AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

“NECİP FAZIL ULUSLAR ARASI KÜLTÜR SANAT ÖDÜLÜ” AZERBAYCAN’IN ÜNLÜ YAZARINA VERİLDİ - ÖZƏL

  • + A
  • - A
  • 12-12-2022, 21:04


    “NECİP FAZIL ULUSLAR ARASI KÜLTÜR SANAT ÖDÜLÜ” AZERBAYCAN’IN ÜNLÜ YAZARINA VERİLDİ - ÖZƏL

    1991 yılında bağımsızlığını kazanmasının ardından hızla gelişen Türkiye-Azerbaycan ilişkileri, kardeş ülkenin işgal altındak topraklarını kurtarmak için Ermenilere karşı giriştiği ve zaferle taçlandırdığı savaş sürcinde sergiledikleri kardeşlik dayanışmasıyla zirve yapmıştı.

    Vefatının 39. Yılında Star Gazetesi tarafından Necip Fazıl anısına düzenlenen “Yük Kimin Omuzlarında?” başlıklı ödül töreninde, “Uluslararası Kültür Sanat Ödülü”nün Azerbaycan’ın ünlü edebiyatçısı Elçin Efendiyev’e verilmesi, iki kardeş ülke arasındaki kültürel ilişkilerin de giderek geliştiğinin bir göstergesidir.



    “ULUSLARARASI KÜLTÜR SANAT ÖDÜLÜ” ELÇİN EFENDİYEV’E VERİLDİ

    Törende yaptığı konuşmada “Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü”nün Azerbaycan’ın önde gelen yazarı Elçin İlyasoğluEfendiyev’e verildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Az önce kendisini dinledik. Pek çok dile çevrilmiş hikâye, roman ve senaryo türü eserleriyle gönüllere taht kuran Efendiyev kardeşimiz, aynı zamanda siyaset ve aksiyon adamı olarak da tebarüz etmiştir. Türkiye-Azerbaycan dostluğunun samimiyeti, dayanışması, hasbiliğiyle dünyada örnek gösterildiği bir dönemde verdiğimiz bu ödülü ayrıca anlamlı buluyorum. Efendiyev kardeşimizin eserleri ve duruşuyla bu dostluğun kültürel ve ilmi alandaki sancaktarlarından biri olmayı sürdüreceğine inanıyor, kendisini tebrik ediyorum” diye konuştu.



    ELÇİN EFENDİYEV: “NECİP FAZIL BÜTÜN TÜRK DÜNYASI’NIN DEĞERİDİR”

    "Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü"ne layık görülen Azerbaycan edebiyatı ve kültürünün önemli isimlerinden, roman, hikaye, tiyatro yazarı ve siyasetçi Elçin İlyasoğluEfendiyevyaptığı duygulu teşekkür konuşmasında şunları söyledi: “Necip Fazıl yalnızTürkiye'nin büyük mütefekkiri, şairi ve tiyatro yazarı değildi, O bütün Türk Dünyası’nın saygıyla anılan bir değeridir. Onun şahsiyetinin, onun yaratıcılığının dünyası o kadar geniştir ki, benim üzerimde çok bir etkisi var ki, bu ödülü bana sevgili Türkiye takdim ediyor.

    Efendiyev, Türkiye'ye ilk kez Sovyetler Birliği döneminde geldiğinden bahsederek, "O dönemde Sovyetler Birliği sosyalist olmayan ülkeleri düşman olarak görüyordu. Onlardan birisi de Türkiye idi. Ancak Azerbaycan'da, 'Sevimli Türkiye' vatandaşların kalbinde yaşıyordu. O yasaklar Türkiye sevgisini Azerbaycan halkının yüreğinden hiçbir zaman çıkartamadı. O yıllarda Azerbaycan'dan Türkiye'ye doğrudan gidiş imkanı yoktu. Ama bugün bir Azerbaycanlı yazar bu muhteşem kültür merkezinde böyle değerli bir ödülü alıyor.”

    Ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bulunduğu bir salonda almaktan onur duyduğunu dile getiren Efendiyev, "Erdoğan, Azerbaycan halkının çok büyük dostudur. Azerbaycan halkını ve devletini korumaktadır. Karabağ Savaşı'ndaki unutulmaz 44 günlük zafer zamanı, Recep Tayyip Erdoğan, her gün her an İlham Aliyev'in ve Azerbaycan halkının yanında oldu. Bu hissiyatımla kendisini yeniden selamlıyorum" dedi.



    ELÇİN EFENDİYEV’İ TANIYALIM

    Çağdaş Azerbaycan edebiyatının tanınmış kalemlerinden biri olan hikayeci, romancı, tiyatro yazarı Elçin İlyasoğluEfendiyev, 13 Mayıs 1943'te Bakü'de doğdu.

    İlk ve orta eğitimini Bakü'de yapan Elçin, daha sonra Azerbaycan Devlet Üniversitesi'nin dil ve edebiyat fakültesinde öğrenim gördü (1960-1965). Yeteneği ve çalışkanlığı ile dikkat çeken Elçin, Azerbaycan İlimler Akademisi Nizami Dil ve Edebiyat Enstitüsüne asistan olarak eğitmen olarak hayata başladı (1965-1969). Enstitünün nazariye şubesinde 1969-72 yıllarında gösterdiği başarılardan dolayı kısa süre sonra baş araştırıcı oldu ve 1975 yılına kadar da, bu görevini de başarıyla sürdürdü. 1975 yılında Azerbaycan Yazıcılar İttifakı'nın idare heyeti sekreteri oldu.

    1968'de Sovyetler Birliği Yazıcılar İttifakı’na üye kabul edilen Elçin, 1970'de “Azerbaycan Bedii Nesri Edebi Tenkidi” adlı tez çalışmasıyla filoloji doktoru oldu. Siyasi hayata da atılan Elçin milletvekilliğinin ardından 1993'ten beri Azerbaycan hükümetinde başbakan yardımcısı olarak görev yapmaktadır.

    1960'lı yıllarda yayınladığı eserleriyle edebiyat alanında adını duyuran Elçin, özellikle Mahmut ile Meryem, Ak Deve, Ölüm Hükmü romanları ve hikayeleriyle, yalnız Azerbaycan'da değil, bütün eski Sovyet Birliği’nde edebiyatçı ve eleştirmen olarak kısa zamanda ünlendi.

    Elçin, peşpeşe yayınladığı makale ve hikayeleriyle birçok ödüller kazandı. 1973'te DrujbaNaradov dergisinin “Eniyi Makale Ödülü”nü, 1982'de Sovyetler Birliği Yazıcılar İttifakı'nın ve Nedelya haftalık gazetesinin, 1983’te LiteraturnayaGazeta'nın, 1984’te Smena dergisinin (Çardak hikâyesiyle) düzenlediği yarışmalarda “Eniyi Hikâye Ödülü”nü kazandı.

    Elçin, roman ve hikayelerinde, bir yandan realist bir anlatımla toplumdaki aksaklıkları sergilerken, bir yandan da, duygusal bir romantizmle insani duyguları büyük bir başarıyla anlatmıştır. Onun üslubunun en dikkat çeken özelliği, yaptığı psikolojik analizlerle insan ruhunun derinliklerine ulaşmada sergilediği başarıyla yarattığı kahramanlara kazandırdığı gerçekliktir. Elçin'in eserleri Rusça, İngilizce, Fransızca, Almanca, Çince, Arapça, Farsça, Macarca, Çekce, Bulgarca, Romence, Ukraynaca, Gürcüce dahilpekçok dile çevrilmiştir. Türkiye'de ise Elçin'in roman ve hikayeleri defalarca basılmıştır.



    ELÇİN’İN ESRLERİ:

    ROMAN: Ölüm Hükmü (1987), Mahmut ile Meryem (1997), Ak Deve (1985).

    HİKÂYE: Bin Geceden Biri (1966), Açık Pencere (1966), Sos (1969), Bu Dünyadan Gatarlar Gider (1974), Bir Görüşün Tarihçesi (1977), Günay, Yalçın, Nigar, Bir de Bir Selim (1980), Bülbülün Nağlı (Masalı) (1983), Beş Dakika ve Edebiyat (1984), Şuşa Dağlarını Duman Bürüdü (seçilmiş hikâyeler, 1994), Sarı Gelin (2003).

    DENEME, ELEŞTİRİ: Tenkit ve Edebiyatımızın Problemleri (1981), Edebî Düşünceler (2003).

    Azerbaycan'da,Sovyetler döneminde, uzun yıllar süren baskıcı yönetimingiderek yumuşamaya başladığı 1960’lı yıllarda yazarlar, duygu ve düşüncelerini daha rahatlıkla dile getirmeye başladılar. Azerbaycan edebiyat tarihinde yeni bir aşama olarak kabul edilen 1960 ve sonrasındaki dönemde edebiyat alanında ideolojik yaklaşımlar terk edilmeye, sanatsal ve estetik kaygılar, insan ve insanların iç dünyaları, tarih ve kültür çalışmalarıön plana çıkmaya başlar. Bu kuşağın en önemli temsilcilerinden olan Elçin Efendiyev, insanın iç çatışmalarını konu alan fantastik ve folklorik eserlerle Azerbaycan edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak ön plana çıkmaya başlar.

    ESERLERİN ÖZÜ

    Elçin Efendiyev’i daha yakından tanımanıza yardımcı olabilmek için, onun esrlerinden ve romanlarından kısaca söz edelim..

    ŞUŞA’YA SİS ÇÖKTÜ:

    Cavanşir, genç kızların peşinde koştuğu, bir yağız delikanlıydı. Kendini ağırdan satıyor, kızlarla dalga geçiyor; telefonları kısa kesiyordu, ama özenle sakladığı bir acemiliği vardı Cavanşir’in.. Bir gün arkadaşıyla birlikte Şuşa'nın gezi parkına gezerken, otuzlu yaşlarında, güzel, alımlı bir kadına rastlıyor ve dünyası değişiyor Cananşir’in. Yanına varacak cesareti toplasa bile, ancak "Affedersiniz, Büyük Tiyatro nerede?.." diyebiliyor.

    Medine, Şuşa'nın havasının Nice'le, Davos'la, İsviçre'yle karşılaştırılamayacak kadar "latif" olduğunu, Şuşa'nın havasındaki temizliğin ve saflığın insanın içindeki duygular kadar değişmez bir öz taşıdığını, burada sevginin arınıp ölümsüzleştiğini anlatıyor ve Cavanşir'i güzelliğe çağırıyor. Her gün Dürdane’ye rastlamak ve birkaç kelime konuşmak için olmadık bahaneler uyduran kibirli Cavanşir’in hayatına bir sis çöküveriyor..

    SARI GELİN

    Türk Dünyası edebiyatının en seçkin kalemlerinden biri olan Elçin'in Sarı Gelin başlıklı kitabında, hepsi birbirinden güzel on hikaye yer alıyor: "Beş Dakika ve Ebediyet", "Her Şey Geçip Gidiyor", "Sarı Gelin", "Aydınlık Geceler", "Günlerin Bir Gününde", "Bu Dünyada Trenler Gider", "Stalin'in Ölümü", "Gökyüzünün Yıldızlı Vakitleri", "Eşek Arabası", "Gül Dedi Bülbüle". Türk okurların Ak Deve, Mahmut ile Meryem, Ölüm Hükmü ve Gölge gibi eserlerinden çok iyi tanıdığı Elçin'in hikâyelerinde destanlardan, efsanelerden, türkülerden ve daha pek çok yerel unsurlardan özenle seçilip, çoğu zaman kara mizah ve güncel siyasetle harmanlanan olaylar anlatılır. Elçin, olgunluk döneminin eserleri olan bu on hikâyesinde, hayatın en dramatik en fantastik sahnelerini özgün bir üsluba sahip usta kalemiyle çizdiği tablolarla anlatıyor..

    AK DEVE:

    “Geçip gidiyor bu ömrümüz kâr mıdır, zarar mıdır? Mazi, hâl, istikbali kim biliyor, âşikâr mıdır? Takıldık bir çarkın kollarına dönüp duruyoruz. Zaman denen değirmenin öğütmediği var mıdır?”

    MAHMUT İLE MERYEM:

    Mahmut il Meryem, Kerem ile Aslı'nın Azerbaycan anlatımından ilham alınarak yazılmış bir aşk hikâyesidir. Kahramanlar, olaylar birbirine çok benzer. Güzellik arayışının geniş tarihî hafızayla karışıp aktığı Mahmut ile Meryem’in tarihî arka planında Yavuz ile Şah İsmail arasındaki mücadeleyi bulursunuz. Değişik iklimlerin gelenekleri, görenekleri, örf ve adetleri ile içiçe geçer. "Romanlaşan bir destan, destanlaşan bir roman” olan ve çağdaş edebiyat diliyle anlatılan eserde folklor ve halk edebiyatı motifleri bolca kullanılmaktadır..

    ÖLÜM HÜKMÜ:

    Azerbaycan’ın tanınmış yazarlarından Elçin, Türk okuyucusu için artık bizden bir isim olmuştur. Okuyucularımız onu Şuşa Dağlarını Duman Bürüdü, Sarı Gelin isimli hikâye kitaplarıyla, Akdeve, Mahmut ile Meryem, Gümüş Beyazı Karavan adlı romanlarıyla tanımışlardı.

    Ölüm Hükmü romanını, Sovyet döneminin Azerbaycan’ını siyasi, ekonomik ve sosyal yönleriyle anlatan bir eserdir. Azerbaycan’da yaşanan 70 yıllık Sovyet rejiminin zulümle, adaletsizlikle, ahlaksızlıkla dolu uygulamalarını yürek yakan ayrıntılarla gözler önüne sermektedir. Elçin, felsefi yorumlara da yer verdiği bu eserinde, okurlarına, kahramanların iç dünyalarını ustalıklı psikanalizlerle aksettirmektedir.

    "Her uzaklık, kendi yakınlığını içinde taşır" diyen ve eserleri pekçok dile çevrilen Elçin, roman ve hikayelerinde, insan ile tuttuğu iş, bir kuşak ile diğer kuşak, kadın ile erkek ve en önemlisi de, toplumsal statüler arasındaki mesafelerin açılış kapanışları büyük bir ustalıkla anlatıyor öykülerinde.

    KİMLERE ÖDÜL VERİLDİ?

    2002 NECİP FAZIL ÖDÜLÜ’ne layık görülen isimler:

    Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan Karataş, Dr. Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun’dan oluşan jüri tarafından Necip Fazıl Şiir Ödülü’ne Mehmet Can Doğan, Necip Fazıl Hikâye-Roman Ödülü’ne Ayşegül Genç, Necip Fazıl Fikir-Araştırma Ödülü’ne Mustafa Özel, Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü’ne Azerbaycan edebiyatı ve kültürünün önemli isimlerinden yazar ve siyasetçi Elçin İlyasoğluEfendiyev, Necip Fazıl Saygı Ödülü’ne İlhami Atalay, Necip Fazıl İlk Eserler Ödülleri’ne ise Elif Genç ve Can Acer layık görüldü.




    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR

    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR