AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

Politiloq Kemal Sallı - “ABŞ seçkiləri və Türkiyə” - “ABŞ-dakı seçki nəticəsi nəyi dəyişdirəcək?” - ÖZƏL

  • + A
  • - A
  • 7-11-2022, 21:45

    Politiloq Kemal Sallı - “ABŞ seçkiləri və Türkiyə” - “ABŞ-dakı seçki nəticəsi nəyi dəyişdirəcək?” - ÖZƏL



    8 Kasım’da yapılan ara seçim sonuçlarının ABD yönetiminin dış politikasını etkilemesi kaçınılmazdır. Fakat, ne yönde nasıl etkileyeceği, Senato ve Temsilciler Meclisi’nde oluşacak siyasi tabloya bağlı olacaktır. Senato ve Temsilciler Meclisi’nde oluşacak tabloların küresel sorunlara ve Türkiye’ye bakış açıları, ABD-Türkiye ilişkilerine yön verecektir.

    ABD’nin Avrupa ülkelerini ve eski Varşova Paktı üyesi ülkeleri yeniden NATO yörüngesine oturtabilmek, AB ile Çin’in “Kuşak ve Yol” projesi üzerinden elele vererek yeni bir küresel güç oluşturmalarını engellemek amacıyla tetiklediği Ukrayna-Rusya savaşı ve bu savaş bağlamında gündeme gelen enerji krizi gibi sorunlar, bir yönüyle ABD ile ilişkili olduğundan, bütün dünya 8 Kasım seçimleri sonuçlarına odaklanmış durumda..

    “Bize ne ABD seçimlerinden” diyecek durumda değiliz; Bugünkü konjonktürde ABD seçimleri, yalnızca bizi değil, tüm dünyayı etkilemektedir ve etkilemeye devam edecektir.


    OBAMA: “ABD TOPLUMU GİDEREK SALDIRGANLAŞIYOR"

    ABD’de bugün yapılacak ara seçimlerde Amerikalılar, bulundukları eyaletlerdeki valilik ve diğer yerel yönetimlerin yanı sıra, Kongre’nin Temsilciler Meclsi’ndeki 435 sandalyenin tamamını ve Senato’daki 100 sandalyenin 35’ini değiştirmek için sandık başına gidiyor. Şu durumda, Temsilciler Meclisi ve Senato’da, Başkan Joe Biden’ın Demokrat Partisi çoğunlukta..

    ABD’de, bugün yapılan ara seçimleri öncesinde, Cumhuriyetçi adaylar ile Demokrat adaylar arasında yaşanan karşılıklı suçlamalar nedeniyle ortam iyice gerilmişti. ABD toplumu endişe uyandıracak boyutta saldırganlaştı.

    Saldırılar Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin eşine kadar uzanınca, eski başkanlardan Barack Obama toplumu saran bu şiddet kasırgasını sonlandırabilmek amacıyla saha inmek zorunda kaldı. 42 yaşında bir kişi, ABD’nin izlediği dış politikayı beğenmediği gerekçesiyle, Pelosi’nin evine zorla girmiş ve 82 yaşındaki eşi Paul Pelosiye elindeki çekiçle saldırıda bulunmuştu.

    Bu saldırı üzerine, Nevada’da Demokrat adayların düzenledikleri mitingde konuşan eski ABD Başkanı Obama, Nancy Pelosi’nin eşinin saldırıya uğramasını şiddetle kınamış,"ABD'deki siyasi iklim değişmediği takdirde daha fazla insan zarar görecek" demiş ve şiddetin bu derece tırmanmasından halefi Trump’ı suçlamıştı. Şiddeti reddetmeyen, hafife alan ya da ateşli söylemlerle durumu alevlendiren siyasetçileri eleştiren Obama, giderek büyüyen ve ABD toplumunu olumsuz etkileyen bir salgının en kısa zamanda önlenmesi gerektiğini belirtmişti:

    "Siyasi muhalifleri şeytanlaştırma alışkanlığının giderek artması tehlikeli bir iklim yaratıyor. Eğer yarattığımız ortam buysa, daha fazla insan zarar görecektir."

    Obama’nın bu uyarısından ne ölçüde etkilendiği bilinmez, ama Cumhuriyetçi Parti’de, seçim kampanyası boyunca ağırlıklı olarak nefret dili kullanmasından dolayı, Trump’ın yeniden başkan adayı gösterilmesi konusunda görüş ayrılıkları yaşandığı biliniyor. Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Başkanı Paul Ryan’ın, nefret içerikli söylemlerinden dolayı görüş ayrılıkları yaşadığı Donald Trump ile görüşmeler yaptığı ve 1976 seçimlerini hatırlattığı tahmin ediliyor.

    Hatırlanacağı gibi, Ronald Reagan Sovyetleri hedef alan bir nefret ve şiddet dili benimsemesi nedeniyle Cumhuriyetçi Parti içinde desteğini kaybetmiş, 1976 seçimlerinde Cumhuriyetçilerin adayı Gerarld Ford olmuştu. Fakat Ford Reagan’ın oluşturduğu Cumuriyetçi Parti’nin “asık suratlı” imajını değiştirememiş ve seçimleri Demokrat Parti adayı Jimmy Carter kazanmıştı.

    ABD SEÇİM SONUÇLARI NEYİ DEĞİŞTİRECEK?

    8 Kasım seçim sonuçları, ABD Senatosu ve ABD Kongresi’nin yapısını ne ölçüde hangi parti lehine değiştirecektir?

    Sonuçlar Başkan Biden’ı “topal ördek” durumuna düşürecek midir?

    Umudunu Türk asıllı doktor Mehmet Öz’e bağlayan eski başkan Trumpumduğunu bulacak mı?

    Hepsinden önemlisi, 8 Kasım seçim sonuçları, ABD’nin dış politikasını ne yönde etkileyecek bir yönetim tablosu ortaya çıkaracaktır?


    GELENEK BOZULACAK MI?


    ABD ara seçimlerinde ”Başkanın partisi oy kaybeder” şeklindeki geleneğin bozulup bozulmayacağı da merak ediliyor. 8 Kasım seçim sonuçları, Demokrat Parti’nin 2024 seçimlerine Biden ile mi, yoksa yeni bir başkan adayı ile mi katılacağı konusunda da belirleyici olacak.

    Seçim öncesinde yapılan anket sonuçları, Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi Parti’nin öne geçeceğini gösteriyor. Cumhuriyetçilerin dengeyi büyük ölçüde değiştirmeleri durumunda, son zamanlarda “hayaletlerle el sıkışan bir başkan” olarak anılmaya başlanan Biden’ın 2024’te ikinci kez başkan adayı olması zorlaşacaktır. Yani, 8 Kasım ara seçim sonuçları yalnız ABD’nin değil, dünyanın geleceğini de yakından ilgilendiriyor.

    79’luk Biden’ın ara seçimlerde önemli ölçüde oy kaybetmesi, 2020’de Biden’a yenilen 76’lık Trump’ın yıldızını parlatacaktır. Cumhuriyetçi Parti’nin hala en güçlü başkan adayı olan Trump, ara seçimlerin propaganda sürecinde, 200 civarında adaya destek veren konuşmalar yaptı.

    2024 TRUMP’IN ZAFER YILI MI OLACAK?

    Trump’ın destek verdiği adayların seçilmeleri durumunda, 2024 seçimlerinde sandıktan nasıl bir sonuç çıkacağı da bugünden belli olmuş olacak. Başkanlığı sırasında Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul eden kararı imzalayan, Suriye’nin GolanTepeleri’ni İsrail’e bağışlayan Trump’ın yarınlar için çok önemli yatırımlar yapmış olduğundan söz ediliyor. Açık etmeseler de ABD’de her dönem güçlü ve etkili olan İsrail lobisinin Trump’a desteğinin artarak devam ettiği konuşuluyor.

    TRUMP’ “BU ADAMI ÇOK KÖTÜ YENDİK”


    2024’te, ABD’nin yoluna, Biden’ı “oylarını çalmakla” suçlayan platin saçlı başkanla devam etme olasılığı giderek yükseliyor. Demokratların adayı John Fetterman’ın rakibi Doktor Mehmet Öz’e destek sağlamak amacıyla düzenlenen mitingde konuşan Trump, 2020 seçimlerinin kendisinden çalındığı iddiasını yineledi ve Biden’ı kastederek, “Bu adamı çok kötü yendik. Seçim hileliydi ve şimdi ülkemiz yıkılıyor. Senato’yu geri alacağız, ülkemizi geri alacağız. 2024’te de Bayaz Saray’ı geri alacağız. Ülkemizin gerilemesini durdurmak için, kırmızı bir dev dalga gibi, Cumhuriyetçilere oy verin” dedi. Trump bir yerlerden ışık görmüş olmalı ki, böylesine coşkulu ve umutlu konuşuyor.

    Trump’ın,pek de sevilmediği bir eyalette,iki saatlik bir konuşmayla destek verdiği Doktor Memet Öz de, ABD’lilere, “herşeyden önce aşrı ve gereksiz harcamaları durdurma” sözü veriyor. Aynı zamanda cerrah olduğunu hatırlatan, temiz ve güvenli kentler vaad eden Öz, “Ameliyathanede bir operasyona başlamadan önce, tüm ekibi birlerştirdiğimizden, biraraya getirdiğimizden emin oluyoruz” diyordu. Trump’ın güçlü destek verdiği Cumhuriyetçi Parti’nin Pensilvanya eyaleti senatör adayı Doktor bugüne kadar Ermeni lobilerinin baskılarına rağmen “soykırım” iddialarına destek vermedi, ama seçilmesi durumunda, ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı yaptırımlar, CAATSA konularında ne kadar etkili olabileceğini zaman gösterecektir.

    Biden taraftarlarının Latrobe kasabasındaki Arnold Palmer Havaalanıapronunda düzenlenen mitingde devasa boyutlu, “İsa kurtarıcım, Trump başkanım” şeklinde pankartlar açmaları, “Biden’ın işi Allah’a kaldı” şeklinde yorumlanıyor.

    KONGRE ÖNEMLİ, ÇÜNKÜ…

    ABD’nin yasama organı Kongre. O nedenle, 8 Kasım ara seçimlerinin Kongre’deki sandalyeleri ne oranda, hangi yönde etkileyeceği çok önemli. Kongre’nin iki kanadını oluşturan Senato ve Temsilciler Meclisi’nde alınan kararlar ortak bir yazılımla başkanın onayına sunuluyor. Başkanın onayladığı kararlar yasalaşıyor.

    ABD’nin aldığı ve uyguladığı kararlar, “Beyaz Saray” imzası taşısa da, bu kararların temelinde Senato ve Temsilciler Meclisi’ni çatısı altında toplayan Kongre’nin önemli rolü olduğu unutulmamalıdır.

    8 Kasım’da yapılan ara seçim sonuçlarının ABD yönetiminin dış politikasını etkilemesi kaçınılmazdır. Fakat, ne yönde nasıl etkileyeceği, Senato ve Temsilciler Meclisi’nde oluşacak siyasi tabloya bağlı olacaktır. Senato ve Temsilciler Meclisi’nde oluşacak tabloların küresel sorunlara ve Türkiye’ye bakış açıları, ABD-Türkiye ilişkilerine yön verecektir.

    Cumhuriyetçilerin her dönemde Türkiye’ye daha ılımlı baktıkları biliniyor. Senato ve Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçilerin sandalye sayılarını artırmaları Türkiye’nin F-16 satışları konusunda beklentilerinin hayata geçirilmesini sağlayabilir. Çünkü, Yunanistan’ın F-16’larını bir üst seviyeye çıkaracak şekilde modernize eden ABD’nin Türkiye’nin F-16’larının modernizasyonuna soğuk bakmasının, dostluk ve müttefiklik çerçevesinde bir açılaması yoktur.

    ABD’nin, “NATO’nun güneydoğu kanadını güçlendirme” kamuflajı altında Yunanistan’a silah yığması, Türkiye tarafından büyük bir duyarlılıkla izlenmektedir. Suriye’nin kuzey bölgelerinde askeri üsler kuran, terör örgütü PKK uzantısı YPG’ye binlerce TIR dolusu silah bağışlayan, eğitip ordulaştıran ABD’nin NATO ortağı bir müttefikine karşı CAATSA uygulaması anlaşılır bir durum değildir. Çünkü düne kadar NATO’nun güneydoğu kanadı denilince akla ilk olarak Türkiye gelirdi.


    ŞİDDET İÇERİKLİ YAYINLAR

    Obama’nın “ŞİİDDETEN KAÇINALIM” uyarısını duymazdan gelmek, dikkate almamak mümkün mü? Hergün gazete sayfalarında, televizyon ve telefon ekranlarında yayınlanan şiddet haberlerinin ve tartışma programlarının bireyleri, dolayısıyla toplumu nasıl etkilediğini ve ne gibi olumsuz sonuçlar üretebileceğinin çok çarpıcı örneğidir, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin evine kadar uzanabilen bir saldırı.

    Reyting kaygısıyla, fikir tartışması değil, kavga ortamı oluşturmaya yönelik olarak kurgulanan programları günlük hayatımıza tüylemizi ürperten haberler şeklinde yansıdığını cesaretle söyleyebilecek bilim insanlarımız yok mu bizim?

    ABD’nin Avrupa ülkelerini ve eski Varşova Paktı üyesi ülkeleri yeniden NATO yörüngesine oturtabilmek, AB ile Çin’in “Kuşak ve Yol” projesi üzerinden elele vererek yeni bir küresel güç oluşturmalarını engellemek amacıyla tetiklediği Ukrayna-Rusya savaşı ve bu savaş bağlamında gündeme gelen enerji krizi gibi sorunlar, bir yönüyle ABD ile ilişkili olduğundan, bütün dünya 8 Kasım seçimleri sonuçlarına odaklanmış durumda..

    “Bize ne ABD seçimlerinden” diyecek durumda değiliz; Bugünkü konjonktürde ABD seçimleri, yalnızca bizi değil, tüm dünyayı etkilemektedir ve etkilemeye devam edecektir.

    ABD ara seçimlerinin küresel barış açısından hayırlara vesile olmasını diliyoruz.


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR


    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR