
“TÜRKİYE DE ÜRETİM VE BÖLÜŞÜMDE DENGE ARAYIŞI ÖNERİLERİ”
Devlet bizim huzur ve konforumuz için makro dengeleri korumak için var ve gereğini yerine getiremiyorsa yönetimde basiret ve ferasetten bahsetmek mümkün değildir.
Devlet ve devleti yöneten yürütme, vatandaşlarının huzur ve konforu için çözümler üretmelidir. Önemli bir lider “çözümü olmayan eleştiri nifak” der. Naçizane eleştirilerime dair çözümlerim, ekonominin temel dinamikleri üretim ve bölüşüm üzerine kurguladığım iki önermemi aşağıda bilgilerinize sunarım.
Matematiksel dengesizlik ve çözüm önerisi;
Matematik eşitlik üzerine kuruludur. Ekonomi de matematiksel bir denge ile yürütülmeye çalışılan üretme ve bölüşme eylemleri olduğuna göre, üretim maliyetlerindeki artışın, bölüşümde adaletli bir artış ile karşılanmalıdır. Fakat adaletli bir artış yapılsa bile 6 ay veya 1 yıl sonra oda pazarlıklar sonucu yapılan artışların olması dengesizliğin emaresidir. Matematik sorunun çözüm zamanında eşitlik ile biten sonuçlar sunar. X ay sonra ilave yapmaz, eksiltmez.
Örneği basitleştirelim. Bir çalışan 3.000 TL ücret alırken, mazot 8 lira olsun. 6.000 TL aldığında mazot 27 TL oluyorsa zam yapılmasına rağmen çalışan aleyhinde %169 zafiyet üretilmiştir. Bir de bu zafiyeti aylarca 3.000 TL maaş almak zorunda kalıp 6.000 TL’ye çıktığı zamana kadar ki dengesizliğin zafiyetini kimse anlatamaz.
İkinci bir örnek verelim. Yine aynı çalışan 3.000 TL maaş alsın ve 63 TL’ye 5 Lt’lik sıvı yağı 175 TL’ye almak zorunda kalsın. Bu zorunluluğundan aylar sonra maaşı 6.000 TL olsun. Buradaki zafiyet çalışan lehine maaş artışı olmasına rağmen dengesizliğin %139 olduğu görülmektedir.
Enflasyonu dizginleyemeyen bir irade olmadığı için, benim birinci önermem şu şekildedir. Madem çalışana 6 ayda bir zam yapılıyor, o zaman iç pazarda zamlarda 6 ayda bir yapılmalıdır. Dışarıdan tedarik yolu ile gelen ürün maliyetlerindeki güncel artışlar devlet tarafından sübvanse edilmeli, azalışlar diğer artışların dengelenmesi için kullanılmalıdır. Vatandaş devletin bu yönlendirmesi ile standart yaşamını sürdürmeli ve işine odaklanmalıdır.
Refah artışı nasıl sağlanır;
Refah artış yani bölüşümü artırma önerim ise; çalışanlara insan onuruna yakışır bir artışı yapmak için, üretim maliyetlerine çalışanlara verilecek refah payı kadar artışın eklenmesidir. Bu tezimi de örnekleyelim. İşletmelerin ortalama genel yönetim gideri, hammadde girdisi ve vesaire giderlerinin içinde işçilik maliyetleri hesaplanıp oransallaştırılır ve işçilik maliyetlerine refah artışı eklenerek ürün maliyetlerinde bir artış ilave edilir.
Bu örneğimizi ete kemiğe büründürelim. Sektörel ele alınmalı örneklem çalışmalar ile çözüm üretilmelidir.
Basit anlamda bir örnekle yürüyelim. Genel yönetim giderleri 100 birim, hammadde giderleri 100 birim, işçilik giderleri de 100 birim olsun. Toplam maliyet 300 birimdir. Çıkan ürünü de anlaşılsın diye 300 TL’ye satılsın. Çalışanlara yapılacak %20 artış ile 120 birim maaş verilsin, ürün maliyetine eklenmesi ile toplam işçilik artışla beraber 120 birim olurken, ürün maliyeti 320 TL’de kalacaktır. Çalışan %20 alım imkânı yaratılırken, %7 zamma tekabül edecektir. Bu yöntem ile ekonomide satın alma paritesi çalışan lehine %9 artırılmış olur.
Özellikle içi pazarda işverenleri de üzmeyecek bu yöntem, Türkiye de uygulanması önerilir. İhracat ayağında sorun gibi gözükse de zaman içerisinde maliyetler kendi dengesini bulur.
Sonuç:
Çözümü önersekte uygulanmadıkça bir anlamı olmayacağından, bu iki tezim milletvekillerinin maillerine göndereceğim. Makro anlamda nasıl yol izleneceği ile ilgili çalışmalar yapılır ise belki üretim ve bölüşüm dengesi yakalanarak vatandaşlarımıza konfor ve huzur ortamı yeniden yaratılabilir.
Bizim çözüm önerimiz uygulanmasa ve doğru bulunmasa da, soruna parmak basmak için en azından yeni çözüm üretmek amacıyla tetikleyici bir başlangıç olabilir.
Serdar Şahin
29 Kasım 2022
Mətndə səhv var? Onu siçanla seçin və Ctrl+Enter düyməsini basın.