M. Kemal SALLI
“DAİMA BEKLEYECEĞİM BALAM”
“Daima bekleyeceğim, Balam!” konulu fotoğraf sergisi ve işgal sonrasında Kırım’da yaşanan acıları bizzat yaşayanların anlattıkları konferans, Emel Kırım Vakfı tarafından, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı merkezinde gerçekleştirildi.
Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü 2024-2025 dönemi etkinliklerini, geçtiğimiz Cumartesi günü Vakıf (TDAV) merkezinde, Emel Kırım Vakfı’yla ortaklaşa düzenledikleri 18 Mayıs 1944 Kırım Sürgünü’nün 80, Kırım’ın Rusya tarafından işgalinin 10. yılında, “DAİMA BEKLEYECEĞİM BALAM” adlı fotoğraf sergisi ve Kırım’ın işgali sonrasında tutuklanarak Rusya hapishanelerine gönderilenlerin çektiklerini ve Kırım’ın bugünkü durumunu konu alan bir konferansla başlattı.
“Daima bekleyeceğim, Balam!” konulu fotoğraf sergisi ve işgal sonrasında Kırım’da yaşanan acıları bizzat yaşayanların anlattıkları konferans, Emel Kırım Vakfı tarafından, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı merkezinde gerçekleştirildi. Adalet ve özgürlük kavramlarına yabancı olan “çağdaş Rusya”nın Kırım’ı ilhakı sonrasında yaptığı insanlıkdışı uygulamalar nedeniyle kalpleri kırılan, sağlıkları bozulan ve huzurları ellerinden alınanların hikâyelerini anlatmak için hazırlanmıştı. Fotoğraflardaki her gözü yaşlı kadın, Kırım’ın işgali sonrasında çocuğu ya da çocukları güvenlik güçleri tarafından elinden alınarak Rusya’daki hapishanelere gönderilmiş Kırımlı gençlerin anneleriydi.
UKRAYNA BAŞKONSOLOSU NEDİLSKYİ: “KIRIM UKRAYNA’DIR”
Programın açılış konuşmasını Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi yaptı. Konuşmasında Stalin’in 80. yıl önce Kırım Türklerine uyguladığı sürgün ve 2014’te Rusya’nın Kırım’ı işgaline değinen Başkonsolos Nedilskyi, özetle şöyle dedi:
“Şu anda, Ukrayna’nın Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Sivastopol şehri, Rusya’nın geçici işgali koşullarında, Kırım Tatar halkı, siyasi zulme ve milli kimliğinden dolayı baskıya maruz kalıyor. Yarımadanın işgalcı yönetimi, Kırım Tatarlarının temsil organı olan Kırım Tatar Halkı Meclisi’nin faaliyetlerini hukuka aykırı bir şekilde yasaklıyor, uydurma suçlamalara dayanarak birçok Kırım Tatarını hapis ediyor ve ana vatanlarını terk etmek zorunda bırakıyor.
Stalin’in organize ettiği sürgünün kurbanlarının anısına saygı duyan Ukrayna, şimdiki Rusya’nın saldırgan politikasını ve Kırım Tatar halkına yönelik baskıyı kınamaktadır.
Kremlin’in yeni suçları, geçen yüzyılın suçluları sorguya çekilmedikleri için mümkün olmuştur. Cezasızlık duygusu Kremlin’i, en korkunç zulmü tekrarlamaya teşvik etti ve etmeye devam ediyor. Bu kısır döngünün kırılması, ancak, Rusların Ukrayna’ya karşı başlattıkları saldırıyı yenmekle, Ukrayna topraklarını kurtarmakla ve suçluları sorguya çekmek için gerekli tüm desteklerin sağlanmasıyla mümkün olur.
