Peki, onları oraya getiren halkı ne görüyorlar, aynanın neresine koyuyorlar o hala büyük bir muamma. Zannediyorlar ki bu millet onlara muhtaç, Sanki bu millet onları orda tutmak zorunda, onlara oy vermek zorunda, onların bu millete ihtiyacı yok sanki öyle bir havadalar.

Bakın, günlerce Erzurum ilinde gelecek için ve de bu il için başkanın başlattığı önemli çok şeyler oluyor, insanların bu yapılanlara olan ilgisi yok. Bakın, bütün işlerin olduğu yerde il, ilçe takımı, siyasi goygoycular, birde hakikaten ekmek bekleyenlerin elindekine göz diken kan emiciler, yalaka denilen menfaatçiler, güya her oluşumun içinde bu insanların varlığı varda onlar sayesinde sanılan kan emiciler var, halkın kendisi yok.

Zaten halkı seçim zamanı hatırlayanların, onlarla seçimden başka bir zamanda vakit geçirmeyenlerin bugün onlara uzanan ellerinin de gün gelecek halkın nezdin de itibarı yok sayılacak olması normal. El ele diz dize sadece her yerde birbirine hikâye anlatmaya kalkışanların aslında sonu belli.

Biz halkla beraberiz, iç içeyiz, eğitimin içindeyiz, spor insanıyız her yerdeyiz, konuşuyoruz, onlara samimi bir şeklide el uzatanların kimler olduklarını çok iyi biliyor bu halk, asla samimiyeti, yürekten uzanan eli yok saymıyorlar, Menfaatçileri de münafığı da çok iyi tanıyorlar.

Bu ilde gerçekten sevilen onu görünce yürekten sarılan siyasi adamlar yok değil. İnsanlar önce samimiyete, güler yüze sımsıcak kalbe akıyor.

Kibirli, ukala, kendini beğenmiş bize oy verecekler mecburlar gibi tavırlar artık yemiyor bu şehirde.

Siyaset dün ne dediğini yutma sanatı onlar için olsa da, halkın içinde onların dilleri çatallı yılan gibidir. Dün başka bugün başka konuşanın halkın içinde Allah katında on kuruşluk değeri olmadığı gibi Dadaşlar içinde de değeri yok artık saygı görmüyor o isimler buna inanın.

Dost acı söyler, etrafınızdaki yarın alacağı için boş konuşanların aklı da fikrîde bence samimi değil, olsa zaten şurada büyük tepki var burada yokuz ilde bize karşı tepki büyük ilçelerde bile çok var derler. Ama onlar hala sinekten yağ çıkarma peşinde olunca onca yorgunluğa katlanan siyaset bile bu yalan çukuruna düşüyor.

Hakan Dikmen