Liyakati esas almayan siyasiler, sosyal yardımı da kendi yandaşlarına tıpkı liyakatsiz kapı kullarına iş garantisi ve fazla gelir üretmesini sağladıkları gibi bir yolla kullanmaktadırlar. Tercih ettiklerine yardım yapılırken hep şunu duyarsınız, “biz herkese aynı görüyoruz ve eşit dağıtıyoruz.”

Neye göre ve kime göre?
Kısaca sıkmadan birkaç tespitle gerekçelendirelim.

Sosyal yardım yaparken bir kıstasınız var mı?
Her kişi veya aileyi bu kıstasa tabi tutuyor musunuz?
Sosyal yardım analitik veriler le mi?
Yoruma dayalı mı yapıyorsunuz?

Sosyal yardımda bir kıstas koymadıysanız; hane halkına ortalama bir kira bedeli ve ortalama bir eğitim masrafı çıktıktan sonra toplam gelirin kişi başına düşen miktarının sınırı, birinci kıstas.
Bunun talep edenlere mi? yoksa başvuranlara mı? yada yandaşlarınıza mı dağıtacaksınız.
Şimdi bunu okuyan bütün belediye başkan ve yöneticilerinin eşitlikten bahsedeceklerini ve haksızlık yapmayacakları ile ilgili savunmalarını duyar gibiyim. Kendinizi kandırabilirsiniz ama gerçek ortada. Eğer kıstaslarınız yoksa, bütün vatandaşlara uygulamıyorsanız, kendiniz dahil herkese yalan söylüyorsunuz.
Bir diğer kıstasta ilgili yerde yaşayan herkesi kapsaması. Birey veya aile az gelir ürettiğinde otomatik hak kazanmıyorsa, sosyal yardım değil, yandaş yardımına döner. Çünkü anayasal hak olan fırsat eşitliği, fırsatçıların menfaatine döner. Bu dönemde ve geçmiş dönemde uygulamaya bakarsanız, fırsatçıların ve yandaşların menfaatine çalıştığını görürsünüz.
Burada hiçbir siyasi parti hedef alınmamış. Siyasi partilerin oy kaygısı ile sosyal yardım adı altında oy veren ve vereceklere rüşvet dağıttığından bahsedilmiştir ve bu yöntem bütün siyasi partilerin ve temsilcilerinin yaptığı genel hatadır. İstisnalar kaideyi bozmaz. Tabi kendini istisna gören bir sürü yöneticinin ben doğruyum demesini de bekliyorum ama bir çoğu kendisine bile yalan söyleyen kişiler olduğunu unutmayalım.

Serdar Şahin
15 Kasım 2022