Rusya’nın uluslararası hukukun temel ilkelerine geri dönmesini, geçici olarak işgal edilen Ukrayna topraklarındaki insan hakları ihlallerine son vermesini ve tüm siyasi mahkumları serbest bırakmasını sağlamak için uluslararası toplumu, Rusya üzerindeki baskıyı dayanışma içinde artırmaya çağırıyoruz.
Kırım Tatar halkının kendi topraklarına serbestçe dönebilmesi için Rusya’nın savaş suçlarına ve korkunç baskılarına son vermeliyiz. Rus işgalinden kurtarılmış Ukrayna Kırım’ında, yerli Kırım Tatar halkı geleceğe, uygun bir güvenliğe, kalkınma ve refah imkanlarına sahip olacaktır.
“Kırım, Ukrayna’dır.”
KONUŞMACILAR NELER ANLATTILAR?
Programın konferans bölümünde konuşmacılarımız Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celal, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, Ukrayna ZMINA İnsan Hakları Merkezi Proje Yöneticisi Victoria Nesterenko, Kırım İnsan Hakları Komitesi Üyesi Elvin Kadirov Kırım’ın Rusya tarafından işgali sonrasında Kırım Türklerine uygulanan baskılar ve insan hakları ihlallerini değerlendirdiler.
Safi̇naz Kirimoğlu Zafer Karatay
KARATAY: “KIRIMLILAR İÇİN EN BÜYÜK CEZA UNUTULMAKTIR”
Oturumu yöneten ve açılış konuşmasını yapan Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay, vakıf olarak onlarca yıldır Kırım Türklerinin varlığı, dirliği için çalışmalar yaptıklarını ve bu çalışmalarını Kırım özgürlüğüne kavuşuncaya kadar sürdüreceklerini anlattı.
Kırım’ın Rusya tarafından 2014’te işgal ve ilhak edilmesi sonrasında Kırım Türklerinin önde gelenlerine yapılan baskıları ve Kırım’da hak hukuk mücadelesi verdikleri için tutuklanarak yüksek cezalara çarptırılarak Rusya’nın değişik yerlerindeki hapishanelere gönderilen Kırım Türklerinin kendilerinin, annelerinin ve çocuklarının çektiği acıları ortaya koyan Karatay, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Kırım ve Ukrayna’nın işgali yeni acılar getirdi. Kırım on buçuk yıldır işgal altında. Aslında Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 2022 değil 2014 yılında başladı. Elbette ki bu işgalin ilk mağdurları Kırım Tatarları oldu. Dünya Kırım Tatar Kongresi Yönetim Kurulu genç üyesi arkadaşımız Ervin İbrahim 8 yıl önce kaçırıldı. Haber alamadık. Birçok masum Kırım Tatarı hapiste tutuluyor.
Bu insanlarımızı yalnız bırakmamak için geçtiğimiz yıl İnsan Hakları gününde bir mektup kampanyası başlattık. Onların ve ailelerinin sahipsiz olmadığını gösterebilmek için harekete geçtik. Çok yakın zamanda özgürlüğüne kavuşan ve şimdi burada bizlerle birlikte olan Nariman Celal’in sözünü sizlerle paylaşmak isterim: ‘Hapishanelere gelen mektuplar karanlık ve dipsiz bir kuyunun kenarında duran bizleri hayata bağlayan ipliklerdir. Bu gönderilen mektuplar, kartlar vatandaşlarımıza moral olmaktadır.’
Emel Kırım Vakfı Web Sitesinde yol gösterici bilgi ve yönlendirme vardır.”
2024 @emelvakfi.org, facebook.com/EmelKirimVakfi, twitter.com/emelkirimvakfi, instagram.com/emelkirimvakfi
NESTERENKO:
İkinci konuşmacı Ukrayna ZMINA İnsan Hakları Merkezi Proje Yöneticisi Victoria Nesterenko, asılsız suçlamalarla Rusya tarafından mahkûm edilen Kırım Türkleri ve diğer Kırımlıların takipçisi olduklarını, onların özgürlüklerini kısıtlayarak suç işleyenlerin de cezalarını çekmesi gerektiğini, zor da olsa, kendilerinin her türlü haber alma yollarına baş vurarak bu mahkumların durumunu dünya kamuoyuyla paylaşmaya devam ettiklerini belirten Nesterenko, sözlerini şöyle tamamladı:
“Rusya’nın bütün suçları kayıt altına alınıyor. Bu suçların faillerinin zamanı geldiğinde mutlaka ceza almaları lazım. İşgal sonrasında Kırım’da yaşayan vatandaşlarımızla iletişim imkanları da zorlaştı. Bu sergi, şimdi acılarını öğreneceğiniz annelerin seslerini dünyaya duyurabilmek için çok önemli bir faaliyettir. Bu kadınlarımız tüm dünyadan destek bekliyorlar.
Hapisteki Kırım Tatarları serbest bırakılsın!”
ELVİN KADİROV: “KIRIM TÜRKLÜĞÜNE SAHİP ÇIKALIM”
Üçüncü konuşmacımız Kırım İnsan Hakları Komitesi Üyesi Elvin Kadirov, Kırım Türklerinin üzerindeki baskı ve yıldırma politikalarının yüzyıllardır devam ettiğini belirterek, bugün Türkiye’de yaşayan Kırımlılarını birçoğunun durup dururken Kırım’ı terk etmediklerini, Çarlık Rusyası’nın baskı ve zulmünün bu sonucu ortaya çıkardığını anlattı. Kadirov, aynı zulmün 1944 Sürgünü’yle devam ettiğini, bugün de işgal ve ilhak edilen yurtlarında özgürlüklerinin ellerinden alınarak baskıların süregeldiğini söyledi.
“Sizler kendinizi çocuğu, eşi suçsuz yere tutuklanan annelerin, hanımların yerine koyunuz, onları anlayarak hareket tarzınızı belirleyiniz. (…) Bu zulme kayıtsız kalmayalım, bir damladan ne olur demeyelim, damlaya damlaya göl olalım” diyen Kadirov, “Dedikodu ve bencillikle ayrı gayrı düşüp gücümüzü kaybetmeden, birlik ve dirlik içerisinde Kırım Türklüğünün davasına sahip çıkmaya” çağırdı. Rusya’nın, uluslararası yasaları bırakın kendi yasalarının dahi izin vermediği şekilde ağır hasta ve kendi gereksinimlerini karşılayamayacak Kırımlıları hapishanelerde tutmaya devam ettiğini de belirten Kadirov, “Bunun takipçisi olmak hepimizin görevi olmalı” diyerek sözlerini tamamladı
NARİMAN CELAL: “
“Daima Bekleyeceği Balam” etkinliğinin son konuşmacısı, Kırım’ın Ruslar tarafından işgal ve ilhak edilmesi sonrasında gösterdiği tepki nedeniyle tutuklanan, ancak Ankara’da, Rusya ve Ukrayna arasanda yapılan tutuklu takasıyla özgürlüğüne kavuşan Kırım Tatar Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celal, Kırım Türklüğü’nün önderi olmanın, Kırım Türklüğü’nün bir aydını olmanın bilinci ve tutsaklığın acısını Rus hapishanelerinde bizzat yaşamış biri olarak Kırım dramının ayrıntılarını anlattı.
“Rusya’nın Kırım işgalinde hiç kimse zarar görmemiştir” propagandasının da bir yalandan ibaret olduğunu, bu işgalde birçok kişinin hayatını kaybettiğini belirten Celal, gerçeklerin gösterildiği gibi olmadığını, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın 2014 Kırım İşgalinden bu yana giderek derinleşen acılarla sürmekte olduğunu anlattı.
“Bir kere şu gerçeği akıldan çıkarmamak gerekir, Kırım Rusya tarafından işgal edilmiştir, Rusya bununla da kalmayıp bugün Ukrayna’nın diğer bölgelerinde de bu işgalini sürdürmektedir. Bu durumdan başta Kırım Türklüğü olmak üzere diğer Ukrayna vatandaşları da büyük zarar görmektedir” diyerek gözlerden uzak tutulmaya çalışılan sorunun büyüklüğüne dikkat çeken Celal, mahkumların ve ailelerinin yaşadığı mahrumiyet ve acıları dile getirirken, bu insanların hak etmedikleri cezalara çarptırılarak, eşlerinden ve çocuklarından ayrı bırakıldıklarını, binlerce kilometre uzaklıklardaki hapishanelere gönderilerek birbirlerini görmelerinin engellendiğini, aynı hapishanede yatan kardeşlerin bile birbirleriyle görüştürülmediklerini, ziyaret imkanından mahrum kalmak, geride kalanları ekonomik ve psikolojik zorluklarla baş başa bıraktıklarını, hastaların gerektiği gibi tedavi edilmeyerek ölüme mahkum edildiklerini yaşanan ve yaşanmakta olan gerçekler olduklarını belirtti.
Başta Ukrayna devleti olmak üzere adil dünyanın kendilerini terk etmediğini minnetle dile getiren Neriman Celal, bu bağlamda büyük desteklerini gördükleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarını ifade etti.
Neriman Celal’in, Rus hapishanelerinde haksız yere tutuklu bulunan Kırımlıları hayatta tutabilmek için Türkiye’de yaşayan soydaşlarından bazı ricaları var:
“Rusya, güçlü propaganda vasıtasıyla, gerek Türkiye’de gerek diğer ülkelerde birçok yalanı gerçek gibi göstermektedir; sizler de ulaştığınız herkese bizim gerçeklerimizi iletiniz.
Türkiye uluslararası hukuk dahilinde bize çok yardımcı olmaya çalıştı, çalışıyor; teşekkür ediyoruz. Başka birçok problemleri olan Türkiye’nin siyasi yönetimine bizi unutturmayın, Kırım’a özgürlük konusunu canlı tutun.
Tutukluların geride kalan ailelerine maddi manevi desteğinizi esirgemeyin; bu ilgiyi bir şekilde haber alan tutuklulara da büyük moral desteği sağlayacaktır.
Tutuklulara sosyal medya ve diğer vasıtalarla mektup, mesaj iletin; bu onlara ulaştığında çok büyük moral desteği sağlıyor, onlar görmese de ailelerinin dikkatine ulaşıyor ve yalnız olmadıklarını hissediyorlar.”
Neriman Celal, Kırım Türklüğünün acısının, dertlerinin Rus işgalinden kurtulmadan bitmeyeceğini, bunun bilincinde olarak her türlü çalışmayı yapmamız gereğine dikkat çekerek sözlerini bitirdi.
SAFİNAZ KIRIMOĞLU ve ETHEM BEKİR
Konuşmacıların ardından tutuklulukta sağlığını kaybedip, Türkiye’nin yardımıyla bugün sandalyeye mahkûm olan Ethem Bekir ve Kırık Türklüğünün efsane önderi Mustafa Cemil Kırımoğlu’nun eşi, yıllar önce Sovyet döneminde aynı acıları defalarca yaşamış olan Safinaz Kırımoğlu’da yaptıkları kısa konuşmalarla durumun önemini vurguladılar.
BÜNYAMİN AKSUNGUR’DAN KIRIM MARŞI VE KIRIM EZGİLERİ
Program, Türk Dünyası müziğinin üstadı Bünyamin Aksungur, dinleyicilerin de kendine eşlik etmesiyle Kırım direnişçilerinin yeni yazılmış marşını ve Kırım’ın ses bayrağı “Men Bu Yerde Yaşalmadım” türküsünü seslendirmesiyle sona erdi.
Program sonunda katılımcılara Kırım’ın ulusal yemeği çiğ börek ve ayran ikramı yapıldı.