AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

Prof. Dr. Recep Recepov - Zihnimizi Koronavirüs korkusundan nasıl korumalıyız? - Röportaj

  • + A
  • - A
  • 1-02-2021, 08:42

    AzadMedia.az-ın qonağı əslən Türkmənistanlı, hal-hazırda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyyətində yaşayan, Beynəlxalq ASİAD iş adamları dərnəyinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyyəti üzrə başqanı, Sahipkıran Strateji Araşdırmalar Mərkəzi (SASAM) Türkmənistan və Rusiya masası başqanı, Prof.Dr. Recep Recepovdur.
    Prof. Dr. Recep Recepov - Zihnimizi Koronavirüs korkusundan nasıl korumalıyız? - Röportaj

    DİKKAT, KORONAVİRÜS ZİHİNSEL SORUNLARIMIZI TETİKLEYEBİLİR!

    Prof. Dr. Recep Recepov AzadMedia.az"a özel olarak, "DİKKAT, KORONAVİRÜS ZİHİNSEL SORUNLARIMIZI TETİKLEYEBİLİR", - diye açıklamalarda bulundu..

    Prof. Dr. Recep Recepov -
    Bilinçsiz kalabalığın oluşturduğu ortam, zihinsel sorunları tetikleyip, koronavirüsün bulaşma riskini arttırmaktadır.
    Zihinsel sorunların tetiklenmesinin temelinde, bireyin belli bir bilgi paylaşım alanında faaliyet yürüten kişiler tarafından yönlendirilen bilginin etkisi altında kalması yatmaktadır. Bu alanlar, internet dâhil, Facebook, İnstagram, Twitter, Medium, Youtube gibi en popüler Sosyal Paylaşım Sayfalarıdır. Bu sayfalar, kendilerinin ruhsal durumlarından haberi olmayan, bizim ise psikolojik olarak sağlıklı olup olmadığı konusunda hiçbir bilgiye sahip olmadığımız insanlarla doludur.

    Zihinsel sorunların tetiklenmesi ya da etkilenmesi konusunda ünlü Rus fizyolog, psikiyatr, psikolog, refleksoloji biliminin babası Behterev, “Toplumsal Hayatta Telkin ve Rolü” kitabında zihinsel davranışları etkilemenin iki yolunun olduğundan bahsetmiştir. Kitabında telkinin psikolojik fenomen olarak, psikolojik epidemilerin oluşma mekanizmasının ortaya çıkışı ve rolünden bahsetmekle, telkinin farklı türlerinin toplumun kriz dönemine girmesiyle arttığını belirtmiştir. Bu iki yolun birincisinin mantık yardımıyla, ikincisinin ise bilinci etkileme yolu olduğunu vurgulamıştır.
    İnternette paylaşılan olumsuz görüşlerin yaygınlığı, zihinsel sorunlarımızı tetikleyen etkenlerin insanlara bulaşmasında yardım eden etken olduğu kuşkusuzdur. İnternet dâhil, en popüler Sosyal Paylaşım Sayfalarında bayağı enformasyon salgınları bulunmakta olup, bunları parazitler ve bakterilere benzetmek mümkündür. Bunların haricinde nüfuz etme ve yarattıkları sonuçlar bakımından virüslerle kıyaslayabileceğimiz enformasyon salgınları da bulunmaktadır. Bunlar hayatımızı idame ettirebilmemiz için geliştirilmiş olan faaliyetlerimize darbe indirerek, psikolojik süreçlerimizi etkileyen etmenlerdir.

    Psikolojik süreçlerin etkilenmesi neticesinde algının çarpıtılması sonucu insanın zihinsel düzeyde gerçekleri algılamaktan uzaklaşmasına neden olmaktadır. Motivasyonun mahvolmasına, öz değerlendirme düzeyinin düşmesine, fobilerin, nevrozların ve depresif durumların gelişmesine, zekânın ve belleğin zayıflamasına getirmekte. Denetim odağının dağılması gibi durumların ortaya çıkması sonucu, olup bitenleri değerlendirmede yanılmaların görülmesi şaşkınlığa neden olmaktadır.

    Yıkıcı iletişim zihinsel sorunların tetiklenmesinde kışkırtıcı rol oynamakla, insanların bilinçaltlarında saklı olanların dışa vurmasına neden olur. Bu dışavurum ise tetiklenmenin önemli bileşeni olan kaynağın güvenirliğini gündeme getirir. Ve kaynaklar o kadar yanıltıcıdır ki, en iyisi bu kaynakları dikkate almamaktır. Eğer bir insan, sıklıkla sosyal medya ortamına salınan bilgileri özünde olanlar ile bir dereceye kadar özdeştiriyorsa, zihinsel sorunların tetiklenmesi kaçınılmazdır.

    Kimler zihinsel sorunların tetiklenmesinden kolaylıkla etkilenebilir?

    Tabi ki “Egosu” zayıf olan insanlar bu durum karşısında korunmasız durumdadırlar. Bir psikolog olarak bunları söylemem doğaldır. Ancak, KKTC Başbakanı Sayın Ersin Tatar’ın katıldığı bir televizyon programında yaptığı konuşmasındaki sözleri ile ilgili “ırkçıydı” açıklamasını yapan insanların olduğu gibi, beni de ötekileştirmekle suçlayabilirler. Yanlış muhakeme yaptığımı söyleseler bile, çağımız insanı, günümüz anlayışı gereği ne kadar “Aktivist” ise, o kadar da zihinsel davranışları dengesizdir. Dolayısıyla duygusal olarak dengesiz kişilik sergilemekle, tek başına kalıp, kendisiyle yüzleşmeyi tercih etmeyen bireylerdir. Koronavirüs paniği sırasında insanların gruplaşmaları, ortak kaygılarının artmasına, nevroz dâhil, genel “korkunun” ortaya çıkmasına ve kolektif bir dram yaşamalarına kadar götürebilir.

    Yukarıda bahsetmiş olduğum grup etkisinin baskısı altında kalınmaması için sağlam zihniyete sahip olmamız gerekmektedir. Güçlü ya da zayıf olması değildir, sağlam olması önemlidir. Gerçekten sağlam olan zihniyete sahip olmamız gerekmektedir ki, duymak ve görmek istediğimiz doğruları sonucu ne olursa olsun, duyabilelim, görebilelim.

    KORONAPSİKOZA KARŞI PSİKOHİJYEN KURALLARI

    İşte, koronapsikoza karşı kullanabileceğimiz basit psikohijyen kuralları.
    1. Acı ve hastalıkla ilgili her şeye ihtiyatlı yaklaşılmalı.
    2. Popüler Sosyal Sayfalardaki yazarlar, acı veya elemin detaylarını ballandıra ballandıra anlatmaya başlar başlamaz hemen engellenmeli.
    3. Eğer size özelden yazıyor ise, canı cehenneme gönderilmeli.
    4. Daha önce kullandığınız ve etkili olduğunu bildiğiniz yollara başvurun. Yeniden tekerlek icat etmeye ya da yeni mucizevi çareler aramanıza gerek yok. Dua etme, sanatsal etkinlikler yapma, bulaşık yıkama, manikür pedikür yapma gibi listeyi uzatabileceğiniz etkinlikler daha önce yararlı olduysa, şimdi de faydasını göreceksiniz.

    ZİHNİMİZİ KORONAVİRÜS KORKUSUNDAN NASIL KORUMALIYIZ?

    Koronavirüs pandemisi sadece maddi olarak değil, manevi olarak da insanları vurmaktadır. Ekonomik olarak beraberinde getirdiği riskin tehlikeli olduğu kadar psikolojik olarak da tehlikeli olup, strese sokarak duygusal hırpalanmaya yol açmakla insanların sağlıklarını da etkilemektedir.

    Epidemiden kaynaklanan etkenlerin insan psikolojisini olumsuz etkileyen etkenleri karşısında ebeveynler, çocukların kaygılarının artmasını nasıl önleyebilirler?

    İnsan için olağan olan, güvenlik duygusu, psikolojik konfor ve rahatlık, yaşam tarzı, psikolojik atmosferin yaratılması gibi güven ortamı oluşturulmalıdır. Bu nedenle ilk etapta hem kendiniz hem de çocuklarınız için günlük olarak süregelen gün rejiminizi ve ritminizi korumalı ve sürdürmelisinizdir.
    Diğer bir önemli faktörlerden biri de çocukların ruhsal sağlığının ve moralinin korunmasıdır. Bunun için çocukların ebeveynleri ve yakınlarının sükûnetlerini korumaları, olup bitmekte olanlar karşısında uygun davranışlar sergilemeleri ve eleştirel yaklaşmaya gayret sarf etmeleri gerekmektedir.

    Okulların uzaktan eğitime geçmesiyle verilmekte olan tavsiyeler konusunda seçici olmaya gayret gösterin. Okuldan, yerel yönetimlerden resmi kanallardan gelen bilgileri rehber edinin. “Tatil değil, zorunlu izin” zamanında çocuklarınızla evde kalırken, resmi bilgileri rehber edinmekle birlikte, hem kendiniz için hem de çocuklarınız için yakın çevrenizle iletişiminizin koparılmamasında yarar olduğunu hatırlatmakla, haber kanallarından, sosyal medyadan almakta olduğunuz bilgilerin akışının azaltılması gerekmektedir. Çevrimiçi verilmekte olan derslere ve ödevlere daha fazla zamanın ayrılması çocukların ruhsal sağlığının korunması ve morallerinin bozulmasının önlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Çocukların çevrimiçi derslerini ebeveynleri ve yakınlarıyla beraber yapmaları, bunu yaparken ebeveynler ve yakınlarının çocukların derslerine ilgi göstererek detaylarına inmeleri, çocukların uzaktan eğitime olan ilgilerini arttırır.

    Bunları yaparken, çocuğu her zaman eğlendirmenin ve ilgi odağı haline getirmenin de olumsuz etkilerinin olduğunu dikkate alarak, kendi başına, kendi aktivitelerini ve uzun süredir ertelenen yetişkinlerle ortak yapacağı faaliyetleri de gerçekleştirebileceği zaman dilimlerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
    Elbette ki, koronavirüs paniği ya da havasının hâkim olduğu ortamda, yukarıda belirtmiş olduklarımı gerçekleştirmek kolay değildir. Sonuçta, çağımız insanlarının hayatındaki güncel olaylar tezatlarla dolu, olağanüstü bir süreçten geçmektedir. Bu süreçte de insanlar alışılagelmiş hayat tarzlarının çemberinden dışarı çıkarak, günlük hayatın gerçeklerinden uzaklaşıp, yaşam tarzlarını yansıtan davranışlarının değişime uğraması ile beraber insan sağlığını ve hayatını, yakın çevresini ve toplumu tehdit eden olası zararı yüksek olan bir durumla karşı karşıya kalmaktalar. Bu durum yüksek düzeydeki belirsizliğin ortaya çıkması şeklinde kendini göstermekle birlikte tahmin edilemeyecek derecede, olup bitenlerle ilgili taleplerin ve değişimlerin değişime uğraması şeklinde nitelendirilmektedir. Gerçekte var olan duruma bildirilen talebin ve tahmin edilemeyecek derecedeki tehlikenin gerçeklerle örtüşmemesi ve bu durumun gerçekte var olmasının bazı durumlarda reddedilmesine, bazı durumlarda ise olağan bir durum olarak algılanmasına getirmektedir.

    Sonuç olarak kişinin, kendi dokunulmazlığını ve sembolik olsa bile ölümsüzlüğünü yaşayabilmesine olan güveni, dünyanın güvenilirliğine olan inancı, bu inancın tahmin edilebilirliğinin sınırlılığını, insanların imkânlarının sonsuz olmadığını idrak etmesi beklentilerinin temelinden sarsılmasına yol açmakla insanların psikolojik darbe almasına neden oluyor. COVID–19 pandemisinden dolayı ortaya çıkmış olağanüstü durumda, insanların bu durumu en az kayıplarla atlatabilmeleri için yapmaları gereken davranışları ve faaliyetleri ile ilgili psikolojik tavsiyeler aşağıdaki gibi olabilir.
    İlk olarak, her şeyden önce, kişiliğinizin derinliklerinde yatan daha önce keşfedemediğiniz yeni kaynaklarınızı harekete geçirmeye yardımcı olacak, hayata gerçek gözle bakabilmenizi sağlayabilecek aktif, pozitif, iyimser olanlara odaklanın. Dahası, pür dolu hayat heyecanımızı devam ettirebilmek için, var oluşumuzu tehlike altına sokabilecek gerçek tehditleri göz öününe almakla aynı zamanda, hem kendimizin hem de çevremizdeki insanların sağlığına ve yaşamına dikkate ederek davranmamız gerekmektedir.


    İkincisi, pandemi ile ilgili bilgiler konusunda akla uygun davranarak, tüm bilgilerin resmi kaynaklardan elde edilmesine dikkat edilmelidir. Elde etmiş olduğunuz bilgiler sizi çevrenizdekilerle tartışamaya sürüklemeyecek, güvenirliği kontrol edilmemiş kaynaklardan elde ettiğiniz bilgilerin sosyal medyada çekişmelere yol açılmasını ve tekrar tekrar toplu paylaşımların yapılmasını ortadan kaldıracak şekilde kullanılmalıdır.
    Üçüncü olarak, kendinizi düşünün, içinde bulunulan durumda kendiniz için en efektif ortamı oluşturun ve destekleyin ki, tüm bunlar sizin psikolojik dengenizi, duygusal istikrarlılığınızı destekler. Huzurunuzu bozabilecek iç ve dış etkenlerden korunmak için olumsuz izlenimlerden ve olgulardan uzak durun. Durumun ortaya çıkardığı tehditlerle ilgili hayal gücünüzün kurguladığı korkutucu tablolara kapılarak kendi kendinizi tetikleyecek değil, iyi ruh hali oluşturacak ve sizi yapıcı davranışa götürecek ortam yaratmaya çalışın. Bu zamana kadar ertelemiş olduğunuz günlük, bazen de rutin ev işlerini yaparak, yaşamınız ile ilgilenmeye devam edin. Yaratıcı faaliyetler, hobileriniz, kişisel ve kültürel gelişiminiz ile uğraşmayı unutmamakla birlikte, sevdiklerinizi, çevrenizdeki insanları unutmayın, onları da ihmal etmeyin.

    Son olarak, dikkat edilmesi gereken bilinçli özyalıtmdır. Özyalıtım da kendisi ile sosyal mesafe ve kendini yalıtma, hayatımızı belli bir alanda kapalı halde sürdürme zorunluluğu gibi bazı kısıtlamaları getirmektedir. Bu kısıtlamalar da beraberinde zamanımızın, görevlerimizin, kişisel alanlarımızın doğru dağılımının yapılmasını, aktif çalışma ve dinlenme, iletişim kurmamız ile kendi başımıza kalma gereksinimimiz arasında dengeyi kurmamız gerektiren, kendimizi disipline eden bir durumdur. Bunun gibi durumlarda çocuklarımıza sağlık ve diğer türden tavsiyelere uymaları konusunda yardımcı olmakla birlikte, kendi hayatlarını yeniden düzene sokmaları, yani okul ve eğitim, yaratıcılık, oyun faaliyetlerinde yardımcı olunuz. Yakınlarınıza destek olun. Özel risk kategorisine giren yaşlı akrabalarınıza yardım edin. Sosyal mesafe kurallarına uyma şartı ile empati kurun, duygu ve düşüncelerinizi paylaşın. Başkalarını düşünmeniz ruh halinizin pozitif olmasını ve hayatınızın anlam kazanmasını sağlar.

    Hayatımıza anlam kazandırmayı başaramadığımızda koronavirüs tehlikesi intihar, saldırganlık gibi olumsuz davranışların artmasına, bunun sonucu olarak da zihinsel faaliyetlerimizde değişikliklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Çünkü Mirkelam’ın “Kırık gitarlar” şarkısında söylediği gibi “Bu dünyada tek başıma, Bakmıyor adamın gözyaşına” sözlerinden hareketle -bizim tek başımıza kalabilmemizin tam tersine- hiçbir belanın tek başına gelmediğini, kimsenin gözyaşına bakmadığını, hep aklımızda tutmalıyız.
    Koronavirüsün yayılması, insanların hayatını ve sağlığını tehdit etmekle kalmayıp, tamamen başka türden olan bir epidemiyi de beraberinde getirmektedir. Karantina önlemleri nedeniyle insanların ve belli bir bölgede bulunan büyük gruplar halindeki insanların hayatında önemli değişimler olup biter. İnsanların alışageldikleri yaşam koşulları, iş hayatları, alışkanlıkları mahvolmuştur. Tüm bunlarda insanların psikolojisini fena şekilde etkileyebilmektedir.


    Ülkər Piriyeva


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR


    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR