AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

EİT 2025 sanki geçen yıl bizlere farklı anlatılmıştı.

  • + A
  • - A
  • Bu gün, 13:21

    EİT 2025 sanki geçen yıl bizlere farklı anlatılmıştı.
    Dünya Erzurum’a akacak, iş insanları gelecek, halklar birleşecek ve şehrimiz tüm dünyaya bir kez daha tanıtılacak ve bu şehrin makûs talihi bu şekilde bir nebze olsun değiştirilecek ti!
    Davos hayalleri, şehrimize akın akın gelen turistler ve heyecandan uykuya bile hasret kalacak olan birileri.
    Reis bile gelmemişti oysa.
    Olsun varsın vardır bir bildikleri diyerekten çıktık yola.
    Doğrusunu söylemek gerekirse açılış seremonisinde yaşanılan görüntüyü gördüğümde “bu kez oldu galiba” diye de iç geçirmiştim hani…
    Şehrin erklerinin bir arada dünya camekânına çıkması, siyaset ve bürokrasinin zoraki temaşası ve bu tür eylemlere asla alışık olmayan halkımın da “acaba ne verecekler, bize de düşer mi?” mantığıyla mesafeli yaklaştığı organizasyonlarda görünen o ki, birileri tribünlere çok ama çok iyi oynamıştı.
    Palandöken’de yapılan sözde Davos eşleştirmesinin, özellikle STK kapsamındaki organizasyon rezaleti de bana göre tarih sayfalarından silinmesi gereken en önemli detaylardan birisidir. Hani hatırlayan olur ise davet konusunda, karşılama ve uğurlama konusunda, ikram konusunda hatta ve hatta özel gün hediyesi konusunda dahi o kadar bariz sıkıntılar yaşanmıştı ki, o gün Olgunlaşma Enstitüsünün o platform esnasında bu şehri kurtardığını henüz anlayamadınız değil mi?
    Çoğunuz farkında bile değilsiniz geçmiş olsun.
    Ha bir de göklerimiz emanet ettiğimiz tek bir cengâver uçağımız vardı değil mi? Hani şu birilerinin keyfine bile tam kadro katılan ama ne hikmetse tüm Türkiye’mizi alakadar eden (!) bir organizasyona sanki de öncü kuvvet olarak gönderilmiş; “bir Türk dünyaya bedeldir” vecizinin sembolü olarak tek başına bir kahraman olan…
    Ve hatta onun tek başına sergilediği bu gösterilerde dahi nazıyla oynadığımız bir hava gösterimiz vardı… Öyle ki hava muhalefetini bahane ederek ertelemelerine sustuğumuz ve izleme alanında son anda iptal edilerek hevesleri boşa çıkan onlarca çocuğun, yüzlerce gencin hayal kırıklığını unutmak mümkün mü!
    Hava ve teknik muhalefet denildi ya neyse…
    Merak ettiğimden, hatta kafamın almadığından o gün soramadım ama bugün aklım başıma geldi, hani biz her daim savaşa hazırdık, hava muhalefeti de nedir anlamadım. Bir saldırı anında düşmana “kardeş şimdi yağmur yağıyor, hava açınca gel” mi diyelim?
    O da mı tribünlere oynanan, pardon gökyüzüne oynanan bir oyun muydu yoksa.
    Ki bizler o gün gururumuzu gökyüzüne yansıtmaya gitmiştik o alana, sirk izlemeye değil!
    Olsun varsın, sıkıntı yok nasıl olsa burası Erzurum kim anlar ki!
    Allah’tan gözdemiz Atatürk Üniversitemizin o gün kariyer fuarı vardı da, araya kaynadı gitti umutsuzluğumuz. Atatürk Üniversitesi bir kez daha yaramıza pansuman oldu demek için bizi engelleyecek olan nedir?
    Sonrasında elbette emek harcanılan bir şeyler yapıldı. Spor karşılaşmalarının dışında olanların pek bir kayda değer bir şey taşıdığına inanlardan değilim, olmadım da.
    Sadece boş laflar.
    Biz bu lafları asırlardır bu coğrafyada zaten dinleyerek bu günlere geldik. Torbanın dibini silkelemeye kalkarsak şayet; masalı dinleyenin biz, hızlı trene binenlerin başkası ve hatta insanlık onurunu incitilmeden makul fiyatlarla uçanların başkaları olduğu çıkar ortaya.
    Bence siz hiç o torbayı hiç ama hiç karıştırmayın…
    Bu arada baştan söyleyeyim;
    Aklımın almadığına birileri gelip te zorla bir şeyler koymak isterse şayet, ilk önce beni ikna etmesi gerekir ki, o da olmadı zaten.
    Bu komedinin en can alıcı noktası ise henüz daha organizasyonun ve 2025 Turizm Başkentliği kavramının yıl olarak tam ortasında iken talandan mal kaçırır gibi birilerine teşekkür belgesi, ötekilere takdir belgesi takdim edilerek curcunamız tamamlanmış oldu.
    Var babacağızına selam söyle, oldu da bitti Maşallah.
    Valla hiç kimse kusura bakmasına ama ben bu oyundan hiç ama hiçbir şey anlamadım ki!
    Allah aşkına birileri bana bu durumu açıklasın, yoksa olmayan aklımı da kaybedeceğim.
    Ta olayın başından bu yana “bütçemiz yok” kelimesi ağzınızdan düşmezken bu şaşaanın ödeneği kimin cebinden çıkıyor. Binlerce adamın yediğini içtiğini yanlarında getirdikleri azık torbalarından veya beslenme çantalarından kendileri mi çıkarıyor.
    Bu sadece tek bir kalem için sorulmuş basit bir sorudur.
    Sahi biz tasarruf tedbirleri kapsamında idik ya gııı… Yoksa uyumaya devam mı edelim?
    2025 in yarısı bitti; ahan da Temmuz ayı da bitmek üzere. Bu organizasyonun sona kalan çalışmaları, gönderilen watssapp davetiyelerine bakılırsa ara ara değişik tarihlerde, değişik ilçelerde veya mekânlarda; değişik adlarla devam edecek gibi görünüyor.
    Ne diyelim Allah tamamına erdirsin ama ben bu kıt aklımla halen daha merak ediyorum “ne oldu şimdi?”
    Hani bir reklam var hatırlarmısınız bilmem. Adam tatilde ve çekim yapıyor “ahan güneşin alnındayım ne oldu şimdi, ahan otele geldim ne var bunda şimdi, yemek yiyorum ne olacak şimdi” ve tatil dönüşüne ekliyor “ahan başladı ve bitti ne olacak şimdi?”
    İşte ben de olmayan aklımla, tam da onu diyorum birilerine; başladı ve ahan da bitti ne olacak şimdi?
    Buyurun sizi dinliyorum…
    Hakan Dikmen


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR

    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR