Erzurum’da bazıları siyaset yapıyor, bazıları ilim yapıyor, bazıları ise filim yapıyor. Erzurum uçuruyor, gençlik ilim irfanda, sporda, tavan yaptı, hayat dört dörtlük masallarını siyaseten de, ilimden de konuşmasın, yüzü olan kim varsa.
Dadaşın gençliği, bu kadar yalnızlığa, sokaklara, çaresizliğe, ötelemeye düşmemişti.
Ben bizim zamanımızın Erzurum’unu bugünden binkat daha ilerde görüyorum geriye bakınca.
O gün hayat eve başlardı, huzur evde, binlerce yürekte, eğitimde, sokakta, camide, işte olurdu. O gün gençlik sporda, ilimde, sinemada, tiyatroda, kütüphanede olurdu, işte.
Bugün gençlik perişan, spor yok, iş yok, ama siyasi masallar çok, konuşma çok, ama el yok, destek yok, ilim yok.
Bu pandemide ise Kemal Sunal filmleri gibi oldu gençlik.
Eskiden gençliğin ilim içtiği siyasi ocaklar, mekânlar, gençlik kolları vardı, bugün de var da, gençlikte bir kin, nefret halleri doğdu.
Aynı şehirde, aynı sokakta düşman bakışlar, sen şunun adamısın ben bunun tripleri.
Aileler korkar oldu artık çocuklarından, etraftan, sokaktan.
Ben sokakları bu ili de iyi bilirim. Ben Gavurboğan’ı, Tosyayı, Mahallebaşı’nı Erzicankapı’yı, Deremahallesi’ni vs. çok iyi bilirim. Erzurum’luyum
Ben dostluğu, arkadaşlığı saygıyı bilirim, sevgi nedir, abi nedir, amca nedir, Örf , Adet nedir bilirim .
Bugün eğitimde bunları kaybetmiş bir neslin doğuşuna şahit; cemiyetin içinde sıradan biriyim, Kimse siyaset yapıyoruz, gençliğe sahip çıkıyoruz masalı anlatmasın.
Ben o 30 yıl önceki sokağı, dostluğu, saygıyı, sevgiyi, Erzurum günleri arıyorum.
Ha kimsenin aklına da ihtiyacım yok, 20 yıl zaten anlattım gençliğe her güzelliği. Bugün onlar ile oturup ağız tadıyla sohbet ediyorum, bugün o gençlikle çay, kahve içiyorum, yenilerinin inanın ki, üzülerek içim üzülerek izliyorum.
Kimsede güven kalmadı, bir nefret, bir korku, bir ayrımcılık, nereye be can dadaşım nereye?
Hakan Dikmen