Öncelikle; depremde kaybettiğimiz Canlarımıza Allah'tan Rahmet, yaralılarımıza Rabbim'den acil şifa; depremde yakınlarını kaybeden Canlarımıza başsağlığı, Vatanımıza, Devletimize, Milletimize başsağlığı, daha fazla can kaybı olmamasını dilerim.
Dünya Tarihi'nin en büyük afetlerinden birini yaşıyoruz!
Ne kadar büyük olduğunu kısaca ifade etmeye çalışayım:
8 şiddetindeki bir deprem 60 megatonluk bir atom bombası kadar enerji üretir. Dünkü 2 deprem 7.7 ve 7.6 şiddetindeydi.
Şu an dünyadaki en güçlü nükleer savaş başlığı sadece 2 megaton!
işte bu kadar büyük coğrafyada, bu kadar etkili olmasının sebebi yere yakınlığı ve çok uzun sürmesindendir. Yani dünkü deprem; 120 megaton güç çıkışı ile tarihte görülmemiş bir enerji boşalmasına sebep olmuştur.
(60 en güçlü nükleer bomba gücünde)
"2 megaton ne demek, yıkıcı güç olarak ne yapar" sorarsanız; Japonya Nagazaki'ye atılan atom bombası 1.2 megaton gücündeydi. İşte biz dün arka arkaya "tarihte eşi benzeri yasanmamış devasa büyüklükte" iki deprem yaşadık. Son 200 senede Türkiye'de 13 tane 7'nin üzerinde deprem yaşanmış. İlk defa 9 saat arayla bu kadar şiddetli 2 deprem bu coğrafya da meydana gelmiş..
Daha önce böylesi hiç olmamış, görülmemiş! Bir ilk. İtalya Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü Başkanı/Carlo Doglioni:
"Türkiye, 30-40 saniye içinde üç metre hareket etti! Bu daha önce yaşanmış, görülmüş bir şey değil. Maraş'ın dağ silsilesinde yaklaşık 40 km'lik bir yarık oluştu. Bu olağanüstü bir durum. Türkiye 3 metre Arap Yarımadası'na doğru kaydı. Kahramanmaraş’taki depremler o kadar şiddetliydi ki Grönland ve Danimarka’da da hissedildi."
(Yerbilimci/Prof. Dr Cenk Yaltırak'tan alınmıştır.)
Depremin güçlünü azda olsa beyinlerde sekillendirebildiğume inanıyorum.
Bu felaketten; Avrupa'daki bir çok ülke nüfusundan daha çok Canımız; Avrupa Ülkeleri'nin toprağından daha fazla bir alan bu afetten etkilendi.
Yunanistan'ın nüfusu on bir milyon;
Bulgaristan'ın nüfusu yedi milyon değil.
Azerbaycan Gürcistan Ermenistan nüfuslarını alt alta yaz topla on altı milyon civarı.
Afetten etkilenen Canlarımız ise yaklaşık on dört milyon.
Dünyanın en gelişmiş ülkesi birden bu kadar büyük afete anında cevap veremez.
Keşke verse, verseydi ama veremez!
Binlerce Can göçük altında!
Koskoca Türkiye'nin de kalbi, ruhu, beyni göçük altında!
Böyle olmasına rağmen, vatan hemen taktire şayen bir refleksle birlik olup, ihtiyaç malzemelerini hazırlayıp hemen yardım elini uzattı.
Şu an benim tanıdığım her kurum yardım malzemesi paketleyip göndermekle meşgul.
Gerçekten Vatan Evlatları çok kutsal ve öpülesi devasa bir kalbe sahip!
Sadece Türkiye'den mi!
Ben Azerbaycan'ı Türkiye'nin dışında bir devlet saymasam da, sonuç olarak ayrı ülke:
Deprem olur olmaz, özel birliklerine hazırol emri verip, özel birliklerini toplayıp, uçağı doldurduktan sonra uçağı kaldırdı, Türkiye'deki yöneticilere "Gelelilim mi demeden geldik uçağı nereye indirelim" dedi.
Azerbaycan'dan, diğer Türk Devletleri'nden gelen videoları şahsıma gelen mesajları burada yazsam, destan olur.
Şaşırmadık her zaman geliyoruz demeden, geldik deyip yardıma koşan kardeşimiz Can Azerbaycan oldu.
Arkasından Kazakistan, diğer Türk Devletleri, Pakistan her türlü ekipmanını, yardım malzemesini gönderdi.
Sadece, kardeş, dost bildiklerimiz mi?
Benim bile güncel politik olaylarda kalemimin ve ağzımın ayarını kaçırıpta küfür ettiğim,
Yunanistan, Fransa, İran hatta hatta Ermenistan bile yardıma koştu.
Düşman bildiklerimiz, kızarak alemin mürekkebini bitirdiğimiz, konuşurken dilimizi kurulduğumuz düşman gördüklerimiz bile yardıma koşarken; yaşanılan bu felaket esnasında tartışacakları en azından biraz zamana öteleyerek dikkatli olmamız gerekir.
1- Böyle bir felaketten, Canlarımız gömülmemişken, siyaset devşirilmez.
2-Felaket tellallığı yapılmaz, moral aşılanır, birlik çağrısı yapılır.
3-Devlet hepimizin devleti, devlet bakidir, devlet kötülenmez. Devlete nasıl yardımcı olacağı düşünülür.
4- Soğukta karda kışta eli ayağı öpülesi devlet ve sivil arama kurtarma kuruluşlarımız Canlarımız için uğraşırken; sıcak soba karşısında bir elinde kahve bir elinde sigara ağız, kalem dolusu çok bilmiş bilmiş akıl öğretilmez.
Yapabileceğin birşey varsa yaparsın, yapamıyorsan elini açarsın dua edersin.
5-Ben şunu bunu yaptım denmez. Ayıptır, terbiyesizliktir. Kısaca sağ elin verdiğini sol elin görmez.
6-Resmi makamların haricinde bilgi paylaşılmaz, resmi bilgiler yalanlanmaz.
7-Yakınlarını kaybeden kimse, hiç suçun olmadığı halde ileri geri konuşmayı bırak; ana avrat sana küfrediyorsa bilehaklıdır. Tartışılmaz, haklısın denir.
8-Dili, dini, ırkı bir olsun veya olmasın bu Vatan'da yaşayan herkes bu Vatanın evladıdır; CANIMIZDIR. Irkçılık yapılmaz.
Yazmadan edemeyeceğim;
Akıl öğretiyor diye düşünülmesin lütfen; sadece gönlümden geçen istek:
Canlarımız toprak altında beklerken, devlet, kuruluşlar ve yakınını kaybeden insanlar bir insan kurtarabilir miyiz, elin gevuru dahil insanlar bir yardım daha ulaştırabilir miyiz çabasındayken, bu felaketin ağır tramvasının boşluğundan faydalanarak, zarar görmüş, yıkılma tehlikesi olduğundan girilemeyen evlerin eşyalarını çalan, ben şucuyum bucuyum diyerek evdekileri dışarı çıkararak, ev ve işyerlerini, yardım konvoylarını yağmalayan fırsat düşkünü, şerefsiz, kansız, anası belli olmayan kahpe çocukları da affedilmemeli, vur emri verilip oracıkta çaldığı eşyanın üstüne gebertilip uzatılmalı; aç köpeklere atılmalı.
Vatan:
Sen, çok şeyler atlattın, bu birlikle seni kimse yıkamaz!
Bunları da atlatırsın!
Allah, Devletimizi, Vatanımızı, Milletimizi var etsin!