Bursa’da İlterişKutlug Kağan Anıt Kompleksi ve Yazıtı’nın Tanıtımı Yapıldı.
Azadmedia.az - Türk Dünyası Kültür Başkenti Bursa, Dil Bayramı’nın 90’ıncı yıldönümünde Uluslararası Türk Akademisi tarafından düzenlenen “Orhun'dan Orhan Gazi'ye” 4. Uluslararası Arkeolojik - Kültürel Gezi kapsamında düzenlenen İlterişKutlug Kağan Anıt Kompleksi Fotoğraf Sergisi’ne ve konuya ilişkin uluslararası tanıtım etkinliğine ev sahipliği yaptı.
Duyurulduğu ilk günden itibaren büyük bir heyecan uyandıran ve çözümlenmesi merakla beklenen İlterişKutlug Kağan Anıt Kompleksi ve Yazıtı’nın uluslararası tanıtımı, 26 Eylül 2022 tarihinde Türk Dünyasının Kültür Başkenti Bursa’da, Tayyare Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
“Orhun’dan Orhan Gazi'ye” uluslararası arkeoloji ve kültür gezisi kapsamında düzenlenen İlterişKutlug Kağan Fotoğraf Sergisi’ne ve konuya ilişkin tanıtım toplantısına Kazakistan Türkiye Büyükelçisi YerkebulanSapiev, Azerbaycan Türkiye Büyükelçisi RashadMamedov, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Uluslararası Türk Akademisi Başkanvekili Dr. Fuzuli Mecidli, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakub Ömeroğlu, Moğol Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü Müdürü GelegdorjEregzen başkanlığındaki bilim adamlarından oluşan bir heyet, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. GürerGülsevin, Prof. Dr. KadralyKonkobayev, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Kafkas Üniversiteler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. İbrahim Şahin. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Doğan, Azerbaycanlı Türkolog St. Elçin İbrahim, KKTC Cumhurbaşkanı Danışmanı Gökhan Güler, Macar Kurultay Vakfı’nı temsilen Ahmet Açıkgöz, TDH Derneği Bursa Başkanı Salih Göktöre Çam ve kardeş ülkelerden bilim insanları ve gazeteciler katıldı.
Serginin açılışında konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Moğolistan'da tarihî Ötüken'in de yer aldığı Nomgon bölgesinde yürütülen çalışmalar sonucunda, 2. Göktürk Devleti'nin kurucusu İlteriş Kutluk Kağan’a ait anıt kompleksi ve yazıtının yakın zaman önce bulunduğunu hatırlattı. Bu haberin bütün Türk Dünyası’nda heyecan ve sevinçle karşılandığını dile getiren Başkan Aktaş, “Bu keşif, Moğolistan coğrafyasında sırasıyla 1889 ve 1897 yıllarında bulunan Orhun ile Bilge Tonyukuk yazıtlarından sonraki üçüncü önemli keşif olma özelliğine sahip. Bilge Kağan ile Kül Tigin'in babası İlterişKutluğ Kağan'ın 7. yüzyıla ait yazıtı, “Türk” adının geçtiği en eski yazıt olarak Türk tarihini değiştirmiş oldu. Türk tarihinin ne kadar köklü, Türk milletinin ne kadar kadim olduğunu somut bir şekilde görüyoruz. Bu tarihî keşfe imza atan Türk ve Moğol bilim insanlarına, keşif grubuna ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum. ‘İlteriş Kutluk Kağan Anıt Komplesi Fotoğraf Sergisi’nin ve gün boyu yapılacak toplantıların hayırlı olmasını diliyor, 26 Eylül Dil Bayramını kutluyorum” dedi.
Uluslararası Türk Akademisi Başkanvekili Dr. Fuzuli Mecidli de Orhun Vadisi’nde yeniden canlanan Türk devlet geleneğinin ‘Orhan Gazi ile başlayan serüvenle’ cihan devleti seviyesine çıkıp, 6 asır boyunca 3 kıtada barış, güven ve istikrarı sağladığını söyleyerek şunları söyledi:
“Türk Dünyası Kutsal Mekânları’ projesi kapsamında gelenekselleşmiş bir uluslararası arkeolojik-kültürel gezi çalışmalarını yürütmektedir. Bu faaliyetin amacı Türk Dünyası tarihi ve kültüründe büyük öneme sahip olan kutlu mekânların araştırılmasına ve tanıtılmasına ve Türk Dünyasının belirli bir konuları üzerine bilimsel toplantılar yapmak suretiyle Türkoloji araştırmalarına katkı sağlamaktır. İlki 2015 yılında Rusya Federasyonu Dağlık Altay Cumhuriyetinde “Altın Beşik Altay”, ikincisi 2016 yılında Moğolistan’da ‘Tanrı Dağlarından Ötüken’e’, üçüncüsü de 2017 yılında Kazakistan’da ‘Kentay’danUlutau’a: Tarihsel Hafızanın Yenilenmesi’ adıyla yapılmış gezinin dördüncüsü, bu sene Türk Dünyası Kültür Başkenti Bursa’da ‘Orhun’dan Orhan Gazi’ye’ başlığıyla düzenlenmektedir. Orhun Vadisinde yeniden canlanan Türk devlet geleneği, Orhan Gazi ile başlayan serüvenle Cihan Devleti düzeyine çıkmış ve 6 asır boyunca üç kıtada barış, güven ve istikrarı sağlamıştır. Bu nedenle Bursa’ya düzenlenen bu gezinin sembolik değeri çok büyüktür”
“…Kutluk Kağan Anıt Kompleksi ve Yazıtları Sergisi çok semboliktir. Başta Türkiye olmak üzere Türk devletlerinin ortak çabalarıyla Türk dili, dünyada hak ettiği saygın konuma yükselmektedir.”
TÜRK TARİHİ VE KÜLTÜRÜ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ BİR KEŞİF
Uluslararası Türk Akademisi veMoğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü tarafından ortaklaşa yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda, Arkhangai bölgesi Nomgon Ovası'nda Göktürk Kağanlığını yeniden canlandıran, Kültegin ve Bilge Kağan'ın babası, İkinci Göktürk Devleti’nin kurucusuİlterişKutlug Kağan'a ait bir anıt kompleksinin ve üzerinde Göktürk alfabesiyle yazılmış bir metin bulunan yazıtın ortaya çıkarılması,son 130 yılın en önemli tarihi ve arkeolojik keşfi kabul ediliyor.
Üzerinde Göktürk Alfabesi’yle yazılmış “Türk” adının bulunduğu en eski yazıt olması bakımından İlteriş Kutlug Kağan yazıtı, Türk tarihi ve kültürü açısından çok önemli bir buluştur.Göktürk Alfabesi’yle, yani seslerin işareti olan harflerle yazılmış taşa yazılmış bir belgeydi ve yazı tarihimizi yüzyıl kadar öncelere götürüyordu. Bu çok önemli keşfin bizi kişisel olarak heyecanlandıran yönü, yıllardır savunduğumuz “Türkistan coğrafyasında tarihimizin 12 bin yılı kayıptır” tezimizi doğruluyor olmasıydı.
Kısaca hatırlatalım..Batılılar “Tarih Sumer’le Başlar” diyorlar. Doğrudur; tarih, insanlığa yazı yazmasını öğreten Sumer’le başlar, ama Sumerler kendilerine Kenger diyorlardı ve Kengerlerin atavatanı bugünkü Türkmenistan ve Kazakistan coğrafyasıydı. Yani yazı, Mezopotamya’dan Türkistan coğrafyasına değil, Türkistan coğrafyasından Mezopotamya’ya taşınmıştır.
Açalım..
Bilim diyor ki, “insanlık resimden piktografa (Eski Mısır'da olduğu gibi harf yerine geçen resimli tek işaret), piktograma (stilize resim), ideograma (doğrudan fikri anlatan işaret), oradan da fonograma (bir harf, hece ya da sesi gösteren işaret), en sonra da harfe (dildeki bir sesi gösteren işaret) geçmiştir. Biliminsanları bunu söyledikten sonra petrogliftenseslerin işareti olan alfabeye geçebilmek için, enaz 10 bin yıllık bir sürecin yaşanması gerektiğini savunuyorlar.
İnsanlığın en eski yazışma dili olan kaya resimleri de, üzerinde ÖnTürk alfabesiyle yazılmış bir yazı bulunan“Altın Elbiseli Adam”ın mezarından çıkarılan gümüş çanak da, seslerin işareti olan harflerle yazılmış Orhun ve Yenisey anıtları da, Kültigin, Bilge Kağan, İlterişKutlug Kağan yazıtları da, aynı bölgede, yani Türkistan coğrafyasındadır, fakat aradaki onbin yıllık tarih şeridi karanlıktadır.Üzerinde Göktürk Alfabesi’yle yazılmış bir metin bulunan İlterişKutlug Kağan yazıtı karanlıkta kalmış/bırakılmış tarihimizin yüzyıllık bölümüne ışık tutması açısından önemlidir.
“ORHUN’DAN ORHAN GAZİ’YE”
Türk Akademisi Başkan Vekili Dr. Fuzuli Mecidli, açılış konuşmasını yaparak, kurumun arkeoloji alanındaki faaliyeti ile ilgili bilgi verdi ve de önemli bir keşfe imza atıldığını dile getirdi.Yazıtın birinci önemli özelliğinin Türk kelimesinin ilk geçtiği ve Türk dilinde yazılmış kaynak olarak daha önce taşınması olduğuna dikkati çekerek, "İkinci özelliği ise bu yazıtı Türk arkeologlar bulmuşlardır. Bundan önceki yazıtları başka bilim adımları bulmuşlardır. Akademi olarak önümüzde sene bulgunun ortaya çıktığı yerde çalışmaları devam ettirmekte ısrarlıyız" dedi.
PROF.GÜLSEVİN: “AKADEMİ’NİN BÜYÜK İŞLER YAPACAĞINA İNANIYORUM”
Moğol Bilimler Akademisi Arkeoloji Tarih Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. GelekdariEregzen, Nomgon Ovası'ndaki bilimsel arkeolojik keşif gezisinin sonuçlarını paylaştı. Eregzen, Kutlug Kağan kompleksinin son yıllarda Moğolistan'da bulunan eski Türk dönemine ait en önemli keşif olduğunu belirtti.
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, toplantıda yaptığı konuşmada, Uluslararası Türk Akademisi'nin bu yazıtlarla ilgili çalışmalarından kaynaklı Türk diline çok önemli hizmet ettiğini söyledi.
Bulunan yazıtların Türk tarihine, kültürüne ve diline önemli katkılar sağlayacağını belirten Prof. Gülsevin, "Akademinin başka önemli işleri de var. Türk dünyasında ortak tarih kitabı yazmak gibi projeleri var. Ortak Türk alfabesiyle ilgili de akademide çalışmalar, projeler yapıldı. Biz, akademinin bu hızla giderse çok büyük işler yapacağını ümit ediyoruz"dedi.
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl da yaptığı konuşmada, Nomgon ovasındaki kazı çalışmalarını yakından izlediğini, fırsat buldukça Moğolistan’daki alan ve kazı çalışmalarına katıldığını anlattı. İlterişKutlug Kağan kompleksinin ve yazıtının Türk tarihi açısından çok önemli bir keşif olduğunu belirterek bu başarıyı gerçekleştiren arkeologları kutlayarak başarılar diledi.
Ayrıca Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Prof. Dr. Hatice Şirin ve daha pek çok bilim insanı da toplantıda söz alarak görüşlerini paylaştılar.
Moğol Bilimler Akademisi Ortaçağ Arkeolojik Araştırma Bölümü Başkanı Prof. Dr. AltangerelinEnkhtor, Moğol Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü uzmanı TserenkhandBuyanhishig ve Uluslararası Türk Akademisi uzmanları Dr. NapilBazılhan ve Dr. NurbolatBögenbayev özel oturumda söz konusu arkeolojik keşif ile ilgili kapsamlı bilgi verdiler soruları yanıtladılar.
ÜZERİNDEGÖKTÜRK HARFLERİYLE “TÜRK” YAZISI OLAN EN ESKİ YAZIT
Uluslararası Türk Akademisi(TWESCO), Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü ile birlikte Moğolistan’ın Ötüken bölgesinde bulunan HangaiJote’dekiNomgon Ovası’nda yürüttükleri arkeolojik kazılar sonucunda, İlteriş Kağan’a ait bir külliyeye ulaştıklarını ve üzerinde Göktürk Alfabesi’yle yazılmış metin bulunan bir yazıt bulduklarını müjdelemişti. 2019 yılında, hedefe çok yaklaşılmışken, Covid-19 salgını nedeniyle iki yıl ara verdikleri kazı çalışmalarına Temmuz 2022’de yeniden hız vermişler ve hedeflerine ulaşmışlardı.
Yıllar süren sabırlı arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarılan İlterişKutlug Kağan yazıtı, KültiginYazıtı’ndan da ( 21.08.732), Bilge Kağan Yazıtı’ndanda ( 20.09.735) çok daha önceki yıllarda dikilmişti. İlteriş Kutluk Kağan yazıtı, üzerinde Türk alfabesiyle “TÜRK” kelimesinin yazılı olduğu en eski anıt olacaktı.
Kültekin ve Bilge Kağan’ı babası İlterişKutlug Kağan adına yapılan 49x415 metre ebatlarındaki külliye, doğu-batı yönünde oval bir şekilde düzenlenmiş. Üzerine toprak yığılarak etrafı kanalla çevrili bir kale inşa edilmiş. Külliyenin batı yönünde ortası delik taş şeklinde bir sunak, iki yavrusu olan bir aslan heykeli ve iki koyun heykeli, doğu yönünde ise 51 adet balbal bulunuyor. Bu balbalların beş tanesinde dağ keçisi figürü saptanmıştı.
Bursa’da yapılan tanıtım toplantısında, bu tarihi arkeolojik kazıda görev yapan arkeologların verdikleri bilgilere göre, özellikle anıt kompleksinde bulunan yazıtın üzerindeki eski Türkçe, Soğdca ve Brahmi yazılarının daha derinlemesine incelenmesi, Türk tarihinde karanlıkta kalmış bazı sayfaların aydınlatılmasını sağlayacaktır.
Toplantı sonrasında katılımcılara Uluslararası Türk Akademisi'nin yayınladığı "Tonyukuk" ve "Kültegin" kitapları sunuldu. Eserlerde farklı dillerinde Türkçe yazılı anıt metinlerinin ilmi ve edebi tercümeleri verilmektedir.
KAŞİFLERE MADALYA
Etkinlik çerçevesinde Türk Dil Kurumu Başkanı Prof.Dr. Gürer Gülsevin, Türk Akademisi Başkanvekili Dr. Fuzuli Mecidlive Nomgon arkeolojik kazı çalışması grubu üyeleri NapilBazılhan, AltangerelEnkhtor, NurbolatBögenbayev, TserenkhandynBuyankhishig, GonchigiinBatbold'a 90. yılını kutlamakta olan kuruluşun özel madalyalarını takdim etti.