AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

İnsanca yaşamanın bedeli nedir anne?

  • + A
  • - A
  • Bu gün, 12:13

    İnsanca yaşamanın bedeli nedir anne?

    Aradan o kadar yıl geçmesine rağmen, ihanet gecesinin izleri halen daha hafızalarımızda...
    Boğaz Köprüsünün heybeti ve hatta dünyanın gözbebeği olan boğazın kendisi dahi saklayamadı o gecenin utancını, hem zaten hangi sokağa dönsen; ihanet gecesinin çıkmaz sokaklarıyla doluydu.
    Kolaydı sanki?
    Hangi birisini saklayıp, silecektik ki; kendimizin dahi kabullenemediğini…
    Kadim milletimin göstermiş olduğu ve yedisinden yetmişine kadınıyla, erkeğiyle genci ve hatta çocuğuyla sergilemiş olduğu kabul etmezlik hareketi o kadar yıldır halen daha taze ve devam niteliğindedir.
    Tıpkı Kurtuluş savaşımızın harareti gibi,
    Tıpkı sözde sağ-sol davası diye bize yutturulan fikir çatışmaları gibi,
    Tıpkı sözüm ona bir kadim milletin hakkının savunulduğunu söyleyip, yine savunulan halkın kendisine yapılan zulmün, hem de o halk tarafından halen daha görülememesi gibi…
    O gün veya günler yaşandı ve bitti…
    Diyemedik, diyemeyeceğiz ve dememek için de kendimizi her türlü gerçek benliğimiz ve kuvvetimizle de alıştıracağız.
    Şöyle bir sağıma soluma bakıyorum da, halen daha içimizde binlercesi var bu zihniyet tarlasının ürününden. Sadece kendilerini suskunluğa ve hatta masumiyet uykusuna kaptırmışlar hepsi o kadar.
    Ellerine bir fırsat geçse var ya; büyük bir çoğunluğumuzu nasıl bir şekilde çiğ çiğ yiyeceklerinin hesabını, güvenilmez katil devlet siyonist bile akıl sır erdiremez. O kadar kindar, o kadar sinsi ve bir o kadar da içten pazarlıklıdır yanı başımızdaki ve içimizdeki şeytanlar.
    Daha düne kadar birbirlerine laf söyletmeyenlerin, bugün sinkaflı küfürlerin destesinde nasıl kulaç attıklarını gördüğüm zaman; kendi küfürlerime methiyeler dizesim geliyor haberiniz olsun.
    Heyhat!
    Nasıl bir nota içerisindeyiz ki menfaat için başımız başka kıçımız başka bir raks içerisinde.
    Birileri bu durumun adını nasıl açıklar bilmem ama sadece şu an ki gidişatımızın hiç te iyi olmadığını görmek için ne yapmak lazım gelir meraktayız doğrusu.
    Sadece 1 ay içerisinde altının gramında oynayan farka bakarak, bu ülkede ekonomiden bahsedecek birilerinin aklından şüpheye düşmeyecek olanlara acırım yeminle.
    Elbette dünya dengesinde oynanan bir güncellemenin etkisi diye geçiştirebiliriz ama çıkarın artık şu kâinatın en büyük savaşını da, siz de kurtulun biz de…
    İnsanın, her şeyin varlığının içerisinde yoklukla imtihanı ne demek?
    Birileri her gün, her saat ve hatta her saniye kazanırken doymak bilmezcesine ve hatta hep bana, hep bana dercesine; başkalarının sadece var olmaya çalışması ne demek anne?
    Şükür ki mezardan içeriye, öte tarafa bir şeyler götürülmüyor… Eyvah eyvah sonra ne olurdu halimiz?
    Ah be annem; nasıl da masum bakıyor hayallerin, şu kirlenmiş dünyanın akıl almaz yüzüne.
    Ah be annem! Böyle mi öğretmiştin bana aslolan her şeyin gerçek bir doğrudan var olduğunu.
    Oysaki hiçbir şey senin bana öğrettiğin gibi çıkmadı ki. Ya sen yanlış biliyordun ya da ben yanlış anlamışım.
    İnsan olduğumuzu zannettiğimiz için insanca bir yaşamayı istemek çok şey midir?
    Daha doğrusu insanca yaşamanın bedeli nedir anne?
    Uzman Gazeteci Yazar
    Hakan Dikmen


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR

    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR