AzadMedia
Telegram Facebook Twitter Youtube Instagram

Prof. Dr. Süleyman Doğan - Türkiye bundan sonraki süreçte hızla tarihi kimliğine geri dönecek- ÖZƏL

  • + A
  • - A
  • 25-05-2023, 10:23

    Prof. Dr. Süleyman Doğan -  Türkiye bundan sonraki süreçte hızla tarihi kimliğine geri dönecek-



    Seçimin galipleri ve mağlupları

    14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine katılım yüzde 89 ile gerçekleşti.

    Cumhuriyet tarihinde en fazla 1987 yılında yapılan seçimlerde yüzde 93 katılım olmuştu.

    Geçen pazar günü yapılan seçim sonuçlarına göre Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzde 49,5; Kemal Kılıçdaroğlu'nun yüzde 44,8; Sinan Oğan'ın ise yüzde 5,4 oy aldılar.

    Bu sonuçlara göre Yüksek Seçim Kurulu, Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerini 28 Mayıs 2023 Pazar günü yapılmasına karar veridi.

    Lobicilik ve dış lobiler…

    Lobi faaliyeti dünyada yeni bir olgu değildir. Lobicilik, grupların, partileri ve hatta örgütlerin amaçlarını gerçekleştirmek için yasama ve yürütmeyi etkilemesi olarak izah edilebilir.

    Lobi faaliyetleri, çoğu zaman bu faaliyetlerin genel kabul gördükleri yerlerde bile hem kamuoyu hem de siyasal sistem tarafından kuşkuyla da karışlanabilir.

    Bu şüphenin sebepleri, yetenekli grupların kamu olanaklarından hak etmedikleri ölçüde yararlanma düşüncesi ve bu grupların politikacı ve bürokratları görev ve yetkilerini kötüye kullanmaya itme endişesidir.

    Gruplar veya bireyler çıkarlarına aykırı gördükleri hükümet düzenlemelerini yönlendirebilmek veya kendilerine ekonomik avantaj sağlamak için lobi yaparlar.

    Lobiciliğin diğer ülkelere nazaran Amerika'da gelişmesinin sebebi, ekonomik ve siyasi sistemin bu tür faaliyetlere daha elverişli olmasıyla açıklanabilir.

    ABD aslında tam bir lobicilerin cirit attığı bir ülke demek yanlış olmaz. O nedenle lobicilik öteden beri ABD'de çok etkilidir.

    Lobi faaliyetleri Amerika'da Başkan Bill Clinton ile birlikte yeni düzenlemelerden geçirilmiş, getirilen bir dizi yenilikle, lobiciliğin ahlaki değer ve kurallarını yeniden tanımlayan düzenlemeler gerçekleştirilmiştir.

    Yeni kurallara göre, devlet memurları derecelerine uygun sürelerce işlerinden ayrıldıkları zaman lobici olamamaktadırlar.

    Baskı gruplarının doğrudan etkileme misyonunu yerine getiren lobiciliğin yararları ve sakıncaları hakkında çok fazla şeyler söylenmiş olmasına rağmen bunların siyasal partiler gibi çağdaş siyasal yaşamın bir parçası olduğunu kabul etmek gerekir.

    Lobilerin varlığını göz önüne almaksızın siyasal yaşamı ifade etmek mümkün değildir.

    Lobi faaliyetlerinin temeli, ABD'de Cumhuriyetin benimsendiği ilk dönemlere kadar dayanmaktadır.

    Günümüzde ise lobicilik, başkentte sayıları 100 bine varan lobici tarafından yürütülen etkin bir faaliyet alanıdır.

    ABD merkezli gruplar ve örgütler ve hatta düşünce kuruluşları gelişmekte olan ülkelerde seçim dahil, ekonomik ve siyasi lobi faaliyetinde bulundukları aşikardır.

    Ülkemizde de yer yer yaptıkları gözlenmiştir. Bunun içinde Avrupa ülkelerini de dahil edebiliriz.

    Lobi faaliyetini tabiri caizse çaktırmadan yapan ülkelerin başında ise İngiltere gelir. Öteden beri İngiliz siyaseti çok fazla görünürde olmadan işini yürütür.

    İşin sonunda İngiltere'nin olduğunu fark edersiniz. Başta çok oralı olmaz gibi görünür.

    Kamuoyunu etkilemek için lobicilik bugün büyük oranda sosyal medya yoluyla yapılmaktadır.

    Günümüzde lobiciler sahip oldukları olumsuz imajı değiştirmeye yönelik çalışmalar içine girmişlerdir.

    Bu çalışmaların en önemli yönünü de tüm lobicilerin uyması gerektiğine inanılan bir düsturun hazırlanması oluşturmaktadır.

    "Lobicilikte Ahlak Kuralları" (Lobbying Ethics) olarak adlandırılan düstur, lobiciler tarafından mesleğin prestijinin yükseltilmesi hedeflenerek ortaya konulmuştur.

    Türkiye'deki son seçimlerde lobicilik sosyal medya yoluyla etkili olmuştur.

    Seçimde FETÖ etkisi!

    FETÖ ve diğer dış uzantılı kamuoyunu etkileme araçlarının tesirsiz olduğu ortaya çıkmış yalan üzerine siyaset yapılamayacağı anlaşılmıştır. Bunların siyasette ciddi bir ağırlıkları olmadığı görülmüştür.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beş dönem üst üste seçilerek ve seçimlerden galip çıkarak dünya siyaset tarihine geçecek zaferler kazanmıştır. Dünyada bir eşi yoktur.

    Tayyip Bey bu başarıyı küresel sermayenin sahibi ve küresel para lobisinin düşmanca tutumuna rağmen, krizler çıkartmasına rağmen başarmıştır.

    Ayrıca bunun dışında; korona salgını, Ukrayna savaşı, 18 vilayetimizi yıkan depremler ve borsa/döviz krizlerine rağmen başarmıştır.

    Önümüzdeki yıl yapılacak mahalli idareler seçimlerinde CHP'nin büyük şehirleri kaybedeceği ihtimal dahilinde görülmektedir.

    Bu seçimlerde sosyal medyanın ABD merkezli küresel şirketlerinin elinde olması; bölücü, yıkıcı, ahlaksız, iftira ve karamalar yapmalarına, insanların namus ve şerefiyle oynamayı alışkanlık haline getirdikleri görüldü.

    Bu zümre proje ve iş yapmayı küçük görücü, doğru kararları eleştirmek suretiyle gerçekleri çarpıttıkları görülmüş, destekledikleri parti ve hareketlerin gücünün abartarak anlattıkları görülmüştür.

    Anket şirketlerinin yanlış ve abartılı tahminleri, kamuoyunu yanıltmaya dönük çalışmaları Batı dünyasının Türkiye seçimlerine müdahalesi olarak değerlendirilmelidir.

    Bu seçimleri müteakip gecikmeksizin, derhal sosyal medyanın millileştirilmesi yönünde bir çalışma yapılması gerektiği ortaya çıkmıştır.

    Seçimin galipleri…

    Bir kere meclise 1980 tarihinde sona meclise en fazla partili bir meclisle temsil edilecek. Yeni mecliste 15 parti ile temsil edilecek.

    İşçi Partisi'nden, Yeniden Refah Partisi'ne kadar renkli simalar mecliste temsil edilecek.

    Seçimlerin önemli belirleyicilerinden biri de gençler olmuştur. Seçimlerin bir başka önemli göstergesi sağın yüzde 65, solun yüzde 35 oy dağılımına sahip olduğu görülmüştür.

    Şunu peşinen söyleyebiliriz ki, seçimlerin çeyrek asırdan beri kaybetmeden hep kazanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır.

    aa.jpg
    Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Mayıs Pazar günü yapılan seçim ilk turunda oyların yüzde 49,5'ini aldı / Fotoğraf: AA
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, girdiğim seçimlerde hep birinci parti olarak çıkmıştır. Bu durum Cumhuriyet tarihinde bir ilk olduğu gibi dünya tarihi içinde de önemli bir yer tutmaktadır.

    Bir başka kazanan yeni simalar Fatih Erbakan ve Sinan Oğan'dır. İleride belki de bu iki ismi sık sık duyacağız.

    Bu seçimlerde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) de anket sonuçlarında yüzde 7 civarında gösterilirken, yüzde 10'u aşmıştır ve 50 milletvekili çıkartmayı başarmıştır.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığını destekleyen Doğu Perinçek'in Vatan Partisi ise milletvekili seçimlerinde varlık gösterememiştir.

    Seçim ittifakları

    14 Mayıs 2023 seçimleri tam bir ittifaklar seçimi olmuştur. Bu seçimde parlamento aritmetiği önemli ölçüde değişti.

    2018'deki seçimlerde 344 milletvekili çıkaran AKP ve MHP'nin içinde yer aldığı Cumhur İttifakı, 323 milletvekili ile yine Meclis'te çoğunluğu elde etti.

    Yüzde 35 oy alan CHP ve İYİ Parti'nin içinde yer aldığı Millet İttifakı 212, yüzde 10,5 oy alan Yeşil Sol Parti ve Türkiye İşçi Partisi'nin içinde yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı ise 65 milletvekiliyle temsil edilecek.

    İYİ Parti ve MHP oy oranlarını büyük ölçüde korudu. Yeşil Sol Parti listesinde seçime giren HDP ise yüzde 3 oy ve 6 milletvekili kaybetti.

    AKP, CHP, MHP, Yeşil Sol Parti ve İYİ Parti Meclis'te grup kuracak sandalye sayısına ulaştı.

    HÜDA PAR, Demokratik Sol Parti, Türkiye Değişim Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Türkiye İşçi Partisi de ittifaklar içinde barajı aşarak, parlamentoda temsil imkanı buldu.

    CHP listelerinden seçime giren DEVA Partisi 15, Gelecek ve Saadet partileri 10'ar, Demokrat Parti 3 milletvekili çıkardı. Yani Meclis'te, 38 milletvekili, seçildikleri CHP'den partilerine dönecek.

    CHP, ittifaklar nedeniyle sandalye kaybetti

    2018 seçimlerinde toplam yüzde 22,6 oy alan ve 146 milletvekili çıkaran CHP, oylarını yaklaşık 3 puan artırarak 169 milletvekili çıkardı.

    DEVA, Gelecek, Saadet Partisi ve Demokrat Parti'nin CHP oylarını artıracak sinerji yaratmadı ve parti psikolojik sınır olan yüzde 30 üstü oy hedefine ulaşamadı.

    Oy artışının sınırlı kalmasındaki bir başka etken olarak da CHP seçmeninin listelerinden muhafazakar partilerin adaylarına oy vermekten kaçınması ve listelere tepkiler olarak yorumlanabilir.

    aa1.jpg
    Ancak, CHP kökenli bir isim olan TDP; Genel Başkanı Mustafa Sarıgül'ün adaylığı, sonuçlara olumlu yansıdı.

    Sarıgül, Erzincan'da CHP oylarını yaklaşık yüzde 10 artırarak, yıllar sonra partinin parlamentoda temsilini sağladı.

    CHP ve İYİ Parti, 7'si İYİ Parti olmak üzere toplam 17 ilde "fermuar" sistemiyle ortak liste ile seçime girdi.

    Ağırlıklı olarak İç Anadolu'da İYİ Parti listesiyle seçime girerek, "milliyetçi oyları çekme" çabası ise sonuç vermedi.

    İYİ Parti listesiyle seçime girilen Yozgat'ta eski bakanlardan Lütfullah Kayalar, Aksaray'dan Turan Yaldır Meclis'e girdi.

    Buna karşın CHP listeleriyle seçime girilen Adıyaman, Bartın, Batman, Çorum, Erzincan, Hakkari, Rize ve Van'da CHP vekil sayısı ve oy oranını artırdı.

    CHP, Erdoğan'ın memleketi Rize'den Tahsin Ocaklı ile Meclis'e girmeyi başardı. Aynı şekilde 1999'da il olan Düzce'den ilk kez milletvekili çıkardı.

    Sezgin Tanrıkulu'nu Diyarbakır'dan aday gösteren CHP bu ilde de uzun süre sonra milletvekilliği aldı. Van, Batman, Hakkari ve Şırnak'ın da aralarında bulunduğu illerde oy oranını artırdı.

    İYİ Parti umduğunu bulamadı

    İYİ Parti ise geçen seçimlere göre oy oranını koruyarak, yüzde 9,69'luk oy oranıyla 44 sandalye çıkardı.

    Ancak, "birinci parti çıkarak, başbakan olma" hedefi koyan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, umduğu sonucu alamadı.

    İYİ Parti'nin oy oranında kıpırdama olmamasının nedeni olarak, mart ayında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkarak, ittifak masasından önce kalkıp, sonra dönmesi nedeniyle seçmene güven verememesi gösterilebilir.

    Akşener, masaya tekrar dönmeseydi belki oyu ve sandalye sayısı daha fazla olabilirdi.

    meralakşener.jpg
    HDP geriledi!

    HDP, kapatma davası nedeniyle adaylarını Yeşil Sol Parti listesinden gösterdi. Meclis'te en az 80 milletvekilliğini hedeflemesine karşın, oyları yaklaşık 3 puan geriledi ve 61 milletvekili çıkardı.

    HDP, CHP'nin bazı Doğu ve Güneydoğu illerinde milletvekili çıkarması nedeniyle oy oranı gerilerken, büyükşehirlerde umduğu sonucu alamadı.

    27. dönemde milletvekili çıkardığı Ankara birinci Bölge'deki bir milletvekilliğini de kaybetti.

    Oyların düşüşünde, stratejik CHP seçmeninin, partisine dönüşü ve ittifak içinde yer alan TİP'in ayrı liste ile seçime girmesi de etkili oldu.

    TİP ise yüzde 1,7'lik oy oranıyla barajı aştı ve yine 4 milletvekili çıkardı. Genel Başkan Erkan Baş, Ahmet Şık, Sera Kadıgil yeniden seçilirken, Gezi davasından tutuklu bulunan Avukat Can Atalay, Meclis'e giren yeni isim oldu.

    Kamuoyunca tanınan popüler gazeteci, sanatçılara da listelerinde yer veren TİP, beklediği sıçramayı yapamadı ve Hazine yardımı almak için gereken yüzde 3 oy oranına ulaşamadı.

    Kadın milletvekili sayısı arttı

    Seçim sonuçlarına göre parlamentodaki kadın milletvekili sayısı 121 oldu ve bu cumhuriyet tarihi boyunca kadınların en yüksek temsili anlamına geliyor.

    AKP'den 50, CHP'den 30, Yeşil Sol Parti'den 30, İYİ Parti'den 6, MHP'den 4, TİP'ten ise bir kadın milletvekili seçildi.

    Nevşehir ve Giresun, ilk kez Meclis'e kadın milletvekili gönderdi.

    Nevşehir'den MHP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Kılıç, Giresun'da ise Elvan Işık Gezmiş, bu ilden seçilen ilk kadın vekiller oldu.

    Aralarında Adıyaman, Aksaray, Erzurum, Karaman, Ordu, Zonguldak'ın da bulunduğu 30 ilde ise sadece erkek adaylar seçildi.

    Fatih Erbakan

    İttifakta sürpriz yapan parti ise Yeniden Refah Partisi oldu. Yeni kurulan bir parti olmasına ve ayrı listeyle seçime girmesine karşın parti, Meclis'e girerek Genel Başkan Fatih Erbakan ile birlikte 5 milletvekili çıkardı.

    HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ile Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, Yeşil Sol Parti Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Akın, Meclis'e yeni giren genel başkanlar oldu.

    Muhammed Ali Fatih Erbakan
    Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan
    Mustafa Destici ve Ümit Özdağ

    Cumhur İttifakı Adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra, milletvekili adayı olmayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile Millet İttifakı çatısı altında seçimlere giren DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin genel başkanları da Meclis'te olmayacak.

    27. dönemde partilerini Meclis'te temsil eden BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, aday oldukları illerden seçilemedikleri için bu dönem partilerini Meclis'te temsil edemeyecekler.

    Memleketi Osmaniye'den yeniden milletvekili seçilen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yeşil Sol Parti listesinden seçime giren HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, TİP Genel Başkanı Erkan Baş yeniden milletvekili seçildi.

    Rakamların dili

    Türkiye'de toplam kayıtlı seçmen sayısı 64 milyon 190 bindir, bu seçimde yurt içinde 60 milyon 697 bin seçmen oy kullandı Türkiye'de 4 milyon 904 bin seçmen ilk defa seçim sandığına gitti.

    Gümrük kapılarında ve yurt dışı temsilciliklerine oy kullanan seçmen sayısı bir milyon 817 bindir.

    Bu seçimlerde toplam 56 milyon 595 bin oy kullanıldı, bu oyların bir milyon 36 bini geçersizdir, seçime katılmayan seçmen sayısı 4 milyon 102 bindir, geçersiz oylarla birlikte seçime katılmayanların oranı toplam seçmen sayısının yüzde 18'idir.

    Geçersiz oylar daha çok AK Parti'ye oy veren kanattan gelmiştir. Seçime katılmayanların da büyük miktarı AK Partili veya deprem dolayısıyla şehrini terk edip oy kullanamayan seçmenlerdir.

    2002 yılından beri Türkiye'de oy kullanma oranı, sandığa gitme oranı sürekli artmıştır. 2002'de yüzde 79 olan bu oran her yıl artarak 2023'te yüzde 88'e çıkmıştır.

    İlk defa bu seçimde oy veren x kuşağı, y kuşağı gibi acayip tariflerle anılan gençlerin oy oranı yüzde 8 civarındadır.

    Bu girişin partilerin oy tabanlarında ve geleneksel oy alma eğilimlerinde herhangi bir değişiklik yapmadığı görülmüştür. Partiler geleneksel oy oranlarını sürdürmüşlerdir.

    Sinan Oğan bu seçimlerde yüzde 5.2 oranla 2 milyon 829 bin oy almıştır. Hiçbir propaganda ve medya desteği olmadan elde edilen bu başarı ilginçtir.

    Sinan Oğan'ın aldığı oyların sosyolojik tabanın zayıf olduğu gözden kaçmamalıdır.

    Oğan, 28 Mayıs'ta kimi işaret ederse etsin kendisine oy veren seçmen üzerinde oy tercihini etkileyecek ve seçim sonucunu değiştirecek bir tesir yaratacağı olası görünmemektedir.

    Elbette belli bir oranda etki edebilir ancak sonuç değiştirecek durumda olmayacağı kanaatindeyiz.

    Sinan Oğan, Ümit Özdağ ve Zafer Partisi birlikte hareket etmiştir. Ancak Türk seçmeni kimseyi dinlemez, işaret edilen yere gitmez.

    Göçmen karşıtlığının ve yabancı düşmanlığının Türkiye'de her belli oranda bir oy karşılığı vardır ancak uzun vadede ülkeye getireceği çok fazla getirisi yoktur.

    Göç ve göçmenler ülkelere zarardan ziyade fayda getirdiği tarih bize göstermektedir. Biz Türkler Anadolu'ya göç yoluyla geldiğimizde bir hakikattir.

    Geçersiz oyların büyük yekûnu AK Parti ve Cumhur İttifakı seçmeni olmasından dolayı; AK Parti 28 Mayıs'a kadar seçmeni eğitmesi oy kullanma ve sandığa götürme ile ilgili çalışma yaptığı takdirde oy oranını daha da artıracağı kanaatindeyiz.

    Bahar gelecek…

    "Bahar gelecektir, söz milletim, 300 milyar dolar temiz yatırım buldum, internet altyapısını geliştireceğim" gibi ifadeler tutmamıştır.

    Temiz yatırımın nere menşeli olduğu, bu parayı kim verdiği şüphe uyandırmış, seçmenin zihnini karıştırmıştır.

    Sosyolojik olarak dil mantığı itibariyle; sözünde durmayacak adamlar söz verirler, sözünü yerine getirecek adamın söz vermesine gerek yoktur.

    AK Parti deprem bölgesinde oy patlaması yapmıştır. Halk Tayyip Bey'in bir yıl içinde yıkılan konutları yapacağına dair sözüne inanmıştır.

    Nitekim İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet Halk Partisi'nin eline geçtikten sonra büyük ölçüde yatırım gücünü, iş yapma gücünü yitirmiştir.

    Cibali'den Eminönü'ne uzanan 2 istasyonluk tramvay hattını 4 seneden beri yapamamıştır. Planlanan, tasarlanan ve itirilen hiçbir proje yoktur.

    Hızray, Metrobüs hattının metro hattına dönüştürülmesi gibi vaat edilen projeler unutulmuştur.

    Millet kuvvetliden yana oy kullanır. Tayyip Bey'in seçimi kazanma ihtimali yüksek görünmektedir.

    Bundan sonra anket şirketlerinin sosyal medya organlarının yanıltıcı anketler yapması milleti etkilemez, aksine daha fazla tahrik ederek Tayyip Bey'in oylarını arttırmasını sebep olabilir.

    Kılıçdaroğlu'nun siyasi davranışları gelenekselleşmiştir. Kılıçdaroğlu esasen kazanacağı seçime girmez, yenilen pehlivanın güreşe doymaması gibi bir davranışı alışkanlık haline getirmiştir.

    Karizmatik lider Erdoğan

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en öne çıkan özelliklerinden biri de karizmatik lider oluşudur.

    Alman sosyolog Max Weber'in de belirttiği gibi gerçek karizma: İlahi bir varlık tarafından yapılan üstün bir çağrıya dayanan ve hem çağrılan şahıs hem de söz konusu çağrıyı yerine getirirken meşgul olduğu kişilerce buna inanılan liderlik anlamına gelmektedir.

    Bu anlamda, bir kişinin kendisi veya başkaları tarafından algılanan karizmatik özelliği insanın var oluşu ve içinde yaşadığı evrenin en temel bazı özellikleriyle bağlantısında yatmaktadır.

    Söz konusu bu güce sahip olan karizmatik lider ise, bünyesinde bulunan karizma yaratan nitelikleriyle, kendi istediği şekilde diğer insanları davranışa yönelten kişidir; izleyicilerini yüksek performansa yönelten kimsedir.

    Türk toplumunun en fazla karizmatik lider tipini istediği, diğer lider tipleri olan otoriter ve demokratik liderleri ise pek fazla istemediği, bu liderlerin sahip olduğu özellikleri çok önemli görmediği ortaya çıkmaktadır.

    Türk toplumunun bir liderde aradığı özelliklerin çoğu Recep Tayyip Erdoğan'da mündemiçtir (içkin).

    Türkiye'deki araştırmalarda seçmen tarafından en fazla istenen lider özelliklerini bünyesinde taşıyan lider tipi karizmatik liderdir.

    Türk toplumu tarafından bir liderde en az olması istenen özelliklere ise demokratik ve otoriter lider tipleri sahiptir.

    Türk toplumunun en fazla istediği lider tipi karizmatik, en az istediği lider tipi ise hukuksuz otoriter ve otoritesiz demokratik liderdir.

    Türk halkı iş yapan, çare bulan, hizmet götürün idarecileri sever. Türk seçmeninin istediği lider tipi Recep Tayyip Erdoğan olduğu için her seçimde vatandaş en fazla oy vererek ödüllendirmektedir.

    Bu nedenle bu seçimin galibi hiç şüphesiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Batılı sosyal medya kurumlarının yoğun karalama kampanyalarına rağmen halk kararında yanılmamıştır.

    Seçimin sonucu!

    Cumhur İttifakı partileri iyi çalışırlarsa Cumhurbaşkanı Tayyip Bey'in alacağı oy yüzde 58, iyi çalışmazlarsa alacakları oy yüzde 53 civarında bir oy alacağı kanaatini taşıyoruz.

    Seçimlerde Anadolu irfanı okumuş cehaleti mağlup etmiştir. 28 Mayıs seçimleri 27 Mayıs'la başlayan darbelerin reddi, 29 Mayıs'ın habercisi olacaktır.

    Türkiye bundan sonraki süreçte hızla tarihi kimliğine geri dönecek, dünya tarihinin ana yazıcılarından biri olacağı yönünde tahminleri kuvvetlendirecektir.

    Görünen o ki ikinci turda da halkın büyük teveccühünü kazanarak yeniden aynı koltuğa oturmaya devam edecek, Türkiye'yi dünya tarihi içindeki layık olduğu yere getirecektir.

    Çünkü perşembenin gelişi çarşambadan bellidir vesselam.


    www.AzadMedia.az

    Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.
    OXŞAR XƏBƏRLƏR

    Köşə
    XƏBƏR LENTİ
    BÜTÜN XƏBƏRLƏR