AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

Şerefsizliğin bu kadarı da olmaz

  • + A
  • - A
  • 20-02-2023, 16:09

    Şerefsizliğin bu kadarı da olmaz

    6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli 10 ilimizi yerle bir eden depremlerin hemen ardından tüm Türkiye tek yürek olup kenetlenirken bazı şerefsiz fırsatçılar da sahneye çıktı.

    Ülkemize yaşanan deprem afetlerinden halkımız tarafından en çok ihtiyaç duyulan malzemelere zamlar geldi.
    Çadır, polar, battaniye başta olmak üzere birçok üründe artış yapıldı.

    Bir de bu zorlu süreçte ulaşıma yapılan zamlar da dikkatlerden kaçmadı.

    Şerefsizliğin bu kadarı da olmaz denilenler oldu.

    Şerefsizler yardım uzantılı alan adları ile yardım paralarına çalmaya çalıştı.

    Hele ki şu yağmacılar ve yağmalamalar ise asla görmek istemediğimiz görüntüler arasında yer aldı.

    Bu vicdansızlıklar pes dedirtti.

    Vatanını milletini sevmeyenler gün yüzüne çıktı.

    Bu bölgelerde OHAL ilan edildi.

    Hükümet harekete geçti.

    İlgili bakanlıklar incelemelerde bulunarak bu hainliği yapanları tespitine devam ediyor.

    Savcılarımız ise gece gündüz çalışıyor.

    Bir yanda vatanı için canını hiçe sayarak depremzedeler gece gündüz çabalayan bir halk.

    Diğer yanda da bu acı olaydan pirim yapıp, depremzedeler üzerinden para kazanma hırsı olan şerefsizler.

    Bu şerefsizliği yapanlara en ağır cezaların verilmesi gerekiyor.

    Bu tür Şerefsiz insanlara mahkemede indirim falan yapılmasın.

    Bilinen hikâyedir.

    Köy yerinde zorbanın biri, genç kızı kaçırıp ırzına geçmiş,

    Jandarma tecavüzcüyü yakalayıp, mahkemeye göndermiş, adam mahkum olmuş, zavallı kız da başına gelenle kalmış…

    Aradan bir süre geçmiş. Kız köyden kalkıp kasabaya gelmiş. Pazarda dolaşırken bir de ne görsün? Irz düşmanı herif elini kolunu sallaya sallaya dolanıyor.

    Kız şaşırmış, hemen jandarma karakoluna koşmuş:

    “Başefendi, bana tecavüz eden herif pazarda, hani onu mahpusa atmışlardı!”

    Komutan kadını teselli etmiş:

    “Haklısın bacım ama o affedildi…”

    Kız şaşırmış:

    “Kim affetti?”

    “Hükümet affetti, hükümet!”

    Kız, şöyle bir dikilmiş:

    “Bana bak başefendi, herif hükümete mi tecavüz etti, bana mı?

    Bana tecavüz eden herifi, hükümet kim oluyor da affediyor? Irzıma geçilen ben, affeden hükümet! Hükümettekiler kendilerinin ırzına geçen varsa onları affetsin!”

    Kızcağız haklı.

    Acaba duruşmalarda kravat taktı diye iyi halden ceza indirimi olan suçlular…

    Aynı suçu hakim veya savcının bir yakınına karşı işleseler…

    Acaba aynı iyi hal indirimini yaparlar mı?

    Hiç zannetmem.

    Hani Nasrettin Hocanın kadılık yaptığı sıralardaymış.


    Bir adam huzura çıkarak:

    -Kadı efendi, demiş, Yoncalık’ta yayılırken sizin alaca inek, bizim kara ineği süsüp öldürdü.

    Nasrettin hoca şöyle karşılık vermiş:

    -Bunda ineğin sahibinin, yani benim bir suçum yok! Yani hiçbir şey gerekmez. İnekten kan parası alınmaz!

    Adam kurnazın biriymiş. Bu sözü duyunca:

    -Ama demiş, ölen bizim değil, sizin inekti!

    Hoca, adam sözünü bitirir bitirmez:

    -O halde, demiş, işler şimdi çatallaştı. İndirin şu benim kara kaplı kitabı da bakalım…

    Demem o ki…

    Yaşadığımız şu zor günlerde böyle şerefsizlik yapanlara ve suçlu olan müteahhitlere ceza indirimleri uygulamamaları gerekir.

    Cezalar caydırıcı olmalıdır.

    Hakan Dikmen


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR

    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR