AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

SİYASET BİLİMCİ KEMAL SALLI - “YÜK KİMİN OMUZLARINDA?” - ÖZƏL

  • + A
  • - A
  • 13-12-2022, 17:15

    SİYASET BİLİMCİ KEMAL SALLI - “YÜK KİMİN OMUZLARINDA?” - ÖZƏL



    YÜK

    “Bu yük senden Allah’ım / Çekeceğim, naçarım!

    Senden sana sığınır, / Senden sana kaçarım.”


    Türkiye’de kültür konusunda yaşanan gelişmeleri, vefatının 39. Yılında Star Gazetesi tarafından Necip Fazıl anısına düzenlenen “Yük Kimin Omuzlarında?” başlıklı törende, Necip Fazıl’ın görüş ve düşünceleri çerçevesinde değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Türkiye Yüzyılı ile Necip Fazıl'ın da hayalini hayata geçiriyoruz. Eserleri ve mücadelesiyle nesillerin ruhunu beslediği için Rabb’im ondan razı olsun” dedi.



    "NECİP FAZIL NEYE NEYE İNANIYORSA ONU YAZDI, ONU SÖYLEDİ”


    “Necip Fazı Ödülleri” töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek'in bir neslin düşünce dünyasının oluşumunda önemli bir rol oynadığını, bugün zamanı ve mekanı aşan bir etkiye sahip olmasının önemini vurgulayarak şunları söyledi:

    "Hiç şüphesiz, kendi ülkesinde parya olmayı reddeden cesur bir şahsiyet sahibi olmasından kaynaklanmaktaydı. Zor zamanda konuşmaktan, risk almaktan, mücadele etmekten, ne pahasına olursa olsun düşüncesini ifade etmekten hiçbir zaman çekinmedi. Neye inanıyorsa onu yazdı, onu söyledi."

    "…Türk-İslam düşüncesinden aldığı ilhamla nesillere dava şuuru kazandıran, şiirleriyle ruhlarını, düşünceleriyle de zihinlerini doyuran büyük bir fikir işçisiydi. Çıktığı yolda büyük badireler atlattı. Türlü zorluklarla karşılaştı. Bedeller ödedi. Ama bir gün dahi bu yoldan geri dönmeyi düşünmedi. Tüm şiirlerini topladığı eserine 'Çile' adını vermesi de bu zorluğa işaret ediyordu."


    BENDEDİR

    “Yaram var, havanlar dövemez merhem;

    Yüküm var, pazarlar bulamaz dirhem.

    Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem;

    Yollar ki, Allah’a çıkar, bendedir.”




    “BİRİLERİ ÜLKEMİZİN ÜZERİNİ KÜL KATMANIYLA ÖRTMEK İSTESELER DE BAŞARAMAYACAKLAR”

    Necip Fazıl Kısakürek'in manevi ve kültürel mirasını yaşatmak amacıyla, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın destekleriyle ve "Yük Kimin Omzunda?" temasıyla düzenlenen gecenin onur konuğu Başkan Recep Tayyip Erdoğan’dı. Necip Fazıl’ın düşünce dünyalarını etkilediği genç kuşağın temsilcilerinden biri olarak konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı ile Necip Fazıl'ın da hayalini hayata geçiriyoruz. Eserleri ve mücadelesiyle nesillerin ruhunu beslediği için Rabb’imondan razı olsun”diyerek “Çile”nin şairini ve toplumumuzdaki yansımalarını anlattı..

    “Zor zamanlarda dik duruş sergilemek öyle bir babayiğidin ama her babayiğidin harcı değil. Siz bugün tatlı su mücahitliğine soyunanlara, romantik devrimcilik oynayanlara, rüzgârı başka yerden alarak esip savuranlara bakmayın. Bunların hiçbiri zalim karşısında konuşamaz, zulüm karşısında direnemez. Gerektiğinde hayatı pahasına davasını sahiplenip, çilesini çekemez. Üstat, işte bunu başarmış bir şahsiyet olduğu için milletimizin gönlünde bu derece güçlü yer etmiş, bu derece derin iz bırakmıştır”



    “Tohum saç, bitmezse toprak utansın/ Hedefe varmayan mızrak utansın!”

    Milletlerin ancak dirayetli liderler ve üretken ilim kültür, sanat insanlarına sahip oldukları oranda yükseleceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bazı dönemlerde üzeri küllense de, bu vasıfları bünyesinde barındıran bir millet, önünde sonunda o beklenen şahlanışı gerçekleştirir. Üstat, bu küllerin en yoğun şekilde üzerimize çöktüğü bir dönemde milletimizin özündeki közü eserleri ve mücadelesiyle canlı tutarak, harlayarak bugün yaşadığımız büyük atılıma zemin hazırlamıştır. İnşallah bu mirası hem sahiplenecek hem zenginleştirecek bir yolda giderek daha hızlı bir şekilde ilerliyoruz.

    Her ne kadar birileri yaydıkları karamsarlık havasıyla ülkemizin üzerini tekrar emperyalist emellere hizmet eden bir kül katmanıyla örtmek isteseler de, Allah’ın izniyle başaramayacaklar. Bilhassa son on yılda yaşadığımız, aralarında 15 Temmuz’un da olduğu her hadise bize, milletimizin istiklali ve istikbali uğrunda neler yapabileceğini tekrar tekrar göstermiştir.”

    “NECİP FAZIL KISAKÜREK YAŞADIĞI DÖNEMİN GÜNDEMİNİ BELİRLEMİŞ BİR İSİMDİR”

    “Anladım işi; sanat, Allah’ı aramakmış,

    Marifet bu, gerisi meğer çelik çomakmış.”

    Necip Fazıl Kısakürek’in edebiyatın her sahasında verdiği eserlerle, siyasi, içtimai ve tarihî konulara dair yazdıklarıyla yaşadığı dönemin gündemini belirleyen bir isim olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yahya Kemal’deki tarih şuuru, Ahmet Haşim’deki beşeri endişe ve Mehmet Akif’teki İslami hassasiyet Necip Fazıl’da en yetkin, en etkin, en çarpıcı ifadeye kavuşmuştur. Hiç şüphesiz üstadın şiirde de nesirde de tamamen kendi şahsına münhasır bir tarzı vardır. Tercih ettiği orijinal kelimeler, kurduğu özgün tamlamalar, yeri gelir öfkeyi, yeri gelir hicvi bir arada kullanmaktaki mahareti, ünlemi bol hitaplarla ritmini kâh artırıp kâh düşüren tarzı muhataplarını adeta başka bir iklime taşırdı. Ama hepsinden öte ondaki yürek yürek... Ondaki cesaret...

    Yargıda girdi çıktı, girdi çıktı ama üstat yılmadı. Yeri geldi hâkimler kendisine, ‘Artık bıktık senden.’ dediklerinde, ‘Siz hancı, ben de bu davada yolcu oldukça ben bu hana daha çok uğrarım.’ diyerek cevaplamıştır” diye konuştu.

    “NECİP FAZIL’IN DİL HASSASİYETİ ÇOK BÜYÜK BİR ÖNEM ARZ EDER”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’ten aldıkları ilham ile bu yolda devam edeceklerini söyledi:

    “Necip Fazıl’ın dil hassasiyeti bu bakımdan çok büyük bir önem arz eder. Üstat, tarihî hakikatleri dile getirme hususundaki tavizsiz tutumunu, ‘Dilden daha büyük, dilden daha aziz, dilden daha gerçek, dilden daha müdafaalı vatan yoktur’ diyerek, Türkçenin savunuculuğunu yaparken de sergilemiştir. Büyük Doğu’nun yayınının defalarca durdurulması ve hakkında onlarca dava açılarak hapisle tehdit edilmesi onu yolundan döndürmeye yetmemiştir. Üstadın ülkemizin sıkıntılı dönemlerini anlattığı ve çıkış yolunu gösterdiği şu sözleri adeta bugün verdiğimiz mücadelenin de tarifidir:

    ‘Su, elektrik, telefon, gaz, ilaç yok. İman, ahlak, insaf, idrak lügatlerde bile yok. Mektep, kitap, disiplin, bilen, yazan, aldıran yok. Umumi manzara; her sahada mecnun kemiyet, mazlum keyfiyet, mahkûm fazilet, mağrur rezalet, mestur sefalet, mezun hiyanet, meş’umakibet; heceleyen yok. Ama bir şey var, Büyük Türkiye hayali.’”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün “Türkiye Yüzyılı” diyerek milletin önüne yeni bir vizyon koyarken aynı zamanda üstadın da hayalini hayata geçirdiklerini söyledi.



    “ÜSTATLARIMIZIN YOLUNDAN YÜRÜMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Davasını, ‘Ceplerde kaybedilmiş bir güneş’ olarak tarif eden üstat, şayet bugün yaşasaydı herhalde ‘Müjdeler olsun size, doğdu batmayan güneş.’ sözünü çok daha gür bir seda ile tekrar söylerdi. Yine üstat, nesillerin mücadelesi uğruna hayatlarını adadıkları Ayasofya’nın ibadete açılmasından bile etkilenmeyenleri gördüğünde hiç şüphesiz ahlakı olmayanın her mücadeleyi yanlış bulan tavrını hatırlatırdı. Ve bunu bize defalarca Sultanahmet Meydanı’nda hatırlatmıştır. Defalarca Cağaloğlu’nda, Milli Türk Talebe Birliğinin konferans salonunda hatırlatmıştır. Az önce de ifade edildiği gibi ‘Ayasofya bir gün açılacak, Ayasofya bir gün açılacak.’ derken hep bunu ifade etmiştir. Rabb’ime hamdolsun onun o ideali, onun o hedefi gerçekleştiği gibi, onu icra da bize nasip oldu.”

    Necip Fazıl’ın, ömrünü adadığı davasının tüm bu mücadelede kendilerine moral verdiğini, güç kaynağı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah daha asırlar boyunca da üstadın ateşini yaktığı meşalenin ışığı yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Bugün burada ülkemizin ilim, sanat ve kültür hayatına yön veren, eserleriyle ruhumuza dokunan siz kıymetli dostlarımla bir kez daha buluşmanın bahtiyarlığı içindeyim. Necip Fazıl Ödülleri’nin dokuzuncusunun edebiyat ve fikir dünyamız için hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.

    KİMLERE ÖDÜL VERİLDİ?

    Jüride yer alan kıymetli hocaların belirlediği ödülleri takdim edeceği 7 kişiyi tebrik ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Ödülleri’nin ilim ve kültür açısından bir Türkiye klasiğine dönüşmesinde emeği geçenlere şükranlarını sundu.

    Bu yıl Necip Fazıl Ödülü’ne layık görülen isimler:

    Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan Karataş, Dr. Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun’dan oluşan jüri tarafından Necip Fazıl Şiir Ödülü’ne Mehmet Can Doğan, Necip Fazıl Hikâye-Roman Ödülü’ne Ayşegül Genç, Necip Fazıl Fikir-Araştırma Ödülü’ne Mustafa Özel, Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü’ne Azerbaycan edebiyatı ve kültürünün önemli isimlerinden, yazar ve siyasetçi Elçin İlyasoğluEfendiyev, Necip Fazıl Saygı Ödülü’ne İlhami Atalay, Necip Fazıl İlk Eserler Ödülleri’ne ise Elif Genç ve Can Acer layık görüldü.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bereketli topraklarında filiz veren genç yetenekleri tebrik ederek, nice eserler sunmaları temennisinde bulundu.



    KÜLTÜR SANAT ÖDÜLÜ EFENDİYEV’E VERİLDİ

    Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü’nün Azerbaycan’ın önde gelen yazarı Elçin İlyasoğluEfendiyev’e verildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Az önce kendisini dinledik. Pek çok dile çevrilmiş hikâye, roman ve senaryo türü eserleriyle gönüllere taht kuran Efendiyev kardeşimiz, aynı zamanda siyaset ve aksiyon adamı olarak da tebarüz etmiştir. Türkiye-Azerbaycan dostluğunun samimiyeti, dayanışması, hasbiliğiyle dünyada örnek gösterildiği bir dönemde verdiğimiz bu ödülü ayrıca anlamlı buluyorum. Efendiyev kardeşimizin eserleri ve duruşuyla bu dostluğun kültürel ve ilmi alandaki sancaktarlarından biri olmayı sürdüreceğine inanıyor, kendisini tebrik ediyorum” diye konuştu.

    Ödüllerin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından takdim edilmesinin ardından hatıra fotoğrafı çekildi.


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR


    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR