AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

Türkiyəli Politoloq Kemal Sallı: “Hazırkı qlobal konyukturada heç bir ölkədən yaralarımızı sağaltmasını gözləyə bilmərik, həmrəy olmalıyıq” - ÖZƏL

  • + A
  • - A
  • 10-02-2023, 17:16

    Türkiyəli Politoloq Kemal Sallı: “Hazırkı qlobal konyukturada heç bir ölkədən yaralarımızı sağaltmasını gözləyə bilmərik, həmrəy olmalıyıq” - ÖZƏL

    Türkiyəli Politoloq
    Kemal Sallı


    “Hazırkı qlobal konyukturada heç bir ölkədən yaralarımızı sağaltmasını gözləyə bilmərik, həmrəy olmalıyıq!”
    Bu sözləri Azadmedia.az-a açıqlamasında Türkiyəli Politoloq Kemal Sallı bildirib.

    Yaşadığımız fəlakət bəşər tarixində qeydə alınmış ən böyük zəlzələlərdən biridir. Bu, əhəmiyyətli maddi və mənəvi nəticələrə səbəb ola biləcək bir fəlakətdir. Hazırkı qlobal konyukturada heç bir ölkədən yaralarımızı sağaltmasını gözləyə bilmərik.

    Cümhuriyyətin yarandığı illərdə olduğu kimi, biz həmrəy olmalıyıq. Birliyimizə, qardaşlığımıza xələl gətirə biləcək, zəlzələnin yaralarını dərinləşdirə biləcək davranışlar hər şeydən əvvəl insanlığımıza yaraşmır. Hər cür siyasi hesablaşmalardan uzaq duraraq əl-ələ vermək, bir araya gəlmək, yardımlaşmaq və həmrəylik günüdür.

    Biz yaralarımızı sağaltmağa çalışarkən, keçmişdə edilən səhvləri təkrarlamamaq üçün təbii ki, bu təbii hadisənin fəlakətə çevrilməsinə səbəb olan amilləri araşdırıb sorğulayacağıq.

    Təbii ki, bilmək istəyəcəyik ki, zəlzələ mütəxəssislərinin xəbərdarlığı niyə nəzərə alınmayıb, kimlər 10-15 mərtəbəli binaların allüvial qruntlarda ucaldılmasına icazə verib, kimlər hansı mühəndis biliklərinə əsaslanaraq təsdiq edib? Amma ilk növbədə yaralarımızı sarmalıyıq və milyonlarla insanın həyatını bu iqlim şəraitində küçədə qalmaqdan xilas etməliyik.


    Uzmanlar, yaşadığımız son deprem fekaketinin yıkım gücünü tanımlarken “32 atom bombası büyüklüğünde” diyorlar. Doğu Anadolu Fay Hattı’ndaki 10 ilimizi etkileyen bu felaket için, “1939’da yaşadığımız 7.9’luk depremden sonra ikinci büyük felaket” deniyor, ama 13.5 milyon insanımızın üzerlerine çöken onbinlerce bina dikkate alındığında, Kahramanmaraş depreminin Erzincan depreminden çok daha yıkıcı ve can yakıcı olduğu ortadadır.

    Depremin 1.5 dakika sürdüğü söyleniyor; 1939’da Erzincan’ı yıkan deprem 52 saniye sürmüş ve 33 bin vatandaşımız hayatını yitirmişti. New York Times Kahramanmaraş merkezli depremin, New York eyaletinin dört günlük enerji ihtiyacını karşılayacak güçte enerji ürettiğini belirtiyor.

    Güneydoğu Anadolu Fayı olarak bilinen Arabistan, Afrika ve Anadolu levhalarının kesiştiği bu bölge ülkemizin en tehlikeli fay hattı ve yüzyıllardır stres biriktiriyordu.

    1939’da Elazığ depreminin yaşanmasına neden olan Güneydoğu Anadolu Fay Hattı, bu defa Malatya-Hatay arasında kırıldı ve 10 ilimizde 13.5 milyon vatandaşımızı etkileyen son beşyüz yılın en büyük deprem felaketini oluşturdu. Deprem uzmanları, buradaki fay hatlarının deprem üretme aralığının ortalama beşyüz yıl olduğunu belirterek, zamanın dolduğunu ve ‘canımızı yakacak büyüklükte bir felaket yaşayabileceğimiz’ uyarısında bulunuyorlardı. Bölgede 1513 yılında yaşandığı ve 200-300 bin kişinin hayatını kaybettiği belirtilen deprem, eski kaynaklarda “kozmik felaket” olarak anılıyor. O tarihin öncesinde ve sonrasında da, bu bölgede büyük deprem felaketleri yaşanmış.

    6 Şubat günü peşpeşe yaşadığımız 7.7 büyüküğündeki Kahramanmaraş ve 7.6 büyüklüğündeki Elbistan depremleri Türkiye’nin üç metre hareket etmesine, 10 ilimizin haritadan silinmesine neden oldu. Can kaybımızın canımızı yakacak boyutta olacağını tahmin edebiliyoruz.

    DEPREMİN NEDENİ “BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMALA” MI?

    Dokuz saat arayla yaşadığımız Kahramanmaraş (7.7) ve Elbistan (7.6) depremlerinin 5 Şubat’ta merkez üssü Kağıthane olan İstanbul depreminim hemen sonrasında meydana gelmesi, bazı komplo teorilerini tetikledi. Bu depremlerin, 155 metrelik ABD savaş gemisinin iki gün boyunca Dolmabahçe Sarayı önlerine demir attığı günlerde yaşanan 3.1 büyüklüğündeki Kağıthane depreminin hemen ardından meydana gelmesi, Tesla’nın ürkütücü projesi HAARP’la ilişkilendirilmesine neden oldu.

    Deprem uzmanları 7.7 büyüklüğündeki Kahramanmaraş ve 7.6 büyüklüğündeki Elbistan depremlerini oluşturacak bir enerji üretmenin o kadar kolay olmadığını, dolayısıyla bu depremlerin HAARP teknolojisiyle üretildiğine ilişkin iddiaların komplo teorisi olduğunu savunuyorlar. Fakat aynı uzmanlar, fayların kırılma noktasını tanımlarken, “iyice dolmuş bardağı taşıran son damla” örneğini veriyorlar. Depremleri HAARP teknolojisiyle ilişkilendirenler de, uzmanların sözünü ettikleri bu “son damla”nın o kadar zor elde edilen birşey olmadığını savunuyorlar.

    High Frequency Active Auroral Research Programme’nin kısaltılmışı olan HAARP, ABD’nin 1977’den bu yana Alaska hayata geçirip kullanmakta olduğu bir projedir. ABD, Ünlü Sırp mucit Tesla’nın buluşu olan bu projeyi füzeleri havada yakalayıp imha etmek, toprak altını incelemek, denizaltılarla haberleşmeyi kolaylaştırmak, bir bölgedeki haberleşmeyi tümüyle engellemek gibi amaçlarla kullandığını söylese de, bazı bilim insanları HAARP’ın iklimleri değiştirebilecek, ozon tabakasını etkilemek ve deprem oluşturmak gibi korkunç bir güce sahip olduğunu savunuyor.

    Emekli Koramiral Cemil Gürdeniz, “ABD’nin Kahramanmaraş merkezli depremi oluşturacak yeteneğe sahip bir savaş gemisi yok” dese de, HAARP taraftarları, 2002 yılında Nevada’da yapılan ve pekçok NATO ülkesinin katıldığı fakat Türkiye’nin çağrılmadığı “Milennium Challenge-2002” tatbikatını hatırlatarak iddialarını sürdürüyorlar. “Tatbikattaki hedef ülke, iki kıtada toprağı olan bir ülkedir. Akdeniz’de bir ülkeyle sorunludur. Hedef ülkede azınlıklar da yaşamaktadır. Senaryoya göre hedef ülkede çok yıkıcı bir deprem yaşanır. Depremle eşzamanlı olarak bir uluslararası mahkeme ülkenin sınırlarıyla ve çıkarlarıyla çelişen bir karar verir. Bu arada, ada ülkeyle çıkar ilişkileri olan ülkeler hedef ülkeye çözüm önerirler.

    Hedef ülke yönetiminin bu öneriyi kabul etmesi üzerine askerler yönetime el koyarlar ve ada ülkeyi kuşatma altına alırlar. Bunun üzerine ABD, 96 saat içinde hedef ülkeyi ‘kontrol altına alır’”.

    Benzer bir senaryo ile Afrika’da da, Türkiye’nin çağrılmadığı bir NATO tatbikatı yapıldığını hatırlatmak isteriz.

    Bütün bu anlatılanları “komplo teorisi” olarak etiketleyip rafa kaldırmadan önce, bölgemizde, ülkemizde ve dünyada yaşanmakta olan gelişmeler çerçevesinde çok yönlü değerlendirmek durumundayız.

    SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ

    Bu afeti fırsata dönüştürmek isteyebilecek “dostlarımız olabileceğini hatırdan çıkarmayalım. Pekçok yazmızda da belirttiğimiz gibi, Türkiye, herşeyden önce jeostratejik konumuyla, yeni bir dünya düzeninin kurulmakta olduğu bir süreçte, liderlik mücadelesinde olan küresel liderlerin kontrol altına almaya çalıştıkları bir coğrafyadır.

    Bugün küresel çapta izlediğimiz pekçok siyasi, askeri ve ekonomik olayın arka planındaki dinamik, Çin’in AB ülkeleriyle elele vererek hayata geçirmeye çalıştıkları “Kuşak ve Yol Projesi”dir. Dünyanın ekonomik liderini belirleyecek tarihi İpekyolu’nun güncel versiyonu olan bu küresel projenin Türkistan coğrafyasıyla Avrupa coğrafyasını birbirine bağlayan en önemli halkası Azerbaycan-Türkiye coğrafyasıdır.

    Dün Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan Karabağ Savaşı da, bugün Rusya ile Ukrayna arasında yaşanmakta olan savaş da “Kuşak ve Yol Projesi”yle yakından ilişkilidir. Türkiye ile Azerbaycan’ı birbirine bağlayacak olan Zengezur Koridoru da bu küresel proje bağlamında gündeme gelmiştir.

    ABD’nin de, Rusya’nın da bu projeye karşı olduklarını unutmayalım. Deprem felaketine yoğunlaştığımız bu sıkıntılı günlerde, küresel çapta yaşanmakta olan liderlik mücadelesinin ülkemize olabilecek olası yansımalarını da düşünmek durumundayız.

    BU YARAYI DA, KENETLENEREK SARACAĞIZ

    Yaşadığımız felaket, insanlık tarihinde kayda geçmiş en büyük depremlerden biridir. Önemli ölçüde maddi ve manevi sonuçlar üretebilecek bir felakettir. Yaşamakta olduğumuz küresel konjonktürde hiçbir ülkeden yaralarımızı sarmasını bekleyemeyiz. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında olduğu gibi, bir olmak, birlik olmak ve kenetlenmek zorundayız.

    Birliğimize, kardeşliğimize zarar verebilecek, deprem felaketinin açtığı yaraları derinleştirecek davranışlar, herşeyden önce insanlığımıza yakışmaz. Gün, her türlü siyasi hesaptan uzak durarak elele verme, kenetlenme, yardımlaşma ve dayanışma günüdür.

    Yaralarımızı sarmaya çalışırken, geçmişte yapılan yanlışları tekrarlamamak için, bu doğal olayın felakete dönüşmesine neden olan faktörleri elbette soruşturup sorgulayacağız.

    Deprem uzmanlarının uyarılarının neden dikkate alınmadığını, alüvyonlu zeminler üzerinde 10-15 katlı binaların dikilmesine kimlerin izin verdiğini, hangi mühendislik bilgisine dayanarak kimlerin onayladığını elbette bilmek isteyeceğiz. Fakat öncelikle yaralarımızı sarmak ve milyonlarca canımızı bu iklim koşullarında sokakta kalmaktan kurtarmak zorundayız.

    MİLLETİZ BİZ..

    Sürü değil, milletiz biz. Zor günde dayanışma bilinci ve yeteneği genlerimize işlemiş.. Asya’dan Avrupa’ya uzanan engin bir coğrafyadan yansıyan kardeşlik dayanışması görüntüleri, uzak ellerden deprem bölgesindeki kardeşlerine yardımcı olabilmek için çırpınanların görüntüleri gözlerimizi yaşatırken, büyük bir millet olma bilincimizi yitirmemiş olmanın buruk sevincini yaşamaktayız.

    7’den 70’e hepimiz, deprem bölgelerindeki çaresiz vatandaşlarımıza yardımcı olabilmek heyecanıyla çırpınıyoruz. Kardeş ülkelerin bu felaket karşısında gösterdikleri dayanışma örnekleri, bir başka yazımızın konusu olacak; kardeşlik duygularımızın ne kadar köklü olduğunu gösteren kardeşlerimizin hepsine teşekkür ediyoruz.

    Hepimizin yüreğinin yandığı, tesellinin işe yaramadığı günlerde, depremden etkilenen canlarımızın duygularını bütün yoğunluğu ve renkleriyle yansıtan yazılar yazabilmek, öncelikli görevlerimizi hatırlatabilmek kolay değildir.

    Bu deprem felaketin açtığı yaraları da, dayanışma bilinci ve ruhuyla, mümkün olan en kısa sürede saracağımıza ilişkin inancımızı kaybetmemiz gerekir. Allah yardımcımız olsun..

    YARIN: DEPREM DERSLERİ


    Ülker Piriyeva


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR


    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR