun etkisiyle başlattığı “cadı avı”nı sürecinde, başta eski First Lady Michelle Obama olmak üzere, Obama’nın Yrdımcısı J. Biden, CIA Başkanı John Brennan, CNN International, ünlü para sihirbazı G. Soros, ünlü Demokratlardan Eric Holder, Demokrat Ulusal Komitesi Başkanı Debbie Wasserman, ünlü aktör A. De Niro gibi ünlü isimler, hiç tanımadıkları kişiler tarafındankendilerine gönderilen bombalı hediye paketleriyle tanışmşlardı.

    “Cadı avı” başlattığı süreçte kendilerine bombalı paket gönderilenler, bu hediye yağmurundan Trump’ı sorumlu tutup tutmadıklarını bilemeyiz, ama Trump’ın kendisine yöneltilen suçlamalardan hapis cezası alması için dua edenlerin olduğu tahmin etmek hiç de güç olmasa gerek.

    Trump’ın davası Aralık ayına ertelendi. Konuya Aralık’ta devam ederiz.


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR

    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR