DEPREM BÖLGESİNDEKİ İZLENİMLERİM (2)
Deprem yaşayan kentlerden biri olan Malatya ilk durağımız olacaktı. Zorlu Muş yolculuğu sonrasında Elazığ’a vardık. Elazığ, zamanında depremlerden nasibini alan şehirlerden biri. Elâzığ’dan Malatya’ya doğru giderken yolda trafik kazası yapmış bir çok araç gördük. Hemen önümüzde çarpışan iki otomobil ve hayatını kaybeden insanlar. Elazığ – Malatya arası yaklaşık bir saat kadar mesafede. Malatya’ya vardığımızda depremden dolayı yıkılan binalar içimizi burktu. Güzelim Malatya ne hale gelmişti. Şehrin yarısı neredeyse boş kalmıştı. Malatyalı hangi dostumuzu arasak, Ya vefat etmiş ya köylerine gitmiş yada çocuklarını güvenilir şehirlere götürmek için, şehirden olmadıklarını öğrenmenin büyük acısını yaşadık.
Malatya caddelerinde ne yazık ki, sağlı solu bir çok bina yerle bir olmuş. Malatya nasıl bir enkaza dönüşmüş. Deprem öncesi Malatya ile deprem sonrası Malatya kıyaslamak bile insanları başka dünyalara götürüyor. Malatyalı bir dostumu aradım “Hamit Başkanım nasılsınız, neredesiniz diye sordum” verdiği cevap “ailemle birlikte bir süreliğine köye gelmek zorunda kaldım” Başka birini aradım, “Zeki Başkanım nasılsınız? Neredesiniz?” verdiği cevap, “Evimiz yıkılmış enkazı temizlemeye çalışıyoruz” İnsanın içini buram buram burkan cevaplar. Ondan sonra diğer dostlarımı aramak cesaretini bulamadım.
Van TSO Başkanı ve heyeti ile birlikte Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nu ziyaret etmek konusunda Malatya Organize sanayi Bölgesine doğru gittik. Tabi Malatya caddelerinde geçerken, insan üzüntüsünden sağa ve sola bakmak bile istemiyor. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Sadıkoğlu, konteyner önünde oturmuş vatandaşlara yardımcı olmaya çalışıyordu. Necdet Başkan ve heyeti Malatya TSO Başkanı Oğuzhan Sadıkoğlu’na bir yandan moral verirken, bir yandan da, Van depreminde edindiği tecrübeleri aktarmaya çalışıyordu. Beli ki Malatya TSO Başkanı Sadıkoğlu, çaresizlik içerisinde ne yapacağını nasıl bir karar vereceği konusunda pek sağlıklı hareket edemiyordu. Başkan Sadıkoğlu, bir yandan kendi derdine yanarken bir yandan da depremden dolayı göç veren Malatyalı hemşerilerini nasıl geri getireceğini düşünüyordu. Tek derdi şehrinin tekrar ayağa kalkmasıydı.
Yetkililerin aktardığı bilgilere göre 10 Şubat tarihi itibari ile Malatya’da vefat edenlerin sayısı BİN YETMİŞBİR Yaralı sayısının ise DOKUZBİN YÜZSEKİZ olduğu bize aktarıldı. Tabi bu sayının her geçen gün artığını da bize söylediler. Malatya’nın çok kötü durumda olduğunu görmenin üzüntüsünü yaşadık. Yıkılan binalardan daha çok, ağır hasarlı binaların görüntüsü insanların şehirden uzaklaşmasına sebebiyet vermiş. Malatya TSO Başkanı Sadıkoğlu, bizimle birlikte Malatya’da koordinasyon başkanı olan Van Valimiz Ozan Balcı’yı ziyaret etti. Vali Ozan Balcı bizlere yapılan çalışmalarla ilgili önemli bilgiler aktardı. Vali Balcı, Van TSO Başkanı Necdet Takva ve heyetine ziyaretleri için teşekkür ettiğini ve ziyarettin çok anlamlı olduğunu söyledi.
Malatya bizi çok üzdü. Malatya böyle olmamalıydı. Malatya boynu bükük değil, Malatya yeşilliği ile meşhur ve heybetli görünümlü Kaysısı ile misafirlerini ağırlamalıydı. Malatya’dan ayrılma vakti, Malatyalılarla vedalaşma vakti gelmişti. Gün ağarmak üzereyken Malatya’dan ayrıldık. Yemek yenilecek tek açık bir yer bile yoktu. Yanımızda getirmiş olduğumuz Peynir - Ekmekle karnımızı doyurduk. Depremzedeler için kurulan aş evlerinde yemek yiyemezdik, çünkü o yemeklerin depremzedeler için olduğu anlayışı vardı bizde. Araç içinde ekmek peynirle yaptığımız lokmaları yiyerek, Malatya caddelerinden hüzünlü ve üzüntülü bir şekilde ayrılarak, bağrı yanık Adıyaman’a doğru yola koyulduk. İlk karşımıza çıkan Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesi. Gölbaşı sanki yerle bir olmuş. Ayakta kalan bina sayısı neredeyse yok gibi. Araçla giderken neredeyse her an için, ağır yaralı olan bir binalar başımıza yıkılacak gibiydi. DEVAMI bir sonraki yazımda olacak.
Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.